Kuş Kanadında Uçurduk Sevdamızı
Her şey düşlerdeki gibi başlamıştı… Önce hafiften bir tebessümdü yüzlerimizde gözlenen... Sonra ve daha sonrası kaçamak bakışlarda gizlendi… Bakarken kızaran yanaklar… Küt küt atan yürek vuruşlarında gizlendi sevmeler… Sevdalar… Bilmeden…
Çocukça masum, ürkek ama sevecen bakışlarda…
Onu gördüğüm anda hızla çarpan kalp atışları sevdalanmanın ilk işaretleriydi…ben bunu bilemiyordum önceleri… Buna bir türlü anlam veremiyordum sadece kendi kendime soruyordum neler oluyor? Diye…
Göremediğim anlarda geçmek bilmeyen zaman… Saatler, saniyeler yerinde sayıyordu sanki…
Sorularla, sorgularla kuşku dolu bekleyişlerin ardında yürekte yaşanan isyan…
Şimdi ne yapıyor?
Nerede?
Kiminle?
Ardı arkası kesilmeyen cevapsız sorular…
Haykırmak olanca gücümle bu düşüncelere karşı koymak istiyordum, zamanla yarışıp bir önceki günü ve geceyi bir sonraki günlere, gecelere taşımak istiyordum… Ama olmuyordu, olmuyordu işte…
Delicesine severken sevdalısının sevdasını kendi içindeki yalnızlığınla paylaşmaktan daha kötü ne olabilirdi ki?
Sevdalanmak bu muydu?
Bu muydu sevmek?
İşte bu karmaşık özlem dolu düşüncelerin içinde yüreğin çırpınışları…
Oysa öyle çok uzun bir zaman geçmemişti ki aradan…
Sanki günler, aylar hatta yıllar geçmiş gibiydi… Biraz abarttım mı acaba? Yok, yok daha yıllar geçmedi ama gerçekten de çok ama çok uzun yıllar geçmiş gibi geldi bir anda bana…
Oysa dün, daha dün sahilde ellerim ellerindeydi, haykırıyorduk sevdamızı mavi yolculukta… Kaç sevgili duyurdu sesini? Kaç yanmış yürek seslendi bizim gibi uçsuz bucaksız gökyüzüne… Masmavi denizlere sevdasını?
Kaç sevgili sabahladı sahilde el ele, omuz omuza sevdalarını fısıldadılar kulaklarına?
Özlemin dolu buselerin olsun
Avuçlarımda geleceğime umut
Yüreğimde açan erguvanları
Dokunmaya bile kıyamadığımda
Kulağıma usulca sevdiğini fısılda.
Düşer yavaşça başım göğsüne
Ellerim kenetlenir sımsıkı ellerine
Uyanır o an içimdeki masum çocuk
Son kez sarıldığında tekrar yaşama
Kulağıma usulca sevdiğini fısılda.
Tek yürek, tek vücut saatlerce kulaklarımızda sevgiliye seslenişle gün doğumuna el salladık… Selam verdik martılara… Kuşkanadında uçurduk sevdamızı sevdasız yüreklere…
Sayın Sacide Yaylaz yazınızı çok büyük bir keyifle okudum. Çok duygu dolu bir yazı.. Şair olduğunuz gözlerden kaçmıyor. Saygılarımla...
Ağustos 7th, 2010 at 18:15Mesut Kaymakçı
Teşekkür ederim Mesut bey...Sizlerin beğenisi bizlere yazma coşkusu verir her zaman...Hoşça kaın...Saygılar...
Ağustos 7th, 2010 at 20:40Sevgili Sacide hanım; Sevda ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Harika olmuş. Kaleminizi kutluyorum.
Ağustos 8th, 2010 at 10:24