M. Cermal Çiftçigüzeli’nin Azerbaycan Anılarından
Gezilerimiz, incelemelerimiz sonundaki tespitlerimiz.. Ortaya koyduklarımız, fotoğraf makinesi gibi netleştirdiğimiz kareler, gezi karelerimiz.
M. Cemal Çiftçigüzeli, araştırmacı, yazar. Mehmet Akif Ersoy Fikir ve Sanat Vakfı Başkanı. Kilis ilimiz merkezinde günlük yayınlanan ve Anadolu Basını içinde seçkin bir yeri olan, örnek alınan gazetelerimizden olan “Kent” Gazetesinde değişik kalem sahipleri arasında Çiftçigüzeli’nin araştırmaları, yazıları da yer alıyor sıklıkla.
M. Cemal Çiftçigüzeli’nin Kent Gazetesinde Azerbaycan anıları yayınlandı uzun uzun, seri halinde. “Can Azerbaycan” ana başlıklı gezi notları ilginçti.
Azerbaycan Türkiye arasındaki köprünün sağlamlığını, muhkemliğini ortaya koyuyordu bu gezi notları, incelemeler, araştırmalar…
Bu yazı serisinde, minyatür kitaplar müzesinden;
Nuri Paşa’yı tanımaktan;
Bir marka üniversiteden;
Tarihteki örnek Türk büyüklerinden;
24 dildeki istiklal marşımızdan;
Türkiye ve Azerbaycan milli marşlarından,
Türk’ün ateşle imtihanından,
İki devletin tek millet oluşundan,
Müstakil 7 Türk devletinin bir millet haline gelişinden;
İstanbul Türkçesinden, sonuç bildirisindeki Aydınlar arası işbirliğinden;
Türk Dünyasında ortak bir internet ağının kurulmasından;
Karadeniz’in hala çırpınışından, Aksakalların Kafkas oyunu sergilerinden;
Köhne Bakü’den, Yerden fışkıran alevden,
Hazar kıyısındaki deve eti kebabından,
Taşkent’ten gelen Özbek dostlardan uzun uzadıya söz edildi anılarda, gazete sütunlarında.
M. Cemal Çiftçigüzeli, Evliya Çelebi örneği, diyar diyar geziyor, gördüklerini, tespitlerini gazete sayfa ve sütunlarında okurlarıyla dostlarıyla paylaşıyor.
“Can Azerbaycan” anıları da bunlardan biri…
Çiftçigüzeli’nin orada, Azerbaycan’da yaptığı konuşmalar arasında yer alan cümlelerinden:
Bugün Türk Coğrafyası’na çok ciddi yatırımlar yapılmaktadır. Ancak büyük yatırımlar yeterli değildir. Büyük fikirlerle büyük düşünmek icap ediyor.
Dünyanın resmini önümüze koyarak bir kere değil, defalarca düşünelim.
Yeni bir kızıl elma hedefimiz olmalıdır.
Ata, dedelerimiz evrene adalet medeniyetini ve sevgi kültürünü getirerek tanıtmış, dini, dili, görüşü ve kimliği ne olursa olsun, güvence ile hayata geçirmişti. Yeni bir dünya düzeni kurmuştu.
***