Mamografiler Boşuna mı Yapılıyor?
Hastalıkların önlenmesi ve bu mümkün olmadığında da olabildiğince erken teşhisi tıbbın başta gelen hedeflerindendir. Böylece birçok hastanın hayatını kurtarmanın mümkün olabileceği düşünülür. Erken teşhise yönelik programların tüm dünyada en yaygın olanlarından biri kadınlarda meme kanseri taramalarıdır. Bu amaçla pek çok gelişmiş ülkede 40 yaşın üzerindeki kadınlara her sene mamografi yaptırmaları tavsiye edilmektedir. Mamografi sırasında yüksek dozda ışına maruz kalınması ve 40 yaşın üzerinde meme kanserlerinin beklenenden çok azının mamografilerle tespit ediliyor olması sebebiyle bu taramalara karşı çıkan pek çok uzman ve kurum var.
Mesela, kısa adı USPSTF olan U.S. Preventive Services Task Force (Amerika Birleşik Devletleri Koruyucu Hizmetler Görev Gücü) geçen sene bu taramalara 50 yaşından sonra başlanmasının ve her sene değil iki senede bir tekrarlanmasının daha doğru olduğu görüşünde olduğunu açıklamıştı. Bu kararın alınmasında mamografilerin radyasyon riski taşıması yanında, hanımların yüzde 6’ sına yanlışlıkla meme kanseri teşhisi konması ve böylece de gereksiz ameliyat, kemoterapi ve ışın tedavilerin uygulanması da etkili olmuştu.
USA’ da Amerikan Kanser Derneği (ACS) ve Amerikan Radyoloji Koleji (ARC) ise rutin mamogramlara 40’ lı yaşlarda başlanması ve her sene tekrarlanmasında ısrarlılar.
New England Journal isimli muteber tıp dergisinin son sayısında yayınlanan bir araştırma 40’ lı yaşlardan itibaren her sene mamografi yapılmasına karşı çıkan USPSTF’ nin haklı olduğunu ortaya koydu.
Mamografi ölüm oranlarını beklendiği kadar azaltmıyor
Araştırma Norveç’ te meme kanseri tarama programının bir kısmını oluşturan 50 ila 69 yaşları arasındaki 40 binden fazla kadın üzerinde yapıldı. Meme kanseri tedavi programındaki bu kadınlara 1996 ve 2005 seneleri arasında her iki senede bir mamografi uygulandı.
Bu kadınların sonuçları diğer eyaletlerdeki meme kanseri eğitim ve tedavi programında yer alan ancak mamogram yapılmayan kadınlarla karşılaştırıldı. Araştırmada, mamogram yapılan kadınlarda meme kanserinden ölüm ihtimalinin bu taramanın yapılmadığı kadınlara göre ‘sadece yüzde 10 oranında az olduğu’ belirlendi. Oysa tarama yapılan kadınlarda meme aknseri ölümlerinde yüzde 30’ luk bir azalma olması bekleniyordu.
Başka ülkelerde de benzer sonuçlara ulaşılan araştırmalar var. Mesela İngiltere'de de 1989-2007 arasında meme kanserinden ölümlerdeki düşüşün, kontrol yaptıranlarla yaptırmayanlar arasında aynı olduğu tespit edilmişti.
Danimarka’ da da 20 senelik bir sürede ücretsiz tarama programlarının uygulandığı 2 bölgeyle bu tür programların uygulanmadığı ülkenin başka bölgeleri arasında, meme kanseri ölümleri açısından fark olup olmadığı araştırılmış ve sonuçta
mamografi ile tarama yapılan bölgelerde 55-74 yaş arası kadınlarda meme kanserinden ölüm oranlarının yüzde 1, tarama yapılmayan bölgelerde ise yüzde 2 nispetinde azaldığı tespit edilmişti. 35-55 yaş arasındaki kadınlardaki ölüm oranının, tarama yapılan bölgelerde yüzde 5, tarama yapılmayan yerlerde ise yüzde 6 oranında düştüğü belirlenmişti.
Daha yaşlılarda (75-84 arası) ise her iki bölgede de ölüm oranları açısından farklılık olmadığı saptanmıştı.
50 yaşın altında rutin mamografi gerekli değil
Araştırma sonuçlarını destekleyen uzmanlar şu görüşleri de dile getiriyorlar: “Mamogramların az sayıda kadınında erken teşhisi sağlamış olması elbette mümkün ama genel olarak bakıldığında taramaya katılan kadınların hayatta kalma şanslarının artmadığı ortada. Hatta bu programların birçok kadında gereksiz biyopsilere, gereksiz uzun süreli takiplere ve hatta bazılarında gereksiz mastektomilere (memenin cerrahi olarak alınması) yol açtığına da şüphe yok.’’
Bu tür programlara karşı çıkanlar hastanede geçirilen zaman ve mamografiler için harcanan paranın, yanlış yorumlardan kaynaklanan korku ve stresin yaratacağı olumsuzluklarının da mutlaka hesaba alınması gerektiğini savunuyorlar.
Meme kanseri ölümlerindeki azalmaların taramalardan önce başladığı, ölüm oranlarındaki düşüşün taramadan değil risk faktörlerinin daha iyi kontrol edilmesi ve tedavideki gelişmelerdan kaynaklandığı belirtiliyor. Kanser ölümlerindeki azalmanın taramadan daha çok fayda görmesi gereken 50 yaş üzerinde olmaması da çok önemli bulunuyor.
Önceki senelerde yapılan bir çalışmada da, mamografi ile teşhis edilen her üç meme kanserinden birinin bir problem yaratmayacağı ve tedavisiz kendiliğinden iyileşebileceği ortaya konmuştu.
Kaliforniya Üniversitesi’nden Esserman da meme kanserlerinin yavaş, orta derecede ve hızlı ilerleyen üç ayrı tipinin olduğunu ve mamografilerde yavaş ilerleyenlerin daha kolay; asıl erken teşhis edilmesi gereken hızlı ilerleyen türlerin ise daha zor tespit dildiğini belirtiyor.
Gelelim neticeye
Elimizdeki bilimsel verilere göre, taramalardan gerçekten çok yararlanacak hedef kitle belirlenene kadar, 50-70 yaşlar arası kadınların iki senede bir mamografi yaptırmaları yeterlidir. 50 yaşın altında ve 75 yaşından üzerinde rutin mamografiler gerekli değildir, ancak özel durumlarda yapılmalıdır. Ailesinde meme kanseri olan genç kadınlar radyasyona maruz kalmamaları için ultrasonografi veya MR gibi X-ışını kullanılmayan yöntemlerle incelenmelidir.
KAYNAKLAR
Kalager M, Zelen M, Langmark F, Adami HO: Effect of Screening Mammography on Breast-Cancer Mortality in Norway http://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa1000727