Mavi Marmara ve İslamcılar!
Yeryüzünde zulüm altında inleyen, toprağı, hürriyeti elinden alınmış, ekmeği aşı gasp edilmiş, hangi milletten ve hangi dinden olursa olsun, onların yanında durmak, acılarına ortak olmak, sorunlarına çözüm aramak insanlık vicdanına sahip tüm insanların görevidir…
Bu anlamda Filistin’in mazlum halkı için, işgal altındaki tüm insanlık için mücadele etmek acılarını ve yaralarını sarmak güzel bir erdemdir. Ancak bu girişimler bir takım cemaat, dernek ve siyasi partilerin rant ve siyasi çıkarları için yapılmamalıdır. Adil olmak öncelikle Müslüman bireyler için kendi yaşadığı bölgede ki sosyal adaletsizlikleri gidermek, kendi halkının acılarına ortak olup kendi içindeki mazlumlara ve ezilenlere sahip çıkmakla mümkün olacaktır.
Bu ülkede on yıllardır ezilen Kürt halkının acılarına çare aramayan, açlarını doyurmayan, yaralarını sarmayan İslamcı entelektüeller söz konusu dış dünya olunca hemen seferberlik ilan ederler. Daha kaç ay önce evine ekmek götüremeyen baba utancından intihar etti. Siz Filistin’e ve daha başka yerlere uzanırken hemen şuracıkta, yanı başınızda insanlar evlerine ekmek götüremiyor diye intihar ediyor, aileler parçalanıyor, çocuklar sokaklarda sabahlıyor. Bu ülke insanını ne zaman göreceksiniz doğrusu çok merak ediyorum. İslamcı dünyada uzağa uzanmak, uzaklara yardım etmek tarihin her döneminde reklam ve rant amaçlı yapıla gelmiştir. Bugünde aynı süreç işliyor. Kendi yanı başındaki açları, işsizleri, aşsızları, dulları, yetimleri, itilmiş-kakılmışları görmeyenler, uluslar arası yardım organizasyonları ile ciddi reklâmlar peşinde ‘Osmanlıcılık’ oynamaya devam ediyorlar…
Hani komşusu aç iken tok yatan bizden değildi! Şimdilerde İslamcı abdestli kapitalistler artık yoksuların oturduğu semtlerden kaçar oldular. Artık lüks kentlerde, lüks hayatlara meftun hale geldiler. Neden gelmesinler ki? Bu ülkenin zenginleri onların derneklerine, kitaplarına, dergilerine ve gazetelerine para vermediler, bu konuda onları finanse eden yine bu ülkenin yoksul insanlarıdır. Bizim sessimiz yükselsin diye insanlar yemediler, içmediler bir gazete yerine iki gazete aldılar. Sonuç malum, yine yoksul ezilenlerin omuzlarında yükselen abdestli kapitalist bir burjuva sınıfı ile karşı karşıya kaldılar. Aslında iyide oldu; bu ülke insanı her zaman kendini aldatılmaya açık bırakırsa birileri İslam adına, birileri Filistin adına, birileri Türkçülük adına, birileri Kürtçülük adına bu ülke insanı sömürmeye devam edecektir…
Mavi Marmara da dokuz insan öldü. Bu ülkenin başbakanı, cumhurbaşkanı, dışişleri bakanı, meydanlarda kükredi, “biz o insanların kanlarını yerde bırakmayız mutlaka İsrail bunun hesabını verecek” diye. Ama İsrail halen Türkiye ile dalga geçmektedir. Ve tüm bunlar siyasi rant ve ekonomik çıkara dönüştürüldü. “Kahrolsun İsrail” diye bağıran, kaç İslamcı şehit ailelerine uğradı, kaç tanesi bayramlarda kapılarını çaldı, kaç kişi o yetimlerin başlarını okşadı. Belki de hiç biri. Çünkü yapılan yapılmış ve bu kanlar üzerinde de birileri voleyi vurmuştur, geriye mavi Marmara’yı kutsallaştırmak ve putlaştırmak kalmıştı. İşte kaç günden beride bunun reklamını ve propagandasını yapıyorlardı. Sonuç nemi oldu? Yepyeni bir türbe ve put icat edilmiş oldu!
Yaşasın kutsal “Mavi Marmara’’mız!
İslamcılar her dönem üzerinden siyaset yapacakları ve rant sağlayacakları bir araç bulurlar. Bu konuda oldukça başarılı bir millet oluvermişiz de farkında değiliz… Tüm bunları yaparlar da, bu ülkede ki açları, yoksuları, sahipsizleri, yetimleri, dulları, çağın köleleri olan asgari ücretlileri, evlerine ekmek götüremeyenleri, aç sabahlayan anneleri ve çocukları, kayıpları ve kayıp yakınlarının feryatlarını, genel evlerde hayatları gasp edilmiş zavallı kadınları, hayattan dışlanmış travestileri, ırkından ve dilinden dolayı yıllardır dışlanan, asimilasyona maruz bırakılan, evleri yakılan, hürriyetleri gasp edilen Kürtleri, devlet medya ve Türk İslamcılar tarafından aldatılan Türk halkının acılarını görmezler, yaralarını sarmazlar. Dertlerine derman olmak için hiçbir projeleri de söz konusu olamaz…
İstediğiniz kadar ‘kahrolsun İsrail’ veya ‘kahrolsun laiklik ve Kemalizm’ deyin. şu süreçte gördük ki; bugün İran, Afganistan, Pakistan, Somali ve Sudan İslamcıları ne ise sizde aynısınız. Sizden bu ülke halkına özgürlük, adalet ve eşitlik asla gelmez. Siz iktidarı ele geçirince halklara kan kusturan, kafanızda oluşturduğunuz 1200 yıllık fıkhi hükümlerle insanları darağaçlarına çeken, malı ele geçirince de sayısız mülk buna bağlı olarak köle ve cariye edinmeyi bir maharetmiş gibi gören, “zekâtımı verir cipime de binerim” diyen adamlarsınız. Çağdaş Muaviyelersiniz. Filistin acıları üzerinden bu ülke halkının dini ve insani duygularını istismar etme yolunu seçmekten imtina etmeyen insanlarsınız. Hiç kimse bu halkın acıları yada Filistin halkının acıları üzerinden rant ve siyasi çıkar devşirme aymazlığına düşmesin. Yüreğiniz yetiyorsa Rachel Cori gibi canınızı siper edersiniz. Malınızdan mülkünüzden geçer ve zalimlerin önünde set olursunuz. Zulmün yok olması için Muhammedi İslam’ı yeniden sokak ve caddelerden ezilen sınıfların dertlerine çareler ve çözümler üreterek inşaya başlarsınız.
Öyle ‘Mavi Marmara’ maskeleri arkasına sığınarak rantlar sağlamak ve kutsallaştırmak yerine, bu ülke insanına yapılan zulmün her çeşidine ve her rengine karşı mazlumların yanında yer alırsınız. Kendi küçük iktidarlarınızda dernek ve vakıflarınızda oluşturduğunuz şatafatlı hayatlarınızı terk edersiniz. ‘Mavi Marmara’yı canlı tutmak ve hareketi sabote etmemek için insanlığın yönünü önce kendi insanlarınıza çevirirsiniz. Ekmeğinizi, aşınızı, yoksul insanlarla paylaşırsınız. İşte o zaman bizde biliriz ki sizler, bu ülke ve dünya mazlumlarının dertlerine gerçekten çözüm arayan ‘gerçek’ adamlarsınız!
NOT: Son olarak kulislerden duyduğuma göre önümüzde ki: seçimde meclise girecekler arasında adı geçen İslamcılar Mavi Marmara organizasyonunun baş aktörlerinden birinin adı geçiyor iddiası var. Bunlar şimdilik varsayımlar bakalım gelecekte nelere şahit olacağız…
sayin yazar sizin yazinizi okudum tamamen tarafli ba ne derseniz deyin kiyorsunuz.siz türk milliyetcileri gibi sadece kürt milliyetciligi yapmissiniz.oysaki müslümanlarin olmazsa olmazlarin dan biride mazlumun yaninda olmaktir.kürtlerin icindeki kimsesizleri hakki yenmis olanlari bugüne kadar bu islami düsünce iyi görmüstür ki simdiki bu kürt meselesi cözümü gündemi isgal etmektedir.
Aralık 28th, 2010 at 14:32Xalémın, yazınız bir neşter gibi...
Biraz daha kelimeleri yumuşatırsanız,
sanırım çok kişinin vicdanına hitap edecektir.
ayrıca yeni kapitalist muhafazakâr jenerasyon için
Aralık 28th, 2010 at 14:55"Artık lüks kentlerde, lüks hayatlara meftun hale geldiler." demişsiniz o meftun yerine MEDFUN ifâdesini kullanırsanız daha makbul olur kanaatindeyim.
Elhâsıl, İslâm'ı muhafazakarların elinden kurtarmak gerekiyor...
Hürmetler!
Sevgili İbrahimî,
"meftun" ibaresini "MEDFUN" olarak tashih etmişsiniz sanırım.
Bu ibarenin özgün hali, "meftun" dur. Yani kelime yapısı olarak meftun kalması iktiza eder.
"meftun" ıstılah olarak gönül veren, kapılan anlamına gelir.
"medfun" kelime ve ıstılah olarak ism-i mef'ul, (edilgen çatı) defnedilmiş, gömülmüş anlamıdadır. Yazı içeriğine göre medfun sözcüğünün konulması söz konusu toplum kesitine karşı çok daha fazla istiskal edici bir tabir olacaktır. Velev ki, yazardan biraz daha sözcükleri yumuşatmasını istemişken, bu değişiklikle daha batıcı "aşağılayıcı bir uslup tercih edilmiş olacaktır. Velhasıl, yazarın tercih ettiği sözcük isabetlidir.
Sayın yazar güzel bir mevzuya temas etmiştir. Yazarın mevzusundaki haklılığı, uluslararası arenada söz konusu insanlık ayıbına karşı sessiz kalmamamızdan maadâdır.
Aralık 28th, 2010 at 18:30Bilgilerinizi rica ederim.
Evet,yazarı temas ettiği konularda haklı buldum. Amma u lâkin, üslubunu biraz sert buldum. Beyânım cârîdir...
Gelelim meftûn ile medfun meselesine...
Orada, sert bir üslup değil, hicvî bir durum söz konusudur. Medfun'u "kapsamında kalma"dan tutun, "içinde cansız olarak bulunma"ya kadar spektrumu geniştir.
Kanımca, mal-mülk-paranın kölesi olmuş bir müslümana mebhas mefhumun içinde medfundur demek ağır veya sert değil, hicvî bir durum tespitidir.
Ayrıca Sayın Fidan,
Aralık 28th, 2010 at 20:31son beyânınızda muhteşem bir anlatım bozukluğu yapmışsınız. Sanırım, yazarın konusunda haklı oluşu, bu dehşet olaya sessiz kalmamızı gerektirmez demek istemişsiniz ama o "maada"yı yanlış bir konunda istimâl etmişsiniz.
)))))))cok))))))
Aralık 28th, 2010 at 21:08)))))))komik sn. feyzullah))))))
Genelde benim ciddiyetim, insanlara komik gelir.
Aralık 28th, 2010 at 21:31🙂
Ellerinizden öptüm, benim ilk yazı muallimim, ustam, öğreticim Sayın Ahmet Fidan...
Sayın ALMAZ,
Aralık 28th, 2010 at 22:04Yeryüzü mağdur ve mazlumlarına destek sunmak her sorumluluk sahibi insanın görevidir.
Ancak Mavi Marmara üzerinden İHH'ya ve ona katkı sunanlara vurmanızı yadırgadım. Zira İHH sadece Filistin'e değil dünyanın her bölgesindeki mağdurlara yardımcı olmaktadır. Ben Diyarbakır'da yaşadığım için biliyorum ki burada da karşılıksız olarak biinlerce aileye yardımcı olmaya gayret ediyorlar. Yüzlerce yetime okullarını bitirinceye kadar bakmayı üstlenmişler.
Kürt sorunu konusunda da arzu ettiğimiz seviyede olmasa bile etkinliklerimizde bileşeni olduğu diğer STK'larla birlikte batı kamuoyu nezdinde oldukça zor durumda kalmışlardır.
Elbette ki yeterli değil, hatta hiç yeterli değil ama duyarlı olduklarına (sizin için çok anlamlı olmasa da) tanıklık edebilirim.
Şu an için Önümüzdeki ay bugüne dek yapılmış en büyük çalıştayda " SORUNU DOĞURAN İRADEDEN SORUNU ÇÖZEN İRADEYE" Kürt sorunu ele alınacak ve İHH bu etkinlikte de ulunacaktır.
Demem o ki,
Evet, en yakınımızdan başlayarak dayanışma ve yardımlaşmayı yaygınlaştırmaktır aslolan.
"Birbirimizi ihmal etmemek koşoluyla" Filistin'in müslümanlar için önemini yadırmayalım diyorum.
Bir müslüman bir müslümana iftira atıyorsa,
Aralık 29th, 2010 at 00:14Yaptıklarını yadırgıyorsa, en zor zamanlar da elinden tutmuyorsa ve buna rant kavgası diyorsa,
Müslümanlar; Nereye bu gidişleRİNİZ..
Sizin yazınızı kınıyorum.
Müslüman kardeşi hakkın da su-izan eden bir millet as-La Mümin olmayı başaramaz- BAŞARMAYACAKTIR DA!!!
YAZIK ÇOKKK YAZIKKK...
Yıllarca bölgede bilfiil yaşamış, acılar çekmiş, gözaltına alınmış Sayın Ahmet Ay'ın beyânları benim için kifâyetlidir. Sayın yazar için de öyle olmalıdır. Zira eğer yazarın merâmı isabetli olsaydı buna en başta, bu hassas konuların serdarı Ahmet Bey destek verirdi. 5-10 yıl öncesine kadar "Ben Kürt'üm" demenin yasak edildiği yasakçı,vesayetçi bir zihniyetin hükümran olduğu bir dönemden bahsediyoruz. "Bu Kürtlere yazıktır!" demenin vatana ihânet sayıldığı dönemler...
Ama, sayın yazarın paraya, mala, mülke angaje olmuş, sekülerleşmiş etiket müslümanlara dediklerini kabul ediyor ve savunuyorum.
Aralık 29th, 2010 at 04:48üşenmeden yorum yazan tüm arkadaşları sevgi ve saygı ile selamlıyorum...
1-meftun olmak bir şeye gönül veren ve bağlanan yada diğer bir deyimle fenafil olmak tasavufta fena olmak allah'ta yok olmak olarak kabul edilir bir şeye tutkun hale gelmektir...
2-mavi marmara ve gaze olaylarında şahsım olarak kendi bölgemde üzerime düşeni yapmışımdır bu konuda isteyen şu like tıklayarak ulaşabilir...
http://www.yoksulkul.com/72804_ERDEM-DER-Basinda-Faaliyetlerimiz---.html
filistin müslümanlar için önemlidir eyvallah. ama bu asla önceliğimizdir anlamına gelmez. çünkü peygamber bile ıslahata kendi çevresinden başlayarak davet ve tebliğ sürecini işlemiştir bu anlamda önceliğimiz kendi halkımız olmalıdır.
bir toplum kendi sorunlarını ÇÖZMEK YERİNE HEP DIŞARI SORUNLARI ÖNCELİK HALİNE GETİRİRSE o toplumda kaos terör haksızlıklar başını alır gider.
bölgede 2005 e kadar islamcı camia kürt sorununu gündemlerine yeni yeni almaya başladılar bölgeye gelmeden masa başı analizlerle ne yazık ki: kürt sorunu tartışılıp konuşuluyor. bu doğru ve adilane değildir...
Aralık 29th, 2010 at 09:26Sayın ALMAZ,
Aralık 29th, 2010 at 13:00Yİne eksik bilgiden kaynaklı bir cevap yazmışsınız.
"İslamcı camia" 2005'e kadar bir şey yapmadı diyorsunuz. Oysa 1992'lerde yapılan sempozyum, forum ve panellerde en etkili eserlere dönüşen çalışmaları bilmiyor olabilirsiniz. Acizane katkılarımın olduğu pek çok etkinlik 1980'lı yıllarda başladı ve bunun bedeleri ödendi. Tamam eksik olabilir, yetersiz olabilir, ama neticede bir bütünüyle camiayı ve katkısını yok saymanız hakkaniyete uygun değildir.
En yakın fikrinize de katılıyorum.
Öncelikle şunu belirteyim. Gerek Filistin ve gerekse dünyanın başka yerlerinde zulme uğramışarın yanında olan gönül erlerini tenzih ediyorum. Aslında bunu yazıda belirtmem gerekiyordu belki unutkanlık, belki dalgınlık, belkide insanların acıları üzerinden rant ve siyaset sağlayanlara olan öfkemden belirtmekte geç kalmışım…
Sorun Müslümanların konuyu gündeme getirmesinden çok kendilerini sorunun dışında görmeleridir...
Çünkü yakın tarihte şahit olduğum birçok basın açıklaması, konferans, panel ve forumların sonuç bildirgelerine baktığımda İslamcıları sorunların çözümü noktasında bağımsız samimi ve yapıcı bulmadığımı söylemek istiyorum...
Çünkü tüm bu programların sonuç bildirgelerinde İslamcıların bölgede yaşanan sorunlarla kendilerini ilintilemediğini görüyorum.
Bir şeylerin konuşulması var olan sorunları çözmez aksine çözüm istemeyen tarafa malzeme olur kanaatindeyim.
Bir araya gelip devlet bunu, PKK bunu yapsın demek sorunun dışında kendini görmek sonrada çıkıp sorunun asli muhatabı olarak kendilerini görmek bana göre adilane ve etik değildir.
Aslında Kürt sorunu ta kökeninden araştırılarak gelinirse her dönemde İslamcıların kendilerini sorunun dışında tutuklarını birçok noktada ise devletle belki de karşı karşıya gelmemek için bu soruna duyarsız kaldıklarını görüyoruz.
Kürt sorununda İslamcılar ne yazık ki: sınıfta kaldı! Çünkü: İslamcı yazar, çizer ve düşünürlerin çoğu cemaat ve derneklerinde bu soruna karşı sessizliği tercih etiklerini zulme işkenceye ve asimilasyonlara göçlere maruz kalan Kürtleri PKK yı destekliyorlar diye adeta alkış tutuklarını görmemek için kör olmak gerekiyor. Benim gibi düşünmeyen benden değildir mantığı ile İslamcı camia on yıllardır sadece Müslüman kimliklerine yapılan zulümlere ses çıkarmayı seçerken Kürt sorununu da bir PKK sorunu olarak gördüler...
bunlar benim gözlemlerim...
Aralık 29th, 2010 at 19:05Genelleme yapmazsanız sitem bölümüne "eyvallah" der katılırım size.
Aralık 29th, 2010 at 19:27Gerçekten de islamcı camia "öteki"lerin sorunlarına duyarlılık göstermediler. Hatta 6. filo ile ilgili olaylarda devletçi oldu. Solcular ezilirken "bana ne" dediler, aleviler, Ermeni ve Rumlar da keza Kürtler gibi görmezden geldiler. Ama doğrusu bu "öteki"ler de islamcıların sorunlarını dert edinmediler.
Yani,
ortak duyarlılık bizde nevş-u nema bulmadı. İnsanlarımız yeni yeni ötekileştirme yerine empatiyi kazandı.
sayın ibrahimi sizce sayın ahmet say ile düşünce ve yaklaşımlarımız aynımı eleştiri odağımda gelenekçi klasik tüm islamcılar vardır buna sayın ahmet say da dahildir çünkü bölge sorunlarının başında gelen halkın ekonomik sosyal durumunu tefecilerle mücadele yöntemleri halkın borçlanma geçim sorunlarını konuşmak için davet ettiğim bölge stkları içinde sayın ahmet say da olmasına rağmen maalesef cevap yazıpta gelip yada gelmeyeceğini belirtmeye bile tenezzül etmemişler siyasi islamcılığa entegre olanlar adil bir yaklaşım ortaya koyamazlar bu bölgede bende yaşıyorum bölge stk larını yakından takip ediyorum ses getirmeyecek siyasi çıkar olmayan bir çok soruna karşı duyarsız ama aksi olduğunda meydanlarda sadece bağırarak kendi vicdanlarını rahat etmenin gururu ile evlerine dönen tiplerdir hepside...
Ocak 17th, 2011 at 10:44koruculuk sistemi ile bölgede gelişen tefecilik sistemi yüzünden her gün onlarca kişi evlerini topraklarını gece yarıları terk edip kaçmaktadır ebulehep düzenine baş kaldırmayan bir islami düşünce sistemi bana göre sadece islamcılık olur.
Ocak 17th, 2011 at 10:50tefecilerin bu zulmüne karşı çözüm üretemeyen stk'ların bir başörtüsü yada bölgede stk'ları söz, makam, şöhret sahibi yapacak eylemlerde görmek işin rantçı tarafıdır. hiç kimse kusura bakmasın bölge stk'ları bugün akp ye entegre olmuşlardır...
Bugünkü yorumunuz üzerine epeyce yoruldum. Zira adını duymadığım bir davette buluınduğunuzu ifade etmişsiniz.
Ocak 18th, 2011 at 01:10Davete icabet ederim etmem ayrı mesele, ancak nerede, nasıl davet ettiğinizi yazmamışsınız. Tutun ki davet ettiniz ve biz bunu görmedik, ya da bize ulaşmadı;
Bu daveti teyid etmeniz gerekmez miydi?
Kaldı ki "rantçı" ifadesini size iade ediyorum.
Eleştiri hakkınız olmakla beraber saygısızlık yapma hakkınız yoktur. stk'LARLA ELEŞTİRİNİZDE kendinizi çok güzel resimlemişsiniz. Biz evlerimize dönemedik bayım;
Surlara gövdemizi gömmeyi göze aldık. Sayın Abdurrahman SALMAZ. Entegre tespitiniz sizin ölçüleinize daha çok uyar sayın Abdurrahman SALMAZ.
sayın ay ben gerçekleri söylüyorum kimsenin söylemeye cesaret etmediklerini haykırıyorum kimse kusura bakmasın bugün bu ülkede stk'lar halkın acıları üzerinden isyasi ve ekonomik rant devşirmenin peşindedir...
bölgede bulunan 23 st ya gönderdiğim davet mesajı...
(BEN ALTA ADI ADRESİ VE TELEFONLARI YAZILI OLAN STK TEMSİLCİLERİNE BU MAİLİ GÖNDERDİM ANCAK CİDDİYE ALMAMIŞ OLACAKLAR Kİ HİÇ BİRİ ŞİMDİYE DEK BANA DÖNMÜŞ DEĞİLDİR)
İŞTE O MAİL
değerli dostlarım bölgenin sosyo ekonomik durumlarını, işsizlik ve istihdam sorunlarını, bölgeye devlet eliyle gönderilen paraların ve yardımların nasıl ve nereye harcandğını, halkın borçlanma şekileri sebep ve sonuçlarını, resmi ve gayri resmi tefeciliğin bölge halkına karşı yaptıkları gayri ahlaki ve zorbalıkları, bunlara karşı müslümanlar olarak bölgede bu sorunlara yönelik doğru bir analiz ve araştırma sonucunda neler yapabileceğimiz sorularına cevap aramak için ERDEM-DER malazgirt temsilciliği olarak bir toplantı düzenlemeyi planlamaktayız...
öncelikle sizleri misafir olarak ağırlayabileceğimiz şartları bildirmek istiyorum...
malazgirt küçük bir yer toplantı noktasında yer sorunu yaşamaktayız ama yer sorununu çözeriz...
ekonomik durumlarımız pek iyi değildir. üç beş arkadaş hepimiz aynı sıkıntıların pençesindeyiz malazgirt'e halk tam anlamı ile tefecilerin elinde muzdarip bu sorun aynı zamanda koruculuk sistemi ile gelişen doğu ve güneydoğuda yaygın bir hal almış bulunmaktadır. biz bir adım atmak istiyoruz sizi gezdirecek pek fazla görsel ve tarihi yerlerimiz yok, otellerde ağırlayacak durumumuzda yok kalacak olanları ancak evlerimizde ensar olarak ağırlayabiliriz.
toplantı tarihi 26/12/2010 pazar düşünüyoruz net karar ise sizin katılıp katılmayacağınız ile ilgili kararınızdan sonra verilecektir.
yaşam koşularımız ve misafir ağırlama şartlarımız böyledir buna rağmen eğer fedakarlık eder katılırsanız minnetar oluruz.
en geç 18/12/2010 tarihine kadar bize toplantıya katılıp katılmayacağını ve katılmama sebepleri ile haberdar ederseniz memnun oluruz...
saygılar.
ERDEM-DER malazgirt temsilcisi Abdurrahman ALMAZ
İŞTE O STK'LAR
Ahmet Ay-İnsan-Der
05052726555
ahmeday21@gmail.com
.....
Ocak 18th, 2011 at 09:56sanırım bu mail sizindir sayın ahmet ay bu mail sizinle birlikte 23 stk 'ya daha gitti ama ne yazık ki: hiç biriniz cevap bile yazmadı ya mailerinize bakmıyorsunuz yada önemsemediniz...
sorun değil ben Türkiye de islamcıları iyi biliyorum...
Sayın ALMAZ,
Ocak 18th, 2011 at 10:36"STK'LAR ve rant" tespitinize "kişi kendisi gibi bilir" prensibinden hareketle;
Benim başında bulunduğum, yönetiminde yer aldığım STK'larla ilgili bugüne değin şahsımın maddi, idari, siyasi vs. rant elde ettiğimizi ispat ederseniz ben canlı yayında Diyarbakır'da kendimi elektrik direğine asacağım. Yoksa ya o STK'ların ismini verir, ya bizim STK'larımızı istisna tutar ya da sizi Allah ve insanların huzurunda MÜFTERİ, YALANCI ilan ediyorum.
Gelelim mail konusuna;
Farz edeelim ki bu maili göndermişsiniz. Ben böyle bir mail almadım ama yanılma, unutma, gözden kaçırma, dalgınlığa gelme, fark etmeme, mailin istem dışı silinmesi, o mailin spam olarak gelmesi ve zamanla silinmesi gibi olumsuzlukları o "islamcıları çok iyi bilen ferasetinize sunup" aklınıza getirseydiniz ya?
Ben de islamcıları ağzına dolayanları çok ama çok iyi biliyorum.
sayın ahmet ay insanları yalancı ve müfteri ilan etmekte maşallah oldukça hızlısınız tebrik ederim...
islamcı stk'ları eleştirirken isim vermedim sen yada başkası demedim genel bir değerlendirme yaptım ama siz üstünüze aldınız...
2 yıldır temsilciliğini yaptığım erdem-der malazgirt olarak hiç bir kurum kuruluş yada vatandaş yardımı olmadan kendi ve arkadaşlarımın yardımı ile üzerime düşeni yaptım ve yapıyorum.
eğer herhangi bir çıkar amacı gütseydim bunu sağlayacak alt yapılar her alanda mevcuttur bunu siz çok iyi biliyorsunuzdur...
ben bu programı yapmayı düşündüğümü yine bir stk başkanı olan dostuma söylediğimde bana yaw Abdurrahman emin ol bunların hiçbiri gelmez bunlar lüx salonlar lüx oteler de ağırlanmayı seven adamlardır bak çağır eğer biri bile cevap verirse ben dünyada bir şey bilmem demişti de inanmamıştım...
hadi diyelim siz fark etmediniz saydığınız gerekçelerle mesajı 23 stk'da hiç birimi görmedi bakın ahmet bey sizin şahsınızı tanımam etmem benim stk'lar konusunda değerlendirmem geneldir kim üzerine alınıyorsa buyursun alsın...
ahmet bey bugün bölgede tefecilerden borçlanan ve bu vesile ile ailesi dağılan kızları rehin alınan çok mağdur vardır stk'lar olarak neden bu konularda yapabilecek bir mücadele ve duruş varken kayıtsız kalıyoruz söylermisiniz ha belki biraz sert oldu size cevabım ama kusura bakmayın benim yerimde sende olsan ve sende bu sorunlara çözümler aramak için 23 stk ya davet gönderirseniz ve onlardan hiç biri cevap vermezse ne yaparsınız lütfen bu soruya adil bir cevap verin ha belki benim tepkim amacını aşmıştır bunu kabul ediyorum sizi kırmışsam özür dilerim ama lütfen hiç bir islami stk'nın olmadığı malazgirt'e yapmak isteyip yapamadıklarımıza karşın bize duyarsız kalan bölge stk'ları için nasıl düşünmemi istersiniz...
ayrıca bu kadar öfkeyle böyle bir cevap notu yazmanızda yıllardır başında yada yönetiminde bulunduğun stk'nın yapısına uygun değildir hadi ben yanlış bir değerlendirme yaptım. sizde can düşmanınıza kin nefretle cevap yazar gibi yazdınız
ha buna rağmen hala öfkeyle cevap yazacaksanız bu da sizin takdirinize kalmıştır iyi günler...
Ocak 18th, 2011 at 15:08Sevgili kardeim,ızdırabını anladım ve;
Ocak 18th, 2011 at 21:39O zaman ben de sertlikten dolayı özür ve helallik diliyorum. 51 yaındayım, harama tevessül etmeyen biriyim, kimi STK'ların hangi fonlarla beslendiklerini biz de duyuyoruz. Siz benim yorumumla ilgili yazınca zımnen de olsa beni itham eden bir durum oluştu ve tepkim bunaydı. Yerimde siz de olsaydınız aynı tepkiyi vereceğinizden eminim.
Kardeşim,
Bahs ettiğiniz "tefe" dediğimiz işin dışındayım ve bihaberim. İnanıyorum ki söylediğiniz gibidir, bu saatten sonra üzerime düen her ne varsa hazırım.
Tekrar özür diliyorum ve Allah'a emanet ediyorum.
Not: Bu ayın 28-29-30 unda "Kürt Sorununu Doğuran Anlayıştan Çözen Anlayışa Doğru" başlıklı çalıştay, panel ve istişare toplantımız var. Sizi Malazgirt "Erdem Der" adına davet ediyorum, gelirseniz bu tefe sorununu da burada konuşabiliriz.
Selam ve muhabbetler. 0 533 650 51 91
BENDE SİZİ ÜZMÜŞSEM VE KIRMIŞSAM ÖZÜR VE HELALİK DİLİYORUM...
ALLAH'IN İZNİ İLE BEN BU TOPLANTINIZA KATILACAĞIM...
SAYGILAR
Ocak 19th, 2011 at 09:34Eyvallah kardeşim,
Ocak 19th, 2011 at 15:51Bekliyorum.
Selam ve saygılar.