Medya Ormanına Sahip Çıkanlar, Sonra ne Yaptılar?
Bugüne kadar İYGAD’tan gelen hiçbir mesaja itibar etmedim. Hiçbir etkinliğine katılmıyorum. Son kongreden sonra arkadaşlarımızla beraber sayfa sayfa yayınladığımız ilanlarla dernekle bir ilişiğimizin kalmadığını kamuoyuna ve dernek yöneticilerine duyurmuştuk. Buna rağmen hala bizi dernek üyesi sayıyorlar. Ve biz kendimizi bu derneğin üyesi kabul etmiyoruz.
Ve birileri yüzleri kızarmadan, hala bizi dernek üyesi göstermeye çalışıyorlar. Bir kez daha kamuoyuna deklere edeyim: İYGAD’la hiçbir organik ilişkim yoktur.
****
Yukarıda aldığım karar, derneğin yönetiminde bulunan arkadaşlarımızın kendileriyle ilgili etkinliklerine katılmama engel değildir. Dernek Başkan Murat Abdullahoğlu’nun gazetesinin başarısız olan 11. yıl kutlamasına da katıldım, öncesinde de katıldığım gibi. Ve gazetecileri temsil ettiğini iddia eden bir dernek başkanının davetlileri, gazetesinin 11. yılında boş koltuklarla karşılaşmasından dolayı da çok üzüldüm.
İşte bu geceden sonra, bir smsle dernek başkanlığından istifa ettiğini kamuoyuna duyurdu, Abdullaoğlu. İlk defa doğru yaptığı bir şeyde kendisini takdir etmiştim. Ne yazık ki, mürekkebi kuramadan, istifasından vazgeçti.
Yönetimde bulunan İrfan Ermiş de istifa etmesini kendisinin istediğini bizzat bana ifade ederken, sonra yüzü kızarmadan gazetesindeki sayfasında, Abdullahoğlu’nu istifadan nasıl vazgeçirdiğini yazdı. Benim ve birkaç arkadaşımızın da ismini yazarak, köylü kurnazlığı yaptı.
****
Eskiden üyesi olduğumuz bugün tanımadığımız ve mesleğimizle ilgili hiçbir şey yapma şansı olmayan İYGAD Başkanı Murat Abdullahoğlu’ndan 29 Mart’ta bir SMS geldi. Aynen şöyleydi.
“İYGAD: 31 Mart Cumartesi günü saat 10.45’de İYGAD’ın Esenyurt’taki hatıra ormanına Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nun da katılacağı ağaç dikme törenine davetlisiniz.”
Cuma günü Esenyurt Belediyesi basın bürosundan bir arkadaşımız cep telefonundan arayarak; Cumartesi günü Kıraç’ta medya ormanı kurduklarını, Başkan Kadıoğlu’nun da katılacağı ağaç dikme töreni yapacaklarını belirterek, törene davetli olduğumu söylediğinde kendisine şunu söyledim: ‘Bu ağaç dikme törenini siz mi yapı-yorsunuz, İYGAD mı?’
Telefonda görüştüğüm kişi, medya ormanını kendilerinin yaptığını, dernekle bir ilgisinin olmadığını söyledi. Bende İYGAD’ın o mesajı olduğu sürece etkinliğine katılmayacağımı ifade ettim.
****
Birkaç saat sonra bu sefer İYGAD’dan şöyle bir mesaj geldi: “İYGAD: Esenyurt Belediyesi medya ormanına bir ağaçta biz dikelim. Yarın saat 10.45’de Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nun da katılacağı ağaç dikme törenine davetlisiniz.”
Neden derneği tanımadığımı(zı) anlayabildiniz mi? Şimdi herhangi bir dernek, bir beleyeninin etkinliğine sahip çıksa, sanki kendi yapıyormuş gibi deklere etse, kamuoyuna duyursa, o etkinliği gerçekleştiren belediye başkanını da sanki kendi etkinliklerine katılıyormuş gibi sunsa ne düşünürdünüz? Ne düşünüyorsanız, aynen bende öyle düşünüyorum.
****
Cumartesi günü etkinliğe katıldığımda yönetimden biri yanıma gelerek bununla ilgili belediye başkanını aradığım için, mesajı düzelttiklerini bana anlatıyordu. Hem yüzlerini hem de edeplerini yitirmişlerdi. Kendisine söylediğim cümleyi burada yazma şansım yok.
Başkan Kadıoğlu’nu arasam, aradığımı söylerdim. Ancak ben aramamıştım.
Basın bürosundan görüştüğüm görevli arkadaştan sonra Basın Danışmanı Metin Karakoç’la görüşmüş ve durumu anlatmıştım. Kendisi de bu durumu bildiğini ifade etmişti.
Gazetecilerin meslek örgütünün başında bulunanların, kendi yapmadıkları bir etnikliği kendilerinin gibi duyurması ve tepki üzerine sonrasında zaten yerlerinde durmamaları gerekirdi. Derneği kapatıp evlerine gitmeleri daha yerinde olurdu.
Ve biliyorum ki, ne mesaj gönderirken ne de sonrasında gönderdikleri mesajı yalanlarken yüzlerinin kızardıklarını da zannetmiyorum.
‘Yapılacak ve iptal edildi’ haberi
aynı gazetede olursa ne olur?
Cumartesi günü yapılacak olan Büyükçekmece CHP kongresi iptal edilince bölgemizin Tekzipdar’ı yine atmaya başladı. Bir kendileri yazmışlar diğer gazeteleri atlatmışlar.
Ne güzel değil mi? İyi bir haber yapmışlar. Ancak bununla övünmek için bize laf çakmasına gerek yok ki. İnsanda biraz edep olur. Aynı günkü kendi gazetesini okusa yüzü kızarır. Varsa tabi…
Bizi eleştirirken, Cumartesi günü yapılacak kongrenin iptal edildiğini yazmadığımız için laf çakıyor. Neymiş o, Cumartesi günkü gazetede kong-renin ertelendiğini yazmış, herkes ondan öğrenmiş. Bu güzel bir şey.. Ancak…
*****
İnsan kendi gazetesini okumaz mı? Okuduğunu anlamaz mı? Cumartesi günkü gazetesinde hem kongrenin iptal edildiğini yazıyor hem de kongrenin ‘yarın; yani Pazar günü’ yapılacağını yazıyor. Hadi biz onu görmezden geli-yorduk. İptal edilen kongre haberinin yanında aynı gün kongrenin yapılacağı haberi de duruyordu. Kendi gazetesini okumayan, son dakikada iptal haberini giren ancak haberini düzeltmeyen bir gazete ve gazeteci. Haberi iyi bir gazetecilikti. Yapılacak haberini düzeltmediği içinde kötü gazetecilik yapıyordu.
*****
Halbu ki, bizimle ilgili yazmasa kendisine söyleyeceğimiz bir şey olmayacak. Bir de detay yazıyor. Genel merkez saat 16’da kongreyi iptal etmiş. Kendisi internete 22’den sonra girmiş. Sormazlar mı adama ‘a be Mehmet, kongrenin iptal edildiğini biliyorsun da, gazetenin baş sayfasında ve devamında neden kongre yapılacak’ diye yazıyorsun? Ayıp değil mi? Okuyucuya saygısızlık değil mi?
*****
Tamam bizi atlattın, ne güzel. İşte bu gazetecilik. Bununla boş boş övünmeye kalkarsan, işte o zaman başka bir şey olursun.
Biraz mütevazı ol. Bırak seni okuyucuların ve meslektaşlarını tebrik etsin. Kendini öveceksin bize de çakacaksın diye, senin hatalarını ve yanlışlarını düzeltmek durumunda kalmayalım değil mi?
Bak senin adına üzülüyorum. Gol atayım derken kendi kalene gol yemek, hiç güzel bir duygu değil.