Mamografilerin Faydadan Çok Zararı Var (I)
Tüm dünyada kadınlarda görülen kanserler içinde meme kanseri ilk sırada yer alıyor. Ülkemizde her sene 25 bin kadar kadında meme kanseri geliştiği tahmin ediyor.Başka kanser türlerinde olduğu gibi meme kanserinde de erken teşhis çok önemli ve hayat kurtarıcı olduğu için dünyanın birçok ülkesinde mamografi ile taramalar yapılıyor.
Türk Radyoloji Derneği (TRD) de kadınlarımıza 40’ tan 70 yaşına kadar her sene mamografi çektirmeleri tavsiyesinde bulunuyor ama erken teşhis için mamografilerin gerekli olup olmadığı, hangi yaştan itibaren ve hangi sıklıkla yapılmasının doğru olduğu konusunda farklı görüşler var.
Mamografilerin meme kanserinden ölümleri azaltmada sanıldığı kadar etkili olmadığını, hatta zararının daha fazla olabileceğini ortaya koyan çalışmaların sayısı giderek artıyor.
Mamografi ile yapılan taramaların ülkemizde de tartışılması gerektiğine inanıyorum.
Türk Kardiyoloji Derneğinden sonra şimdi de TRD beni mamografilere karşı çıkarak kadınların aklını karıştırmakla ve onların meme kanseri olmalarına sebep olmakla suçlayabilir ama canları sağ olsun.
Amacım, toplumu bu bilimsel araştırma sonuçlarından haberdar ederek insanları tam ve doğru olarak bilgilendirmek. Kadınlarımızın her zaman olduğu gibi doğru seçimi yapacaklarından da hiç şüphem yok.
Meme kanseri taramalarının faydadan çok zararı var
İngiltere’ de yapılan ve 40 yaşından itibaren her sene mamografi çektiren kadınların faydadan çok zarar görebileceklerini ortaya koyan çalışma Batı basınında “Meme kanseri taramalarının faydadan çok zararı var” başlığıyla haber oldu.
BMJ isimli tıp dergisinde yayınlanan yeni araştırma İngiltere’ de meme kanseri taramalarının başlamasına sebep olan Forest Raporunun yeniden değerlendirilmesi suretiyle gerçekleştirildi.
1986’ da yayınlanan ve taramaları, kazanılan ekstra hayat süresinin kalite ve kantitesini ölçen “kaliteye endeksli yaşam yılı” (KEYY) parametresine göre değerlendiren Forest Raporu, bu sayede kadınlarda meme kanserinden ölümlerin üçte bir oranında azalacağını ve zararlı bir etkisinin olmayacağını iddia ediyor.
İncelemenin zararlarını dikkate almayan bu rapora göre, 20 sene boyunca taramalara katılan her 100 bin kadın için KEYY 3 bin olarak hesaplanıyor.
Southampton Üniversitesi uzmanları Raftery ve Chorozoglou, Forest’ in araştırmasını mamografinin zararlarını, yani kanser olmadığı halde kanser teşhisi konanları (yanlış pozitiflik) ve kanser olduğu halde tedavisi gerekmeyenleri (aşırı teşhis) de hesaba katarak güncellediler.
Yanlış pozitiflik, mamografideki bir anormallik sebebiyle kanser teşhisi konan bir kadında neticede kanser olmadığının ortaya çıkması manasına geliyor.
Aşırı teşhis ise bir kadında hiçbir probleme yol açmayacak bir kanserin teşhis ve tedavi edilmesi demektir. Bu tür aşırı teşhislerin önemli bir kısmı “duktal in situ karsinom” (DİSK) dolayısıyladır. DİSK, meme kanseri için bir risk yaratsa da bunların çok azı meme kanserine dönüşür.
Taramaların zararlı etkiler hesaba katıldığı yeni araştırmada KEYY’ in 20 sene sonra 1.500, yani Forest’ in tahminlerinin yarısı kadar olduğu ortaya çıktı.
Araştırmayı yapan uzmanlardan Raftery “Taramaların ilk 8 senede zararlarının daha fazla olduğunu, 20 sene sonra faydalarının görüldüğünü ama bunun Forest Raporunda bildirilenden çok daha az olduğunu” bildiriyor ve ekliyor:
“Şüpheli bir kanser sebebiyle ameliyat edilecek kadınların çoğunun aslında bu tedaviye ihtiyaçları yok. Birçoğu, ameliyat oldukları için hayatlarının kurtulduğunu sanıyor ama gerçekte bunlardan sadece on taneden birinin hayatı kurtarılmış oluyor.
Mamografi yaptıracak kadınların bu işlemden görecekleri fayda ve zararlar iyi hesap edilmelidir. Taramaların özellikle genç kadınlarda daha seyrek yapılması işlemin zararlarını azaltabilir.” diyor.
Tarama amaçlı mamografiyi savunanlar ise, bazı kadınlara bu yüzden gereksiz kanser teşhisi konduğunun ve bazılarının gereksiz yere tedavi edildiğinin doğru olduğunu ama bu sayede birçok kadında da meme kanserinin erken devrede yakalanarak hayatlarının kurtulduğunu belirtiyorlar.
Gelelim neticeye
Bu araştırma da daha sonra gündeme getireceğim diğer araştırmalar da tüm kadınların gelişigüzel meme kanseri taramalarına tabi tutulmalarının çok doğru olmadığını gösteriyor.
TRD, elbette yabancı kaynakları takip etmek, dikkate almak zorundadır ama bunları değişmez evrensel doğrular olarak kabul ederek ülkemiz kadınlarındaki fayda ve zararlarını hiç araştırmadan olduğu gibi uygulamaya koyması da makul ve mantıklı değildir.
Bana soracak olursanız taramalarda meme kanseri riski yüksek olanlara ağırlık verilmelidir derim ama asıl yapılması gerekenler şunlardır:
BİR: Kadınlarımız meme kanseri ve kendi kendine meme muayenesi konusunda bilinçlendirmelidir.
İKİ: Tüm pratisyen ve aile hekimleri meme muayenesini çok iyi yapabilmeli ve takipleri altında olan kadınları yılda bir muayene etmelidir.
ÜÇ: Taramaların bizim kadınlarımızda ne işe yaradığı mutlaka bilimsel olarak değerlendirilmelidir.
KAYNAKLAR
http://www.bmj.com/content/343/bmj.d7627
http://www.guardian.co.uk/society/2011/dec/09/breast-cancer-screening-harm
http://www.ahmetrasimkucukusta.com/2012/01/20/bir-tavsiye/rayasyonsuz-goruntulemeye-tepki/