Mahkemeden İfade Özgürlüğü ve Haberlerimizle İlgili Manifesto Gibi Karar
Adamcık, yandaş, candaş, ayyaş, besleme ve maaşlı trollere… Her haberimize yalan diyerek mahkemelerde soluğu alanlara… Yüzünüz kızarır mı, utanır mısınız?
Yaklaşık iki yıla yakındır Avcılar Belediye Başkanı ve kimilerin Toprak Anası
Haney Handan Toprak Benli ile ilgili haber ve köşeler yazıyoruz. İhalelerle, olumsuzluklar, yanlışlıklarla ilgili belgeli, bilgili haberlere imza atıyor ve bunlarla ilgili yorumlar yapıyoruz.
Bugüne kadar hakkımızda onlarca dava açtı, Haney Handan Toprak Benli.
Toprak Ana’nın hakkımızda istediği, oldukça hatırı sayılır tazminatlar… Bu tazminatlarla çok iyi garajı olan evler ve evinizin garajında tutabileceğiniz çok iyi arabalar alabilirsiniz… (Birine sakın ha mesaj filan gönderdiğimi filan sanmayın, lafın gelişi diye yazılmıştır) Aynı zamanda sayısız ceza davaları…
****
Mahkeme Başkanı Duygu Mengi Akçadırcı’nın davanın reddine karar verirken açıkladığı gerekçeli karar; ifade özgürlüğü hem de kamu yöneticilerinin eleştirilmesi konusunda manifesto niteliğindedir. Yaptığımız eleştiriler ve haberlerle ilgili yalakalık yapan, beslemelik yapan, adamcıklara ve de ayyaşlara, yandaşlara, candaşlara ve tüm gazetecilere hem de kamu yöneticilerine ders olmasını dilerim.
Kamu görevlilerinin kendilerine yönelik sert ve ağır eleştirelere katlanması
Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi gerekçeli kararında şu görüşlere yer vererek davayı reddetti.
“Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı gazete ve diğer davalının (eser sahibi) günlük olarak yayınlanan Gerçek Gazete adlı gazetenin 29/10/2014 tarihli nüshasının 8. sayfasının kendine ait köşe yazısında; “Avcılar’ın Toprak Anası‘na ve yandaşlarına” başlığı adı altında müvekkilene tamamen gerçek dışı, hakaret ve iftiralarla dolu bir yazı yayınladığını, yazıda; “Toprak Ana aynı zamanda yalancı ve iftiracısın, sorumsuz ve hesapsız Toprak Ana, sorumsuz ve kamunun çıkarlarını gözetmeden kenti yönettiğini, ihaleye fesat karıştırdığı” şeklinde asıl iddialar ve hakaretlerde bulunduğunu; 21/11/2014 tarihli köşe yazısında ise “A be Kahriman, Avcılar’da neler olmuyor ki?” başlıklı yazısında yine hakarette bulunduğunu, (Gazetem İstanbul) 29/10/2014 tarihli yazı için 30.000 TL., 21/11/2014 tarihli yazı nedeni ile de 10.000 TL olmak üzere toplam 40.000 TL manevi tazminatın kişilik haklarına saldırı tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınmasını talep ve dava etmiştir.”
****
Dava dilekçesi davalılara usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı Ali Tarakcı, cevap dilekçesinde davacının kişinin kamu görevi yaptığı sırada sergilediği tutum ve davranışları yorumlayarak kamunun haber alma hakkını sağlamaya yönelik yazıları yazdığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
****
İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi 10. maddesi bakımından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yerleşik içtihatlarıyla oluşturulan ilkelerden biri de, ifade özgürlüğüne ilişkindir. Buna göre; ifade özgürlüğü, demokratik esaslı temellerinden birini ve toplumun ilerlemesi ve her bir bireyin gelişimi için temel koşullardan birini oluşturur.
İfade özgürlüğü, sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız görülen veya ilgilenmeye değmez bulunan “haber” ve “düşünceler” için değil, aynı zamanda aleyhte olan, çarpıcı gelen ve rahatsız eden haber ve düşünceler için de uygulanır.
Sözleşmenin 10. maddesine belirtildiği üzere bu özgürlüğün istisnaları vardır; ancak bu istisnalar dar yorumlanmalı ve bir kısıtlama ihtiyacının bulunduğunu inandırıcı bir şekilde ortaya konmalıdır.
İfade özgürlüğü, ayrıca herkesin demokratik bir toplumun özünde yer alan görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahip olması anlamına gelmektedir. Gerek Yargıtay’ın gerekse Avrupa insan Hakarı Mahkemesi’nin istikrar kazanmış uygulamalarında kamu görevlilerinin kendilerine yönelik sert ve ağır eleştireler katlanması gerektiği kabul edilmiştir.
Açılan dava kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat davasıdır. Davalının günlük Gerçek Gazetesi’nde (ve Gazetem İstanbul’da) yaptığı haberle davacının kişilik haklarına saldırıda bulunduğu ettiği iddia olunmuştur.
****
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin istikrar kazanmış uygulamalarında, kamu görevlilerinin kendilerine yönelik sert ve ağır eleştirelere katlanması gerektiği kabul edilmiştir. Söz konusu haberde özellikle belediyenin çöp ihalesi ilgili usulsüz davrandığı yönünde iddianın olduğu, ancak söz konusu ihalenin daha sonra Kamu İhale Kurulu tarafından kaldırıldığı, buradaki haberde gazetecisinin görev sınırını aşmadığı, yine ilgili diğer haberler incelendiğinde gazetecilik görevinin aşılması durumunun söz konusu olmadığı anlaşılmakta yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm uygulanmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere
1- Davanın REDDİNE,
2- Alınması gereken 29.20 TL harçtan peşin yatırılan 683,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 653,90 TL’nin karar kesinleştikten sonra talep olması halinde davacı tarafa iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, varsa bakiye gider avansının karar kesinleştikten sonra talep olması halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı temsilcisinin yüzlerine karşı HMK’nın geçici 1 ve 3. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içersinde Yargıtay’da temyizi ve kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı. 26/02/2016
Son söz: İyi ki bu ülkede mahkemeler iyi ki bu ülkede hakimler var… Kamuda milletin oylarıyla seçilenlerin ya da millete hizmet için bürokraside maaş alanların; en ufak bir eleştiride, hem de bilgili ve belgeli haberlerde soluğu mahkemelerde almaları bir vatandaşlık hakkı ancak biliyorum ki eleştirilere de katlanamadıkları, kabul etmedikleri, doğru olan eleştiriler konusunda iftiralara soyunmaları da çok acı…