Kut’ül Amare de, 23 Nisan da Bizim
Kültürel şizofreni ve tarihi kendi çıkarlarımız için kullanmak, bizi nerelere getiriyor?
Gerçeklik duygularımızın kaybolması; toplumsal birliğimizin bozulmasına hizmet ediyor.
23 Nisan Kurtuluş Savaşının nişanesidir. Emperyalizme karşı savaşılmıştır.
Kut’ül Amare de, İngiliz emperyalizmine karşı kazanılmış bir zaferdir.
İkisi de bizim birliğimiz için şehit kanlarıyla sulanmıştır.
Şimdi kalkıp da, Kut’ül Amare’yi 23 Nisan’a karşı kullanmanın hangi mantığı vardır?
Nurettin Paşayı Mustafa Kemal Paşa karşı kullanmanın kime faydası var?
Bölmekten başka bir işe yarar mı?
M. Nurettin Paşa da, emperyalizme karşı savaşmış bir kahramandır. M. Kemal Paşa da…
Neden kendi değerlerimizi kendimize karşı bir silah gibi kullanıyoruz?
Eğer Nurettin Paşaya ve Mustafa Kemal Paşaya Türkiye’den bakarsak, her şey, o kadar nettir ki…
Eğer ümmetçi bir göz ile bakarsak, Nurettin Paşa dost, Mustafa Kemal düşman olur.
Antiemperyalist bir göz ile bakarak; her iki paşa da bizim paşamızdır.
Bizi kültürel olarak, toprak olarak, millet olarak bölmeye çalışanlar; 23 Nisan’ı Kut’ül Amare’nin karşısına koyarlar.
Çanakkale Savaşı, nasıl ki emperyalizme karşı verilen bir savunma savaşıysa, Kurtuluş Savaşı da, Kut’ul Amare de öyledir.
Üçü de savunma savaşlarıdır. Üçünün de, değeri buradan kaynaklanır.
Her üçü de din savaşı değildir. Batının saldırısına karşı savunmadır.
23 Nisan’ı yasaklayıp, Kut’ül Amare’yi kutlamak ayırımcılık demektir. Konulara din penceresinden bakmaya çalışmaktır.
Bu ve buna benzer ayrıştırma gayretleri sadece kendi ayağımıza kurşun sıkmaktır.
Birazcık tarih bilgisi bizi birleştirmeye yeter. Yeter ki tarihi kendi çıkarlarımız için kullanmayalım.
Tarihten zafiyet değil kuvvet almalıyız.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr