Kurucu Unsur Ne Diyor?..
Bakınız, kurucu unsurun lideri, Cumhuriyet tarihinin tek ve gerçek önderi ne diyor?
“Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinimize, bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam, ona da öyle inanıyorum. Bilince ters, ilerlemeye engel hiçbir şey kapsamıyor. Halbuki Türkiye’ye bağımsızlığını veren bu Asya milletlerinin içinde daha karışık, suni ve boş inançlardan ibaret bir din daha vardır. Fakat bu cahiller, bu güçsüzler (zavallılar) sırası gelince aydınlanacaklardır. Onlar aydınlığa yaklaşamazlarsa, kendilerini yok ve mahkûm etmişler demektirler. Onları kurtaracağız.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt: 3–Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yayını, 1954)
BİR BAŞKA “EVRENSEL HAKİKAT” DAHA
Ali Kemal ve Mustafa Suphi’den günümüze; 150’likler, kadrocular, nazımcılar, solcu, gerici yobazlar, fanatik batıcılar, aydınlıkçılar ve kendilerini sözde “milliyetçi” olarak tanıtan, açıklayan ve takdim eden AB yanlısı utanmaz, ahlâksız sahtekâr, düzenbaz, din-iman, milli-manevi ve insani değerlerin amansız düşmanı sefil baronların tersine!..
Büyük bir ihlâs, samimiyet ve hulusla “kurucu önder” diyor ki !..
“Din lüzumlu bir müessesedir.
Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur.
Yalnız, şu var ki, din Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. (1930-Nutuk, Cilt: 3 M. Kemal Atatürk, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü Yayını-1960)
Büyük bir inkılâp yaratan Hazreti Muhammed’e beslenilen sevgi, ancak O’nun koyduğu fikirleri, esasları korumak, uygulamak ve yaşamakla mümkündür. (1930-Şemsettin Günaltay, Ülkü Dergisi-Sayı: 100 – 1945)
Günümüzde, ağırlıklı bir sorun ve gasp edilmiş hak gibi tartışma konusu yapılan yargı, adalet, hukuk, “din, düşünce/fikir ve vicdan özgürlüğü” hakkında vazedilen, gelecek nesillere bir armağan olan görüş, nasihat, emanet, ışık ve tavsiye:
“Vatandaşları içinde çeşitli dinlere mensup unsurlar bulunan ve her din mensubu hakkında âdil ve tarafsız tutum ve davranışta bulunmaya ve mahkemelerinde vatandaşları ve yabancılar hakkında eşit adâlet uygulamakla vazifeli olan bir hükümet, fikir ve vicdan hürriyetlerine uymaya mecburdur.” (1927-Nutuk, Cilt: 2, M. K. Atatürk-TDT Ens. Yay, 1960)
VE LAİKLİK!..
“Lâiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek (hakiki ve samimi) dindarlığın gelişmesi imkânını temin etmiştir. Lâiklikle dinsizliği karıştıranlar, ilerleme ve canlılığın düşmanları ile halâ gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatikleridirler. (Atatürk ve Din, Sadi Borak-1962)
Softa sınıfın din simsarlığına izin verilmemelidir. Dinden maddi menfaat, çıkar temin edenler, iğrenç kimselerdir. Buna karşıyız, buna müsaade etmiyoruz.” (1930-Atatürk’ün Hususiyetleri, Kılıç Ali-1955)
ATATÜRK’ÜN SON SÖZLERİ VE VASİYETİ:
“Bütün dünyanın Müslümanları, Allah’ın son Peygamberi Hazreti Muhammed’in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmelidir. Tüm dünya Müslümanları Hazreti Muhammed’i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslâmiyet’in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmelidirler.
Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler.” (1938-Prof. Dr. Hanif Favuk–AÜDTCF Yayınları, 1979, Sayı: 102 – 1938, / Atatürk’ü Tanımak ve Anlamak, B. Şaşal – Ankara, 2004)
TÜRK MİLLETİ YÜKSEKTİR
“Türk milleti vakur ve çok sabırlıdır, Onun büyüklüğü, yüksekliği ülkesi, ülküsü ve nüfusunun genişliğinde değil, sadece yüksek (kanındaki asalet, insanlık davası, onur, haysiyet, şeref ve) karakterine dayanır ve ondan doğar. Türk, asil, mağrur ve yüksek bir ruhtur. Cumhuriyet ve Demokrasi bunun açık bir göstergesidir.” (Mustafa Kemâl Atatürk)