(Mal Pazarı)Yine Her Zaman ki Gibi!
Bu yazıları okuduğunuz sıralar da Kurban Bayramımızı eda ediyoruz veya bir gün sonra ediyor olacağız. Tüm İslam âleminin kurban bayramını kutlar, hayırlara vesile olmasını dilerim. Diye temennide bulunduktan sonra; Geçen yıl da aynı konu üzerinde yazmıştım. Bu yıl da yazıyorum… Görünen o ki gelecek yıl da yazacağım galiba… Konu şu…(Gerçi gördüğüm her yer öyle ya) Ünye mal pazarında her ne kadar çevre ilçelere göre yoğun ticaret olmasa bile, kurban bayramı geldiğinde neredeyse yeterli gelmiyor. Yoğunluğu nasıl olursa olsun yine de günün teknolojisine uygun, sağlıklı bir mal pazarının olması gerekmez mi? Mal pazarının zemininden başlayalım isterseniz; Zemin yarı kumlu yarı çakıllı… Hava yağmurlu olmasa dahi kurbanlık hayvanların idrarları ve gübreleri yeri vıcık-vıcık çamur haline getiriyor. Hem de gübreli çamur… Bu sorunu çözmek için ilgililer zemine devamlı çakıl döşüyorlar. Hâlbuki ki bunun çaresi kurbanlıklara üzeri kapalı, önünde yemliği ve su teşkilatı olan gübresinin kanallara düştüğü altı beton yerlerin yapılması gerekir. Böylece hem alıcı ve satıcıların gezindiği alanlar temiz ve sağlıklı olur hem de (hepimizin göz ardı ettiği) satılmayı bekleyen kurbanlıkların yem ve su ihtiyaçları giderilmiş olmaz mı? Her ne kadar bu işin ticaretini yapanlar kendilerine göre üzeri kapalı, yem hazneleri bulunan yerler yapmışlarsa da; bunların hem zeminleri toprak(ya da çakıl) hem de gübreler yine ulu orta yerler de onlara basılarak yürünüyor. Kaldı ki, evinde kurbanlık besleyip sadece elinde ki bir iki kurbanlığı pazarlamak isteyenlerin kurbanlıkları ise güneş, yağmur demeden sabahtan akşama kadar aç-susuz ortalık yerde satılmayı bekliyor. Yine bir başka konu var ki bu güne kadar göz ardı ediliyor; Kurbanlık hayvanlarını getirenler ile alıcılar arasında gebe olup olmadığı, kurbanlığın kaç kilo geldiği konusunda tartışmalar yaşanıyor. Artık kim kimi kandırırsa… Ki bu işte hep alıcılar kaybederler. Kapıya bir kantar konulsa ve başında bir görevli ile veteriner hekim bulunsa bu kişiler hayvanı tartarak kaç kilo canlı ağırlık gediğini tespit edip sağlık kontrolünden geçirseler vatandaşın aldatılması önlenmiş olmaz mı? Şunu da not olarak belirtelim, hayvanlarda gebelik tespiti belli bir aydan sonra yapılabiliyor. Benim meslek olarak ve biraz da meraktan bu bilgileri sizlere vermiş olmam bu konuyu çok iyi bildiğim anlamına gelmez. Yeter ki bu işe kafa yorulsun, çok daha mükemmel çözümler üretebiliriz. Önemli olan şu değil mi? “Müslümanlar olarak dini vecibelerimizi yerine getirirken, vatandaş olarak, ilgili kurumlar olarak yani kısaca devlet ve millet olarak uygarlık seviyemizin bu denli tartışılır halde olması bizleri üzmesi gerekir… Öyle değil mi?
Yakup HALICI yakuphalici@gmail.com