Lütfen Sakin Olalım…
Ülkesini seven, olayları takip etmeye çalışan ancak her Türk vatandaşı gibi kafası karışan, gidişattan endişe duyan bir kişi olarak huzur bulmak istiyorum
İktidarın, halkı aydınlatmasnı, icraatlarını şeffaf hale getirmesini, suçlayıcı-kavgacı tavrını terketmesini, uzlaşmacı olmasını, arzu ediyorum. Bunun, en tabi hakkımız olduğuna inanıyorum.
Ülkemizin geleceği hakkındaki endişelerden kurtulmak istiyorum. Peşpeşe gelişen olaylar hakkında, tatmin edilmeyi arzuluyorum.
Eski bir dostu olarak, Sayın Başbakandan; sakin bir tavırla, kimseye kızmadan, kimseyi suçlamadan, detaylı açıklamalar yapmasını istirham ediyorum
Bu ısrar niye?
1- Terör sona erecek deniliyor; teröristlerin yurtdışına çıkacağı ifade ediliyor. Bunu arzu etmeyen olamaz. Ancak terör örgütüne ne kadar güvenilir? Bakın Karayılan, “Gerçek barışın ön şartı, Öcalan'a özgürlüktür” diyor. Terk tarihi konusunda da farklı laflar ediliyor. Gerçi sayın Başbakan, “Çocuk katiline af olamayacağını” defaatle dile getirmektedir. Buna rağmen, karşı tarafın (terör örgütünün ve BDP mensuplarının) bu densizliklerde ısrar etmesinin anlamı nedir? Zihinlerde şüphe doğurmayı mı amaçlamaktadır?
Çözüm, sayın Başbakan'ın söz ve davranışlarına, kapalı kapılar ardında, hiç bir söz verilmediği konusundaki açıklamalarına bağlıdır. TBMM'ye ve CHP/MHP genel başkanlarına bilgi verilse fena mı olur? Aksine, iktidara verilen destekler artar. BDP'ye muhtaç kalınmaz.
2- Aynı tereddütler, İsrail'in özrü için de geçerlidir. Tamam İsrail kuyruğu sıkıştığı ve Obama bastırdığı için özür dilemiştir. Ümit ederiz ve dileriz ki, bizden herhangi bir taviz almamış olsun.
3- Medya, kafaları karıştırmak ve huzursuzluğu artırmak için, elinden gelen gayreti göstermektedir.
a) Nedir, bu “Akil adamlar” soytarılığı? Medya baronları devamlı olarak kendilerine yakın halka, devlete, milli ve manevi değerlere uzak tipleri gündeme getirmektedir. Bu kişilerin birikimi nedir; Kimleri temsil etmektedir? (Sayın Bülent Arınç'ın konu ile ilgili açıklamaları biraz olsun yüreğimizi serinletmiştir)
Papa el üstünde
Bu tür uygulamalar işi sadece sulandırır, zaman kaybettirir. Sayın İdrin Naim Şahin döneminde büyük darbeler yemiş olan PKK'ya vakit kazandırır; Mazeret üretme, cayma ortamı doğurur.
b) Bu arada aynı kartel medyasında yeni Papa'ya övgü düzme furyasına şahit olmaktayız.
Neymiş? Mütevaziymiş, kendi yemeğini yaparmış, kırmızı ayakkabı giyermiş, halkın arasına karışıyormuş. Mahkumların ayağını yıkayacakmış; mış, mış, mış...
Bu kalemlerim kendi değerlerine ve din büyüklerine karşı, bu muhabbetin binde birini bile sergilediklerini görmedik. Aksine her fırsatta inancımıza ve samimi inanç sahiplerine hücum ettiler. Yalan ve abartılı haberlerle ortamı gerdiler. Darbelere, muhtıralara, insanlık dışı baskılara zemin hazırladılar. Her türlü provakasyona destek verdiler.
Peki, o çok övdüğümüz Papa, madem bu kadar fakir babasıysa, Vatikan'ın 300 milyar doları aşan servetini fakirler için harcayacak mıdır? O muazzam serveti, mülkleri, hisse senetlerini hayır işlerine tahsis edecek midir? Kara para aklama huyundan vaz geçecek midir? Kiliselerdeki tecavüz ve sapıklıklar için çok ciddi tedbirler alacak mıdır? Kilisenin, mafyanın ve sömürgecilerin maşası olması uygulamalarına son verecek midir? İslam Alemi'ne karşı yürütülen Haçlı seferlerini, düşmanlıkları bitirecek midir?
Ülkemizin güvende olduğunu bilmek, huzurlu olmak istiyoruz. Lütfen herkes buna yardımcı olsun.
