Manisa’da Pazaryeri Kavgası…
Manisa'da Pazaryeri Kavgası-Ayaklanmalar ve Yeni Pazarlar
Manisa'da belediye Perşembe Pazarını kaldırıp Garaj Yanındaki Salı Pazarının yerine esnafın tezgah açmasını isteyince ilk gün yer bulamayan esnaf polisle karşı karşıya gelmiş, 1 esnaf gözaltına alınmış. Yıllar önce Fatma Girik'in Belediye Başkanı olduğu sırada da İstanbul'un Şişli İlçesi'nde buna benzer bir olay yaşanmış ve Şişli Pazaryerinde satış yapan 2400 esnaftan yeni pazar yerinde 700 kişiye tezgah açması için kart verilmişti, bu haberi okuyunca CHP'nin bir sonraki seçimi kaybedeceğini anlamıştım.
Nitekim de öyle oldu, o zaman CHP'nin yaptığı bu hatayı bu gün bir başka partili belediye başkanı yapıyor. Bir kere Türkiye'de ki belediye başkanlarının yeterli olmadığını bu olay açıkça gösteriyor, artan nüfusa devlet iş veremediğine göre vatandaş ne yapacak?
Elindeki 3-5 kuruşla esnaflık yapacak, adam esnaf derneğine kayıtlı ise. Vergi dairesine kayıtlı ise, yayındığı yer için belediyeye işgaliye ödüyorsa bu adamı pazaryerinde neye dayanarak yer göstermezsin ? İşgaliyenin m2'si belli olmuş ve yer her esnafa yetmiyorsa 5-10 metre uzunluğunda yer işgal eden esnafın bu alanını daraltırsın. Açıkta esnaf bırakmazsın, olur biter. Kimsede gıkını çıkaramaz, bu işi üstelik zabıtanla yaparsın. Polisin yer sorunu konusunda ne yetkisi var ki esnafı kendi çözebileceğin kanuni yetkiler elindeyken polisle karşı karşıya bırakıyorsun. Bu olay bütün belediye başkanlarına ders olmalı, artan nüfus karşısında esnaf sayısının çoğalabileceğini hesap etmeli ve ona göre tedbir almalıdırlar. Yoksa herkesi düşünmeyen belediye başkanı 1 seçim sonrası seçimi kaybeder ama olan günlük kazancı olmayan esnafa olur. Evine ekmek götüremezse, kirasını ödeyemez. Elektrik, su parasını ödeyemez. Evine bakamaz, bir müddet sonra ailesinden boşanır. Çoluk çocuğu ortada kalır, Emniyet Genel Müdürlüğü de bu tür olaylarda polisin müdahil olmamasını temin etmelidir. İl ve İlçe Emniyet Müdürlükleri de bu olaylarla ilgilenmemelidirler, çünkü bu iş onları hiç ilgilendirmemektedir.
Tunus ve Mısır'da ayaklanmalar oldu, diğer ülkelerde de kısmi ayaklanmalar var. Bu tür ayaklanmaların olmasını kimse istemez, istikrarın bozulduğu yerde de ticaret olmaz. Nitekim İtalya; Tunus ve Mısır'da ki yatırımlarını Makedonya ve Moldova'ya kaydırma kararı almış, Türk iş adamları da Makedonya ve Moldova'ya yatırımlarını kaydırmalıdır. Bu arada Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı Süleyman Kocasert bu isyanların kendilerine yeni ihracat kapısı açabileceğini belirtmiş, buna aynen katılıyorum. Bu tür kaos olan yerlerde insanlar açlık çekerler, üretim durur. Ortalık duruluncaya kadarda fabrikalar toplumun tüm ihtiyaçlarını karşılayamazlar, bazı kimselerin ülkeyi veya bulunduğu kenti terk etmesi de tüketim maddelerine olan ihtiyacı artırır. Bu nedenle ithalat ve ihracatçılarımız uyanık olmalıdır, bu tür pazarları yakın markajda tutmalı ve takip etmelidirler. Ortalık düzelir düzelmez, bu ülkelerle olan ticaretlerini geliştirmelidirler. Zengin olmak için bu tür fırsatları kaçırmamalı ve uyumamalıdırlar, bu konular işsizler içinde iyi bir fırsat olabilir.
Türkiye Kuru Meyve İhracatçı Birlikleri İzmir'de bir araya gelmiş, 2011 yılında 'Sektörel Ticaret Heyeti Organizasyonu' düzenlemek istediklerini açıklamış. Yeni pazarlar keşfettiklerini, bu pazarların 1 milyar 324 milyon nüfusu ile Çin. 1 milyar 134 bin nüfusu ile Hindistan ve 142 milyon nüfusu ile Rusya olduğunu belirtmiş, ben bu konuyu 30 yıl önce 1 makale ile dikkati çekmiştim. İş adamlarımız 30 yıl sonra bu pazarları keşfe çıkacaklar, yinede iyi. Bana kalırsa iş adamlarımız dünyadaki bütün ülkeler için birer dosya tutmalıdır, bu ülkeleri yakından izlemelidirler. Kurmay Heyetleri ile hangi ülkeye yatırım-ithalat-ihracat yaparlarsa ne kazanacaklarının fizibilite raporlarını çıkarmalıdırlar, sonrada icraata geçmelidirler. Atalarımız 'Gidemediğin yer senin değildir.' demişler, bu gün gittiğin yerlerde malını satıp para kazanabiliyorsan orası senin sayılır.