Medya da Sınav Veriyor
Pazar sabahı televizyonlarını açıp da haberleri dinleyenler, 12 askerimizin daha PKK eşkiyası tarafından şehit edildiği haberi ile sarsıldı.
Ve artından başta televizyon kanalları olmak üzere, radyolar, internet siteleri ve daha sonra da gazetelerde, yaşanılan olayla ilgili gelişmeler ve haberler dakika dakika yer almaya başladı.
Bayram arifesinde de benzeri bir olay ile karşılaşan ve PKK eşkiyasına duyulan öfkeden dolayı bayramı da zehir olan Türk Milleti, daha aslan gibi 15 evladımızın acısı dinmeden ikinci bir acı ile sarsılınca doğal olarak, tepkisi eyleme dönüştürdü.
Son birkaç günden beri yurdun çeşitli yerlerinde PKK eşkiyasını lanetleyen ve şehitlerimizi anan mitingler birbirini takip ediyor.
Öfkesini ancak haykırarak gidermeye çalışan Türk Milleti, bu arada zaman zaman kendini kontrol edemeyerek, bazı olumsuzluklara da kapılmaktan kendini alamıyor.
Tabii ki, bu tür olaylar karşısında, insani ve vicdani duygular taşıyan hiç kimsenin tepkisiz kalması mümkün değil. Hele yıllar yılı böylesine büyük acılar içerisinde yoğrulan bir ülkede, ABD’nin uşağı, hatta köpeği konumuna gelmiş bir eşkiya güruhunun yaşattığı acı olaylar, doğaldır ki, milletimizin yüreğinin sürekli kanamasına da yol açıyor.
Ülkemizde iktidarların değişmesine, ülkenin gelişmesine karşın, bugüne kadar ne kalıcı bir sonuç ne de olumlu bir ilerlemenin kaydedilememesi, aksine eşkiyanın dış güçlerin tasmalı köpeği olarak daha da güçlenmesi ve eğitimini de bu yönde alması, bizlere karşı yönelttiği düşmanlığını da kat kat arttırdı.
Tüm bu yaşanan gelişmeler, ülke insanına medya ile iletiliyor.
Bu iletişim sağlanırken, sağlayan medya yöneticisinin de görüşü doğrultusunda halka yansıması da kaçınılmaz bir gerçek oluyor.
Türk medyası, son birkaç aydır, konu ile ilgili adeta bir sınav veriyor. Halkı aydınlatırken, kimi medya kuruluşlarından yürekleri kabartan, içleri acıtan görüntülerin yanı sıra, kimi medya kuruluşlarından da öfkeyi daha da arttıran yönlendirici haberlerin yapıldığını da gözlemliyoruz.
Tezkerenin Meclis’ten geçmesinin ardından, özellikle kimi televizyon kanallarında sıkça çıkıp da tartışmalara katılan, duygu ve düşüncelerini dile getiren emekli askerlere yöneltilen bir takım soruları duydukça insanın, “Bu nasıl gazeteci?” diyesi de geliyor.
Hatta bu ülkenin önde gelen isimlerinin sordu sorular da adeta şok edici boyutlara ulaşıyor. Bir zamanlar terör olayları ile içiçe yaşamış emekli askere, “Şimdi Türk Ordusu, ne zaman, ne şekilde ve nasıl Kuzey Irak’a girecek? Orada PKK’nın dışında ne gibi operasyonlar düzenleyecek?” diye soruluyor. Hayret ki ne hayret!..
Anlaşılan kimi medya kuruluşları, son derece gizli olması gereken bu operasyon planlarını, neredeyse canlı yayınla kamuoyuna ulaştırırken, bu yayınları PKK’lıların, dış güçlerin de izlediğini unutuyor.
Hatta kimileri şehirlerarası otobüsleri gösterip, “İçlerinde askerlerimiz sevkediliyor” diye de üstüne üstlük hedef olarak gösteriyor.
Herşeyi abartmaya ne kadar meraklıymışız!..