Masallarda Çoğalan Hayatlar
Masallarla büyüyen bir çocuk olmadım. Kendi masalımı yarattım hayal dünyamda. Kulaktan dolma dinletilerle, babaannesine kurabiye götüren kırmızı başlıklı kız, yalandan sürekli burnu uzayan pinokyo, çeşitli aktivitelerde bulunan Ayşegül serisi yoktu benim masalımda. Daha çok tanıdığım insanlar üzerinde hayal kahramanları yarattım. Herkese kendi karakterleri çerçevesinde kimlik verdim. Onları öyle büyüttüm veya küçülttüm gözümde. Farklı olmayı seçtim daima, farklı olmanın anlamını henüz bilmiyorken üstelik.
Büyüyünce ne olacaksın diye soranlara doktor, öğretmen, avukat diyen çocuklara inat yazar olmayı seçtim ta küçüklükten. Anlamlarını merak etmedim kelimelerin ilk olarak, mesela kaleme neden kalem dendiğini merak ettim, ya da kitaba neden kitap dendiğini. Dekorasyona meraklıydım, farklı şeyler deneyerek güzel bir ortam oluşturmak eğlencelerim arasındaydı, o zaman bilmiyordum bu işleri yapanlara mimar dendiğini.
Kendimden soyutlanıp, arkadaşlarıma karıştığım mutlu anlarım vardı çocukluğuma dair. Zile basıp kaçmak gibi veya öylesine bir numarayı tuşlayıp, ardından tebrikler bizden hediye kazandınız diye güya kafaya aldığımız telefonun ucundaki sesi oyaladığımız vakitler, arabanın içinde oturup müzik dinlediğimiz vakitler… Meğer çabuk bitiyormuş çocukluk. İnsan ne kadar direnmeye ve geciktirmeye çalışsa da bir gün mutlaka büyüyormuş.
Bisikletten düşüp, dizimi kanattığım zamanlardan hatıra şimdi kalan izler. Yok olsun, silinsin diye çabalamadım hiç. Aksine her dizime bakışımda belli belirsiz bir gülümseme yayıldı yüzüme. Elim sende deyip kaçtığım arkadaşlarımın her biri kendi hayatlarına daldılar, ben de dahil. Keşke elim sende deyip kaçmaktansa elim hep burada deyip daha çok kenetlenseydi birbirine.
Yaşadığımız anın kıymetini bilmeliyiz diyoruz ama hepimiz yaşadığımız anda bir şeylerden sürekli kaçıyoruz, şikayet ediyoruz, kızıyoruz, suçlu arıyoruz vs. Kaynak göstermeksizin sorunları tırmalarken, kendimizden taviz veriyoruz.
Olmak istediklerimiz, olmaya çalıştıklarımız, yanımızda görmekten mutluluk duyduklarımız, uzaklaşmak için çaba gösterdiklerimizle bugüne geldik. İnsan olmayı öğrendik. Masal yarattık, bazen kahraman olduk bazen gerideki ama kendi masalımızda hep birinci olduk. Kendi hayatımızı yaşarken, bizden yeni hayatlar doğurduk. Masal bu ya, doğurduğumuz hayatlarla kendi sonumuzu yoğurduk.
Bu masal da burada biter..