Medyaya Ancak Bu Gün Düştü!
Dayandıkları anlam zinciri koptu. Dünyayı silah ve propaganda ile kontrol edemez hale geldiler. Dünyanın bir devrimler çağına girdiğini gördüler. ABD’nin, aşırı istihbarat ihtiyacı buradan kaynaklanıyor. İstihbaratı çıplak tanımı ile alırsak; düşman hakkındaki önemli, gizli bilgilerin düşmana karşı kullanılmasıdır. Edward Snowden olayı, dünyada on gündür sürüyordu. Türkiye’deki Amerikancı medya, ABD’li dostlarını gücendirmemek için havayı koklayıp anca verdiler. Edward Snowden,NSA’nın(Amerikan Güvenlik Teşkilatının) çok önemli gizli bilgilere sahip bir elemanıydı. Hong Kok’a kaçtı oradan da, Rusya’ya gitti. Rusya ile ABD arasında, suçluların iadesi antlaşması olmadığından, Rusya bu önemli ajanı vermedi. Son bir haftadır, Rusya ve ABD arasında, verirdin, vermezdin karşılıklı atışmalar oluyordu. Putin son noktayı koydu.
Vermeyiz. Bu gün gazetelerin bazılarında, ( o da ABD’yi gücendirmeyecek şekilde) Amerika’nın Türkiye’yi de, dinlediği ve gözlediği haberini verdi. Bu haber Avrupa’da çok büyük bir şaşkınlıkla karşılandı. Bizce bu haberin şaşılacak bir tarafı yok. Amerika’nın Türkiye’yi Türk ve Kürt diye ikiye bölmeye çalıştığı bir sır değildir. Diyeceksiniz ki, Türkiye’nin içinde, bu kadar çok yerleşik CIA ajanı varken, iktidar ABD ile bu kadar içli dışlıyken, neden bizi de dinliyor ve gözlüyorlar? -ABD’ye karşı olan, milliyetçi, sol ve muhalif gurupların ne yaptıklarını anlamak için istihbarat yaparlar. -Türkiye’nin içinde işbirliği yaptığı, yerli yöneticilerin, gerçekten,
ABD’nin yap dediklerini takip etmek için dinler ve gözlemlerler. -İktidar yedeklemek için, gelecekte iktidara kimi taşımaları gerektiğini anlamak için dinler ve gözlerler. ABD istihbaratı esas olarak şantaj yapmak içindir. Hemen şu soru aklınıza geldi, değil mi? Erdoğan’ın makam odasına dinleme böceğini kim koydu? Hiç tartışmamıza gerek yok. Bunu CIA’dan başkası yapmaz. … Diyeceksiniz ki, RTE zaten ABD’nin her dediğini yapıyor, neden dinlesin? Bundan da daha ötesi iktidar ile ABD arasında, İstihbarat Fizyonu Antlaşması var. Onun da ötesinde başka ikili gizli antlaşmalar var.
Kazın ayağı öyle değil… Kendi adamları bile, bazen, ülke içinde öyle durumlara düşerler ki, ABD’nin dediğini yapsa, siyasi geleceği biter. Yapmasa, halkı karşısında ki konumu itibariyle, siyasi hayatı biter. İşte tam bu noktada, ABD’nin elindeki gizli bilgilerle şantaj devreye girer. İngiltere (Tüm Avrupa’yı dinlemişler İngiltere hariç) 2013 yılı bütçesine, istihbarat için 154 milyar dolar ödenek koymuş. Emperyalist ülkeler, savaşmadan yeni mevziler kazanmak için, istihbarata korkunç önem veriyorlar.
İstihbarat artık bizim bildiğimiz klasik istihbarat olma durumundan çoktan çıktı. Bilgi toplamanın ötesinde, örtülü savaş, teröre sponsor olma, iktidara için seçim yönlendirmesi yapmak gibi, görevler ile teçhiz edilmektedirler. Yaşadıklarımızdan anlıyoruz ki, istihbaratın bin çeşidi var. Açık istihbarattan başlamak üzere, devletin ta tepesindekileri elde etmeye kadar gidiyor. Edward Snowden olayı, Wikileaks’ten daha fazla gizli bilgiyi ortalığa dökecek. Ortaya dökülen bu bilgilerle, ülkelerde iktidarlar bile değişebilir. Yeni bir şenlik başlıyor. Hadi hayırlısı…