Madalyasız Şeher, Bayburda Madalya: Gazi Şehir Belgeseli
Yabancı yazar ve seyyahlara göre “ikinci” elde edilen son bilgi /belgelere göre “Birinci Medeniyet Merkezi” Bayburt, ayni zamanda “İkinci Plevne” ile “İkinci Hayber” destanlarını tarihe mal etmiş mübarek bir vatan toprağıdır.“BAYBURT; Anadolu Kültür Ağacının ilk çekirdeği, ilk beşik, ilk temeline dayalı, Ulu Çınarın, ulu dallarından biridir Zihni’nin dilinde: “Âşina-yı hakayık u mecaz,/Ahd-i Gülşende Şehr-i Şiraz,/ İlm ü tefsirle hilkat-tırâz /Belde-i saire de azdan az” olan acılara set çekmiş; zillet yerine, ölümü tercih etmiş, kör talihe bile gülümsemiş kâmil insan pazarıdır.
BAYBURT; Anadolu’da birinci derecede “KÜLTÜR MERKEZİ” olarak;Yakutiye, Ulucami, Mahmudiye, Musaviye, Hayrani, kale içinde bulunan Burcusarı, İkbaliye isimli yedi medreseden ünlü ilim adamları, şairler, gönül erleri yetiştirmiştir. BAYBURT; Darül Celâl, (Yüceler Diyarı) Darün Necat (Kurtuluş Diyarı) ismi ile tarihteki yerini alırken; medreselerinde büyük âlimler yetişmiş, Osmanlı Devletinin ilk Şeyhülislamı olan Molla Fenari, Bayburtlu Ekmelüddin’in rahlesinde yetişerek, icâzet almıştır.
,BAYBURT; Moskof ve Ermeni mezalimini yaşamış, “Taşmağazalar” da 380 (Bazı kaynaklarda 510) vatan evladının üzerlerine gazlı çaput atılarak cayır cayır yakıldığı, merkez ve köylerinde toplu katliamların yapıldığı canlı bir tarih müzesidir. BAYBURT;Türkiye’de bulunan şehitlikler arasında, en fazla şehitliğin bulunduğu bir şüheda yurdudur. BAYBURT; Kadı Mahmud Çelebi Vakfı olan Çarşıhamam’ında; Yavuz Sultan Selime ile IV. Muradın yıkandıkları, tas ve takunyalarının uzun yıllar saklandığı, İpekyolu güzergahında bulunduğu, deve kervanları ile buradan balmumu ihraç edildiği, seyyah Marko Polo’nun merkez Transit Otelinde konakladığı bir ecdat mirasıdır. BAYBURT; Mısır’da allame olarak tanınan Şeyh Ekmeleddin Muhammed Bin Mahmud El Babirti (Bayburtlu) İHAYE isimli bir ders kitabı yazmış, 73 yaşında iken 1384 tarihinde öldüğü zaman, bütün Kahire halkı cenazesi arkasında yürümüştür.
Çeşitli kaynak ve iddialara göre Türkiye ve Dünyanın çeşitli yerlerinde BEŞ MİLYON Bayburtlu vardır.Türkiye haricinde, Çin, Japonya, Avustralya, İran, özellikle Tebriz, Azerbaycan, Kafkasya, Mekke/Medine, Almanya Hollanda, Fransa ve diğer yerler… Topal ayağıyla, bastonuna dayanarak Çin caddelerinde dolaşan Bayburtlu menkıbelere konu olmuştur.
Türkiye’yi içte ve dışarıda temsil eden, idare eden değerler ve bürokrasi arasında Bayburtluyu görmek mümkündür.Almanya, Hollanda, Fransa, Azerbaycan, Avustralya’da bulunan Bayburtlu iş adamlarının, ekonomiye hakim olduklarını da belirtmek isterim. Türkiye’nin tek atom bombası âlimi Behram Kurşunoğlu’nun Amerika tarihinde, ekonomisinde önemli bir yeri vardır.
Bayburt kalesi, dünyanın sayılı kaleleri arasında yer alır. Kanuni zamanında bu kale içinde on beş bin kişilik bir koloninin yaşadığı söylenir. Beyböyrek Hikayelerinde ismi geçen, Koruk’tan kaleye, kaleden Duduzar’a (Erenli) uçan Dengiboz (Bengiboz) isimli atın ayak izi bu kalede bulunmaktadır. Bugün maalesef tek bir tanesini dahi göremediğimiz/bulamadığımız çinilerin, depoladığı güneş ışınlarını, o tarihlerde akşamdan sonra Bayburt caddelerine yansıttığı, kalenin diğer bir adının da Çin-i Maçin olduğunu görüyoruz.
Peygamber sancaktarı, sahabe, Bayburt’un fetih kumandanı Abdülvehhab Gazi ile Hazreti Ali’nin oğlu Muhammed Hanefi Bayburt’ta şehit düşmüşler, kabirleri Bayburt’tadır. Kelle koltuğunda savaşan Genç Osman, IV.Muradın Revan seferinde Bayburt Giv (Alınyurt) köyünden alınarak, yeni terleyen bıyığına demir tarağı saplamak suretiyle asker yapılmıştır.
Rus askerlerinin girmemeleri için Çoruh nehrini kırk gün Hart ovasına bağlayarak girmelerini önleyen ve halen kabr-i şerifleri Hart (Aydıntepe) ilçesinde bulunan Osman Efendi, bilgi insan Dedekorkut, Ahmed-i Zencani, Sadr-ü Şeria, Seyyid Kasım E fendi, Ahi Emir Ahmed, Ebul Kasım Gazi, Şeyhheyran, Ağlarbaba gibi daha nice kırklar yediler, erenler, gönül erleri Bayburt topraklarında metfundur. Aruz ve hece vezni şiirleri ile edebiyat tarihine mührünü basan Şair Zihni (Mehmed Emin) ve büyük hattat ve şair ve hattat Revâyi, İrşâdi, Celali, Hicrani, Hilmibaba, Esnani, Süleyman Ruhi, Burhani, Kara Niyazi, Bayburt çocuğudur.
Özellikle Devr-i Sabıkta, Milli Şef döneminde büyük haksızlıklara ve gadra uğrayan, uydurma Hart İsyanı (Şeyh Eşref Olayı), Bayburt kaymakamı ile mutasarrıf olarak Urfa’ya gönderiler, orada da İstiklal Mahkemelerince gıyabi idam karar çıkan Şehit Nusret ile karalanmak istenen Bayburt; ekonomik ve siyasi yaraların mazlumu olarak yıllarca bir kenara atılmış, hakları elinden alınmış, nihayet uzun mücadelelerden sonra 1989 yılında vilayet olabilmiş, Türkiye’nin en küçük vilayetidir.
Bayburt için daha çok şeyler yazılabilir. (BAKINIZ: İlhan Yardımcı-Tarihte “İkinci Medeniyet Merkezi” BAYBURT. 21 Şubat 2006- Dizgi Ofset-Konya – Gez Anayurdu/Gör Bayburdu-Hazreti Muhammed’in Sancaktarı, Sahabe, Şark Komutanı Abdülvehhâb Gazi Bayburt’ta Medfundur-İlhan Yardımcı- Haziran 2008-Dizgi Ofset-Konya- KÜLTÜR KÖKLERİMİZ- İlhan yardımcı. 880 sayfa. Nisan 2005.Dizayn Ofset-BURSA- ON ŞİİR ORATORYO. BAYBURT GÜZELLEMESİ. Ağustos.2012.Dizgi Ofset-Konya ve İlhan Yardımcı’nın diğer eserleri) “Gez Anayurdu/Gör Bayburdu” sloganı ile yola çıkılarak, Bayburt’un bütün değerlerinin ele alındığı, üç bölümden oluşan “Gazi Şehir Bayburt” belgeseli çekimleri bitti. Bayburt’ta özel bir programla galası yapıldı.
Bayburt belgeseli, dana önce çektiği belgesel filmlerle tanınan yönetmen Halil Demirci ve ekibi tarafından gerçekleştirildi. Yapım yardımcılığını Berna Aytar, yönetmen yardımcılığını ise Sinan Demirci’nin yaptığı belgeselin, müzikleri Can Atilla, seslendirmeleri ise TRT spikerlerinden Tunç Tuncel tarafından yapıldı. Tarihi belgesel için Bayburt dağlarını adım adım geçen yönetmen Halil Demirci ile ekibi bir yıl süren çekimlerde, bölgenin arazi şartları nedeniyle zaman zaman zorlandıklarını, Kop dağlarını, bu şehitler yurdunu havadan görüntülemenin kendilerine nasip olduğunu, Peygamber sancaktarı Abdulvehhâb Gazi ile Hz. Ali Efendimizin ikinci hanımından olan oğlu Muhammed Hanefi hazretlerinin kabirlerine Bayburt’ta ulaştıklarını, Uzun Hasanın oğlunun mezarını da Bayburt’ta tespit ettiklerini, Ermeni Mezaliminin yapıldığı alanları görüntülediklerini, yaklaşık 65 bin şehidin olduğu ve Türk harp tarihine ikinci Plevne diye geçen Kop Dağı’na filmde 10 dakika yer ayırdıklarını ifade eden Demirci, “Belgeselde tarih, kültür, şehitlerimiz, gazilerimiz, türbelerimiz, camilerimiz var.
Dede Korkut’tan Abdulvahab Gazi’ye, Şair Zihni’den Emrah’a, Ağlar Baba’dan Oslu hocaya, âşıklarımız ve gönül sultanlarımız var. Bayburtumuza Türk dünyasına ve insanlığa bu değerli belgeseli kazandıranları tebrik ediyorum. Dünya durdukça tarihin altın sayfalarına not düştüğümüz bu belgeselin izleri hiç silinemeyecek, geçmişimize saygımızın ve bağlılığımızın ifadesi olan bu belgesel geleceğimize de güvenle bakmamıza vesile olacaktır.” Diye konuşurken,gözlerimin yaşardığını söylemem riya olmaz sanırım. Kelimenin tam anlamıyla muhteşem geçen galada gösterilen belgesel, Bayburt’ta çok şeyler kazandırdı, Bayburt kültür tarihinde bir “MİLAT” oldu demem mümkündür. Tarihimizde “Birinci Medeniyet Merkezi, İkinci Hayber, İkinci Plevne”olarak bilinen, Şair Zihni, İrşâdiler, Dedemkorkut, Genç Osman, Osmanlının ilk Şeyhülislamı Molla Fenari, ahiliğin Anadolu’da ilk temsilcilerinden Emir Muhammed, ‘Şeriatın Göğsü’ olarak nitelendirilen Sadr-ü Şeria, Ahmed-i Zencani, Hüseyin Danişmendi, büyük şair Zihni, oğlu hattat Ahmet Revâyi, Celali, Hicrani, Seydi Yakup, Osman Efendi,kırklar yediler, erenler Bayburt’u dünyaya tanıtmışlar, sayısız eserler bırakmışlardır.
BAYBURT coğrafyasında 123 Sahabenin kabirleri vardır. Avrupa topraklarının tümü üzerinde 12 bin çeşit bitki/çiçek bulunurken, sadece Bayburt topraklarında on bin çeşit bitkinin/çiçeğin mevcut olduğu, bir zamanlar bu topraklar üzerinde 27 bin arı kovanının bulunduğu, kervanların buradan balmumu ihraç ettikleri, Marsilya ve Fransa’ya kadar götürüldüğü, İpekyolu güzergâhı olduğu, seyyah Marco Polo’nun Bayburt’ta konakladığı, tarihi Çarşı Hamamında Yavuz Sultan Selim ile IV. Muradın yıkandıkları, takunyalarının yıllarca saklandığı tarihi kaynaklarda yer alır.
Bayburdun Fetih tarihi 21 Haziran 724 olarak Tarihteki yerini almış, Sahabe, Peygamber sancaktarı, Şark Komutanı Abdülvehhap Gazi (Vehap Sultan) Bayburt Fetih kumandanıdır. Kabr-i şerifleri Duduzar (Erenli) köyündedir. İstanbul’un mânevî fatihi Eyüp Sultan ile dâva ve gönül arkadaşıdır.
571, 724, 1453 önemli tarihlerinin toplamı 13 rakamını meydana getirir. Bu tevafuk, 724 Bayburt fethi ile buluşur, birleşir.
Bayburt’un fetih yıldönümleri neden yapılmaz? Çok sayıda araştırma, makale, konferans, sempozyum ve etkinliklerde fetih yıldönümlerinin yapılması için dikkat çekilmiş, bugüne kadar bu teklifi sahip çıkan olmamıştır. Bekliyoruz!… Bayburt Belediyesinin finansmanı ile Halil Demirci ve ekibinin gayretli çalışmaları ile çekimleri yapılan belgesel, büyük bir boşluğu doldurmuş, BAYBURT layık olduğu değeri görmüştür.
Bayburt’ta yapılan galada söylediğim gibi; bu güzel eserinden dolayı yönetmen Halil Demirci’ye, Bayburt Üniversitesi tarafından bir “Fahri Doktora” unvanı verilmesini, Bayburt Seyâhat otobüslerine, Otel/Motel, özel kurum, kuruluşlara, Valilik, Belediyeler, Dernek ve Vakıflar, diğer uygun ve ilgili yerlere, gazetelere “GEZ ANAYURDU/GÖR BAYBURDU” sloganının konulmasını, Bayburt’un fetih tarihi olan 21 Haziran 724 tarihinde görkemli bir kutlamanın yapılmasını, mümkün olmazsa, Dedemkorkut Kültür ve Sanat Şöleni ile birleştirilmesini, Bayburt’a Gazilik Beratı ile madalyanın verilmesini teklif ediyor, bu belgeseli Bayburt’a kazandıranları, Bayburt halkını, maddi/manevi katkıda bulunan Bayburt sevdalılarını yürekten ve muhabbetle selamlıyorum. Yazımı bir şiirimle bitirmek istiyorum:
ORHAN ŞAİK GÖKYAY ŞÖYLE DER
“Sıla dedim geldim, gurbete düştüm, Gurbetten de beter buldum Bayburdu Kavuşmak istedim, hasrete düştüm Ta bağrımda tüter buldum Bayburdu.”
BEN DE ŞÖYLE SESLENMEK İSTİYORUM
Gurbet değil ki yurdum, gurbet benim içimde, Rüyalarda okudum, ayrı, başka biçimde, Ümidi- Aşk dokudum, sordum neden, niçin de, Âşık oldum, ayrıldım, kalkan kervan göçünde, OCAKLAR YANAR İKEN, TÜTER BULDUM BAYBURDU!
Sıla gönlüm, ocağım, hasret ağına düştüm, Vatandaki bucağım, sevgi bağına düştüm, Sevda dolu kucağım, gençlik çağına düştüm, Sorsan anlatacağım, nur ırmağına düştüm. KOP DAĞINDA BİR ÇEŞME, AKAR BULDUM BAYBURDU!
Yüceler diyarında, nice olmak fazilet, Mihengi mîyârında, aynı kalmak adalet, Som altın ayarında, ayar bulmak mârifet, Sevenler didârında, solmak,dolmak şahsiyet, GEZDİM ANAYURDUMU, BAKAR BULDUM BAYBURDU!
Kavuşmak ister isen, gönülde sarayı kur, Niyetler besler isen, Nasib-i Kaderde dur, Hasretle sesler isen, nedâmet tokmağı vur, Duyguda hisler isen, kale burcunda bir sur, KEMÂLİ’NİN ATEŞİ, YAKAR BULDUM BAYBURDU!