content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

01 Eyl

Linç Girişimleri Kimin İşine Yarar?

Dün Çatalca üzerine yazdık, olumlu olumsuz görüş bildirenler oldu. İnşaat işçileriyle ilgili ‘emekçi’ kelimesine takanlar mı dersiniz?
Kalabalık içerisinde ‘Kürtlerle’ ilgili slogan atılmadığını söyleyenler mi
dersiniz... 
Aslında ‘öyle yaşanmamıştır, böyle yaşanmıştır’ diyenler mi, dersiniz.
‘Çatalca’nın adını kötüye çıkardı’ diyenler mi dersiniz..
Allah Ali Tarakçı, Kürt inşaat işçileri için, ‘Kürt emekçisi’ demiş diyerek, zil takıp oynayanlar mı dersiniz. 
Bel altı çakacaklar ya...
Bunları yemeyiz. 

Bu topraklarda her kim düşmanlığı körüklüyorsa onun karşısında olurum. 
Bu topraklarda kim şiddete
başvuruyorsa, onun karşısında olurum, hem de ayrımsız.
Bu topraklarda insanların etnik, inançsal, dil, kültür ve cinsiyetleri üzerinden kim ayrım yaparsa ayrımsız karşısında olurum.
Dağlarda hiçbir çocuğun öldürülmemesi, ölmemesi gerektiğine inanırım. Bunun için silahlı mücadeleye başvuran tüm hareketlere karşı çıkarım. Tüm mücadele yöntemlerinin demokratik yollardan yapılması
gerektiğine inanırım.

Ve her kim neyi istiyorsa, kısıtlama getirilmeden özgürce söyleyebilmesini ve örgütlenebilmesini savunurum.
Tehlikeli fikir olmayacağına, tehlikenin elinde silah olanlardan geldiğini bilirim.

**
Dikkat edin, Türkiye’de terör arttığında, Türklerin yoğun yaşadığı bölgelerde Kürtlere yönelik düşmanlık büyüyor. 
Ve büyüdüğü anlarda, sıradan bir kavgadan büyük kavgalara zeminler yaratılıyor.
İddia ediyorum, Çatalca’daki olay da basit bir meseleden çıkmıştır.
‘Sevgilime, kız arkadaşıma yan baktın ya da bana niye yan baktın’ diyerek başlayan tartışma, bıçaklamaya ardından linç girişimine dönüşmüştür.
Bu tür kavgalar dün de yaşanıyordu, bugün de yaşanacak, gelecekte de yaşanacak. Bu kavgalardan, etnik kavga çıkarmak bugün konjektürel durumla alakalıdır.

****
Dünkü yazım da, Çatalca üzerinden genelde yaşananlara yönelik bir göndermeydi.
Çatalca’da belki bir eksik bir fazla yaşanmıştır.
Düşünün, dört Kürt emekçisine
yönelik linç girişiminde yüzlerce genç, inşaatta sıkışanları‘polis kurtardı’
diyerek, polis aracına saldırıyor.
Ve maddi zarar veriyor. 
Hani polise saldıranlar PKK’lılar değil, buranın çocukları... Hem de devletten yana olanlar...
Bunu anlayabilir misiniz? Bu ruh halini okuyabilirmisiniz?
Haberi yapan Bahadır Sugür arkadaşımız, yazımın farklı anlaşıldığını ve farklı tartışmaların yaşandığını
söyledi. Bende kendisine “Bahadır, haberinde gençleri bıçaklayan inşaat işçilerinin Kürtçe slogan attığını
yazıyorsun. Ne demek Kürtçe slogan? Ne demişler Kürtçe sloganlarında?” diye sorduğumda “Abi yaşananları
an an görüntüye çektim. Söylenenlerin tamamını yazmadım”
diyerek
haberde gençlerin söylediklerinin
bir bölümünede yer vermediğini ifade ediyordu.

***
Bu ülkenin topraklarında yaşanan düşmanlık öyle bir günde oluşan şeyler değil...
Adım adım örüldü. Batıda
şehitlerimizle, Kürtlere yönelik
düşmanlık büyürken, Kürt illerinde ise devletin şiddet politikasıyla, PKK’lıların ölümleri devlet düşmanlığını ve Türk düşmanlığını büyüttü. Bu gerçeği görmek için siyasal analizler yapmaya gerek yok, sosyal paylaşım sitelerinde yapılan yorumlara bakınca bu gerçeği görmek mümkün.
Kahvelerde, sokaklarda, işyerlerinde konuşulanlara bakın yeter...
 
Batıda büyük bir 
ayrışma yaşanıyor

Bugün Batıda büyük bir ayrışma yaşanıyor. ‘Kürtler ayrı bir devlet kursun mu?’ diye Türklere sorulsa inanın oran yüksek çıkar. ‘Kürtler gitsinler, buraları terk etsinler’ diyen sayının küçümsenecek bir rakam olduğunu sanmıyorum. Benim tahminim yüzde 30’larda. 
Aynı sorunun bir benzeri Kürtlere sorulsa, ‘Bir devlet kurmak ister misiniz?’ sorusuna olumlu yanıt oranı daha az olur. Bu oran ise Kürtler arasında yüzde 10’lardadır. 

İtalya’da Güney ve Kuzey ayrımı yaşanırken, Kuzeyde yaşayanların oluşturduğu Kuzey Ligi ya da Kuzey Birliği yoksul Güneyden açık açık ayrılmak istiyor. Kendilerinin zenginliği ürettiğini ve Güney’e aktarıldığını savunarak İtalya’dan ayrılığı savunuyorlar.
Bizde ise son 30 yılda PKK teröründen dolayı, Batının geldiği nokta istenilenin tam tersine dönüşmektedir. Kürtler ayrılsın gitsinler... Bir daha da buralara gelmesinler... Aynen İtalya’da Kuzey Liginin ortaya çıkışı gibi.

****
Sakın böyle birşey yok demeyin. Çatalca’da yaşanan benzeri küçük kavgaların, büyük kavgalara dönüşmesinin en önemli nedenlerinde biri de Türkler ve Kürtler arasında PKK’dan dolayı yaşanan fay kırılmasıdır. 
Tabi bunun tam terside devletin son 30 yılda Kürt illerinde estirdiği şiddet politikası. Bize benzeyen sonuçları oralar da yaşanmaktadır.
Şayet böyle olmasaydı son 30 yılda 30 bin öldürülen PKK’lı sayısına bakınca, devletin estirdiği şiddet politikasının sonuç vermesi gerekirdi. Ne yazık ki, bugün gelinen nokta başka bir yerdir.

****

Çatalca’da benzeri linç girişimleri en çok kimin işine yarar sizce? PKK’nın değil mi?
Ellerini ovuşturarak izlerler, bu tür linç girişimlerini...
Bilirler ki, dağa daha fazla Kürt genci çıkacaktır. 
Ayrılık tohumlarının büyüyeceğini ve daha çok güçleneceklerini bilirler...

****
İşte bunun için Çatalca’da yaşanan benzeri provokasyonlarda oyuna gelmemek gerekir.
Bugün Kürt kökenli inşaat
emekçisine yönelik provokasyonların yarın başka türlü karşımıza çıkmayacağının garantisi yok.
Bence yapılması gereken, bu tür
provokasyonları yapanlar mutlaka gözaltına alınmalı ve olaylar
büyümeden müdahale edilmelidir.
Kentin akil adamları mutlaka bu tür olaylarda öne çıkmalı, gençlerin aklı tatile gönderdikleri anlarda müdahaleci olmalıdır. 

Son söz:Bugün Sivas’ın adı Madımak Otel katliamı ile beraber anılıyorsa, yaşanacak linç girişimleri sonuç verdiğinde ise o kentlerin adı o katliamlarla anılacaktır. Bunu en çok istemeyecek olanlar o kentleri yönetenler ve o kentin akil adamları olmalıdır.
 

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank