Mazide Bir Gönül Dostu
Yıllar önce Halide Nusret Zorlutuna´nın “Benim Küçük Dostlarım” adlı esrini okuyunca ben de hafızamdan silinmeyen öğrencilerim ve meslektaşlarımla ilgili birkaç satır yazı yazmayı hayal etmiştim.
Bir kişi hakkında yarınlara ait bir şeyler bırakmak ne güzel bir duygu.
Hem karşındakine değer veriyorsun hem de asla unutulmayacak bir eser bırakıyorsun. Söylenen her söz söylendiği yerden dışarıya çıkmaz. Çıksa da zamanla ya ilaveler olur ya da bazı azalmalar. Hakikatleri ancak kalem bir araya getirir ve yıllar sonrasına değişmeden aktarabilir.
Bugün bahsedeceğim kişinin adı küçük olsa da ufku büyük biri. O birçok öğrencimden yaşça küçük olmasına rağmen görev icabı meslektaş durumdayız. Aynı işyerini, aynı sınıfları ve ortak olarak da aynı öğretmen odasını paylaştık.
Bahse konu şahıs Fatoş Küçük. Kadrolu olarak en son görev yaptığım okul olan Hüseyinmescit Ortaokulunda bir yıl beraber görev yaptık. Üç arkadaştılar ve ben onlara “nazar Boncukları” derdim. Daha sonra diğer ikisiyle ilgili bir iki kelam edeceğiz. Ancak bu yazımızı münhasıran Fatoş Küçük´ e ayıracağız.
Bana Fatoş Küçük hakkında en kısa cümle ile ne düşünüyorsunuz diye sorsalar cevabım hazır. Karakteristik bir Karadenizli özelliğini üzerinde taşıyan Fatoş hocamızı; dobra, mert, sözünü sakınmadan söyleyen, dost canlısı ve samimi biri olarak tarif ederdim. Sadece bu kadar mı değil tabii. Bir genç kızda olan diğer bütün vasıflar onda da var. Ancak ben farklı olan yanını yazdım.
Yaklaşık yarım asırdan fazla süreyi okulda geçirmiş, an itibariyle 35 yılı öğretmen olarak görev yapmış biri olarak hafızamda kalan nadir şahsiyetlerden biri. Her genç bayan gibi o da nezaket sınırlarına riayet eden, konuya göre konuşan, herkes kadar yardımsever, herkes kadar güzel ve herkes kadar mesleğine saygısı olan biri. Bunun yanında bazı farklı özellikleri de var ki ardından öğrencileri gözyaşlarına hakim olamaması onun nasıl biri olduğuna en büyük örnek.. Bazı farklılıklar insanları diğerlerinden bir adım öne taşıyor.
Dünya eski dünya değil. Daha önceleri dar bir mekanda yaşayan insanoğlu zamanla çevresini genişletti ve tanıdıkları ve dostları da arttı. Böylece herkese yeterince vakit ayıramaz oldu. Hele benim gibi dünyada kalma süresi azalan birisi için meşguliyetlerin biri bitmeden diğeri ile karşılaşınca gönül dostlarımıza yeterince ayıracak vaktimiz olamamaktadır. Hal böyle olunca sanki birbirimizden uzaklaşmış gibi algılanabilir.
Ama bu doğru değildir.
Gönül sınırsız bir ülkedir. Ve orada kişi sayısı için bir rakam yoktur. Gönül kendi için makbul saydığı her kişiyi hudutları içinde barındırır. Birini diğerine tercih etmez. Biz de Fatoş Küçük´ü hak ettiği yerde muhafaza ediyoruz. Tahminim buna benzer başka mekanlarda da kendisine yer edinecektir.
Hayata en önemli hazırlık aileden başlar. Kendilerine bir defa misafir olduğumda nasıl bir aileden yetiştiğini öğrenmiş oldum. Aileden almış olduğu temel insani değerler ona gerçek hayatta da rehber olacaktır.
Hazır cevaplılığı ve olaylar karşısındaki pratik çözüm üretmesi kendi özelliğinden başka bölge özelliğini de kapsamaktadır.
İki kız babası olarak değerli meslektaşımı onlara ilave ettiğimi belirtmemin bir gereği yok. Sayıların artması benim için de önemli bir durum.
Fatoş Küçük mazide bir gönül dostu olarak hafızamızdaki yerini hep koruyacaktır. Daha nice hafızlarda ve gönüllerde gerekli yeri alacağından hiç şüphem yok. Kendisine sağlıklı, huzurlu, mutlu ve başarılı bir gelecek dilerim.