Malulen Emeklilikte Şartlar!
Okurumuz Fatih Savaşçı “Resul abi sürekli yazılarınızı takip ediyorum. Teşekkür ederim bilgilendirmeleriniz için. Eşim konfeksiyonda çalıştı ve burada zatürre’ye yakalanıp hastanede tedavi gördü, artık çalışmıyor. Ayrıca gözünde görme sorunu var. Malullük aylığı bağlanır mı? Yoksa sürekli iş göremezlik gelirine mi başvurmalıyız?”
Sigortalıların rahatsızlıkları nedeniyle çalışmalarının ve iş bulmalarının zor olmasından dolayı, malulen emekli olabilmeleri sağlanmıştır.
Ancak sigortalının rahatsızlığı veya çalışma gücünü veya meslekte kazanma gücünü kaybetmiş olması malulen emeklilik için yeterli değildir. Bazı koşullar gerekir. Öncelikle maluliyet gerektiren rahatsızlığın sigortalı olduğu tarihten sonra ortaya çıkması gerekir. Örneğin, sigortalı olduğu tarihten önce iki gözü görmeyen veya ayaklarında yürürme problemi olan bir sigortalı malulen emekli olamayacaktır. Ancak sigortalı olduğu tarihten sonra görme kaybı yaşayan veya felç geçiren bir sigortalı, diğer koşulları da sağlaması halinde malulen emekli olabilecektir.
Bu durumda sigortalı olduğu tarihten sonra maluliyet gerektiren hastalığa yakalananların, en az 10 yıllık sigortalılık süresi, toplam 1800 gün prim ödemesi ve çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü en az yüzde 60 oranında kaybettiği tespit edilen sigortalılar malulen emekli olabilmektedir. Sigortalı olduğu tarihte malulen emeklilik gerektiren rahatsızlığı olanlar malulen emekli olamazlar. Ancak bu şekilde sigortalı olduğu tarihten önce maluliyet gerektiren rahatsızlığı olan kişiler özürlülük nedeniyle sakatlık vergi indiriminden yararlanarak emekli olabilecektir.
Böyle hakime can kurban!
Genelde geç gelen adaletten dolayı hepimiz şikayetçi oluruz. Hatta “geç gelen adalet, adalet değil” deriz. Ancak mahkemelerin iş yükünün artmasından, personel yetersizliğinden ve diğer bir takım nedenlerden dolayı bırakın adaletin hızlanmasını, her geçen gün de adalet daha da gecikmeye başladı. Ancak, geçenlerde İstanbul’da öyle bir karar alındı ki, yürekten alkışladım. İstanbul Ümraniye’de bundan altı ay önce arkadaşıyla aracının içinde alkol alıp, ruhsatsız silahıyla rastgele ateş eden bir vatandaşın sıktığı kurşunlardan biri sabah namazına giden Taner Koç’a isabet etmiş ve tek kurşunla hayatını kaybetmişti. Davanın ilk duruşması önceki gün yapıldı ve tanımadığım ama yürekten alkışladığım mahkeme hakimi tutuklu bulunan sanığı “Olası kastla adam öldürme” suçunun en üst haddi olan 25 yıla mahkum etti ve indirim yapmadı. Kucak dolusu alkışlar mahkemeye ve hakimine.... Dileğimiz tüm hâkimlerimizin hızlı ve doğru kararlar alarak adaleti kısa zamanda tesis etmeleridir.
Doğum yapan işçiye maaş ödenir mi?
Okurumuz T. Gül, “Yarın itibariyle doğum yapmış olacağım. İşyerimden maaş alamayacağımı söylediler. Fakat başka yerlerde çalışan ve doğum yapan arkadaşlarım maaşlarını kesinti olmadan almışlar. Bu durum işyerinin inisiyatifinde mi? Yoksa yasal bir hakkım var mı?” diyor.
Değerli okurum, ‘lı annelere normal şartlarda doğum nedeniyle çalışmadıkları sürelerde işyerlerince herhangi bir ücret ödenmez.
SSK’lı annelere, doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla, doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul gebelik halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilâve edilerek çalışmadığı her gün için, ortalama günlük kazancının üçte ikisi oranında geçici iş göremezlik ödeneği almaktadır. SGK tarafından doğum nedeniyle ödenecek bu tutar yaklaşık olarak işyerinden aldığı net ücret kadar olmaktadır.
Ancak bazı işyerlerinde, işçinin ücreti tam ödenerek SGK’dan aldığı istirahat parası işverene verilmektedir. Bu da mümkün olmakla birlikte, tüm işverenleri bu şekilde işlem yapmaya zorlamak doğru değildir. İşyerlerinin genel uygulaması rapor döneminde SGK’dan istirahat parası alınması ve işyerinden rapor süresince ücret ödenmemesi şeklindedir.