Kürtler Ve Tarihin Vebali
Kürtler tarih boyunca hiçbir zaman ben farklıyım demedi. Zaten farklı da değillerdi. Türk ve Kürt et ve kemik gibiydi..
Zerre ayrı düşünülmeden, Alparslan Malazgirt savaşında iken O’nun yanındaydılar.
Kudüs geri alınırken de Selahattin Eyyubi’nin yanındaydılar.
Alaaddin Keykubat’ın da yanında..
Çaldıran’da, Rıdaniye’de, Mercidabık’da Yavuz’un yanında..
Abdulhamid’in Hamidiye alayları ile zaten zirvede..
Birinci dünya savaşında her cephede: Çanakkale’de.. Sarıkamış’ta..
Milli mücadelede Sakarya’da..
Tarih boyunca bin yıl birlikte iç içe hep Türk’ün yanında..
Türk de hep hak üzre, adalet üzre, yardımlaşma üzre, tevhid inancı üzre, güzellik üzre, birlik beraberlik üzre savaşta barışta hep insanlık için yollarda!.
Kürtler Türkler’in yanında iken birlikte bir anlamı olmuş, ümmet, millet, bölge, yöre ne derseniz deyin magrip’ten maşrik’a insanlar rahat etmiş, huzur bulmuş ve mutlu olmuştur.. Bu maziye iyi bakıldığında ayna gibi görünmüyor mu?.
Sonra Batı’nın dayatmaları: Fransız ihtilali ve Batı’nın o doyumsuz ırkçılığından beslenmiş çağın parçalanmışlığı ile süslenmiş bölücülük hareketleri maalesef özellikle İslam coğrafyasını altüst etti, parçaladı yıktı..
Onların “ırkçı” tavırlarını “milliyetçilik” diye süsleyerek bize sunmaları bizleri batıdan doğuya yavaş yavaş kandırmaları maalesef çok zor olmadı.. Yaradan Kuran’ın da “ben sizi millet, millet yarattım.. “ derken, Mehmet Akif’in söylediği “bir zamanlar biz de millet hem nasıl milletmişiz, gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz..” aslında bununla o anlatılmak istenmişti.. Ve İstiklal marşında “ırkıma yok izmihlal” ifadesi ile temelde Arnavut olan Mehmet Akif’in haykırışı bize nice hikmetler sunuyor.. Sahi, bunu başka nasıl anlamalı, başka nasıl bundan ders alınmalı?.
Bu kadar mı körüz, sağırız da göremiyor, duyamıyoruz.. Bu kadar mı nankörüz de Batı’nın oyuncağı haline gelebiliyoruz!..
Bosnalılar ayrıldı, Arnavutlar ayrıldı, Kosovalılar ayrıldı her biri yüz yılı aşkındır Batı’nın oyuncağı durumunda ve ağır çileler içinde.. Hatta bunlara Sırpları bile katabiliriz.. Onlar da Osmanlı’dan ayrıldıktan sonra bir daha ne güldüler ne de bölgedeki toplumları güldürdüler. Hepsi nice ortak çileler çektiler.. Hala çekiyorlar..
Bunu tarihten ders almamış da batmış kavimlere benzeterek bir yorum yaparsak: bize sunulan bu kadar olaylar ve gerçekler karşısında hala birlik ve beraberlikle yolumuzu çizmez ve bölünmüşlük ile inat edersek en büyük felaketleri hak etmiş olmaz mıyız?. İste yakın geçmişte Irak belası, Afganistan ve Filistin çileleri.. Bunlar birer ibret levhası değil mi?.
Neden hep Batı: Avrupa’da ve Amerika’da birlik beraberlik içinde onlarca farklı millet olara yaşıyor da, bizde terör, karmaşa, bölünmüşlük, savaş, ayrılık rüzgarı.. neden ha!. Kendimize döndük de bunları hiç sorguladık mı?.
Amerika, Saddam’dan Irak halkını kurtardı kurtarmasına da sömürüden, ırza geçmeden, işkenceden, zulümden kurtardı mı veya kurtaracak mı?. Diyelim ki Irak da Saddam zulmü vardı ve parçalanmışlık ve işgal bunun için yaşandı. Bu kabul edilir bir mazeret mi?
Üstelik ülkemizde böyle bir şey asla görülmedi. Bazı noksanlıklar, hatalar olabilir, ancak görüyoruz ki bu hatalardan hızla dönülüyor. Her gün güzel gelişmeler olmuyor. İnsan hakları, adalet, eşitlik artık batı standartlarına çok yaklaşmış durumda.. Biraz daha samimi davranırsak bunları da aşacağız.. Bizim yapmamız gereken bu süreci desteklemek değil mi?.
Yoksa inat edip de, daha ağırını, daha kötüsünü mü istemiş olalım?. Allah esirgesin.. İslam’ın bayraktarlığını yapmış bu milletin ülkesi Türkiye, unutulmasın ki son kaledir. Bir düşerse dünya nefs dolu, hırs dolu, sömürü dolu, doyumsuzluk dolu zalim devletlerin bataklığı olur ve bir daha da bu beladan kurtulamaz.. Endonezya’daki, Malezya’daki, Pakistan’daki, Kırgızistan’daki, Nijerya’daki, Etopya’daki Fas’taki bizden hala umut bekleyen insanların vebalini aklı başında hiçbir Türk ve hiçbir Kürt taşıyamaz.. Bu ağır vebal altında perişan olur, yok olur gider..
Araplar ayrıldı şu andaki durumları belli.. 23 parçaya bölünmüşler petrol denizinde yüzdükleri halde her biri Batı’nın nerdeyse kadim kölesi.. Bir taraftan Batılılar, sömürüyor, bir taraftan ne idüğü belirsiz çakma kurumlar, kişi ve yetkililer..
Filistin müftüsü, “Osmanlıya isyan ettik onun için bunca çileyi çekiyoruz.. Çok yanlış yaptık..” diye kahır yüklü bir pişmanlığın içinde ise, bize ne oluyor da bundan ders alamıyoruz?.
Birinci dünya savaşı öncesi Araplar arasında yoğun propagandalarla Türk düşmanlığı yarattılar.. Hatta olmayan nice suçlar isnat ettiler.. Osmanlı o günkü fakir Arap’tan tarih boyunca vergi almayıp bizzat yardım yapmış olmasına rağmen, sömürü ile suçladılar.. Arap maalesef bu oyuna geldi.. Derin bir tarihi, geçmişi olduğu halde, yüzyıldır, petrolü de bulduğu halde işte hali, işte geldiği nokta.. Yemen’den Fas’a paramparça olarak tüm Batı’ya sömürülmekten başka ne yapıyor ki!.
Şimdi, “Hangimiz daha önce oyuna geldik,” diye birbirimizi suçlayacak değiliz. Suçlasak da bir anlamı yok.. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş.. O gün, o veya biz oyuna geldik.. Suriye sınırında şimdi sınırın bir tarafında dayıoğlu diğer yakasında halaoğlu güya birbir devletlerini birbirlerine karşı koruyorlar. Ne hale düşürüldük değil mi?. Düşman cetvelle çizdi sınırları hepimizin omzuna birer tüfek verdi biz de hala akıllanmadan birbirimize karşı düşman kardeş olarak ülke koruyoruz.. Bu yetmezmiş gibi yeni bölünmelere ortam hazırlıyoruz. Fatih’in, Kanuni’nin kemikleri sızlıyor.. Yazık değil mi geçmişin mücadelelerine, alın terine, duasına, inancına, idealine, canına, kanına?. Yazık değil mi ki orada ne kutsal emekler, çileler yaşanmış!?.
Bir de artık Kürt nüfusu Diyarbakır’da Van’da Hakkari’de değil.. İstanbul da, Mersin de, İzmirde, Bursa’da.. Kürtler doğudan çok artık batıda..
Ayrıca bir milyon civarında Kürt Türk aile evlenmiş yuva yapmış çocukları olmuş, hatta torunlarını büyütmüş evlendirmişler.. Tüm bunlar size hiçbirşey anlatmıyor mu?. Türk-Kürt bu evliliği kardeş bildiği için yapmış.. Dikkat ederseniz başka hiçbir kavimle bu yapılmamış..
Artık iyice düşünüp, bunun adını iyi belirlemek ve tespit etmek lazım.. Yoksa öyle bir çıkmaza, bataklığa düşeriz ki çok pişman oluruz da bir daha geri dönüşü mümkün olmaz..
Bugün dünya birlikler çağında. Tarih boyunca yüzlerce savaş yapmış, birbirlerine azılı düşman olan İngiliz, Fransız, Alman, İspanyol, İtalyan bir araya gelip “Avrupa Birliği”ni kuruyor, tarih boyunca farklılıkları ve düşmanlıkları hat safada olmasına rağmen sınırlarını kaldırıp “bir ev” içinde yaşayabilecekleri halde olabiliyorlar.. Peki tarih boyunca can cana iki dost, iki sevgili gibi birlikte yaşamış Allah rızası için birlikte nice cihatlara katılmış olan bizler ne oluyor da paramparça olmak için oyunlara girebiliyoruz?.
Ya şu dünün devleti Amerika?. 1780’lere kadar hiç ortalıklarda yokken ve iç savaşlar hiç eksik olmazken bugün yüzlerce çeşit ırktan yeni bir millet yaratarak onları kaba Amerikan İngilizcesiyle konuşturarak ve güçlü bir devlet kurarak dünyaya hakim oluyor da bize hiç mi örnek olamıyor?. Gözlerimiz bu kadar mı körleşmiş?. Kalplerimiz bu kadar mı katılaşmış?. Sahi bu dünyanın gelişmelerinden hiç mi örnek alamayacağız.. Bu çağdaş dünyaya hiç mi ciddi bir şekilde dönüp bakmayacağız?.
Allah aşkına bu kadar mı cahiliz, veya bu kadar mı taassup içindeyiz.. neyiz, kimiz neyin nesiyiz, geçmişimiz, hafızamız yok mu, atalarımız örnek değil mi?.
Ey Türkler ve Kürtler, atalarımız, Fatihin ordusunda vardı değil mi..Peygamberimiz, “İstanbul mutlaka fetholunacaktır, Onu fetheden komutan ne güzel komutan onun askeri ne güzel askerdir..” Derken bu methe atalarımız, dolayısıyla biz de dahil olmadık mı?.. Ne muhteşem bir duruş.. Gelin bu duruşu birlikte devam ettirelim.. Kıyamete kadar o büyüklerin duası bizimle olsun.. Yoksa bedduaları ağır gelir ve Allah vermesin bir daha iflah olamayız!.
Anlayın artık kaderimiz birlikte yazılmış..
Can kardeş olarak yürürsek bu insanlık yolunda el ele gönül gönüle nice başarılar, zaferler bizim olacaktır..
Unutmayalım ki şu anda dünya coğrafyası buna çok uygundur.
* Araştırmacı yazar, şair
Doğrudur: kaderimiz birlikte yazılmış...
Ki kederimiz de birlikte...
Ben hasbelkader bir Kürt'üm.
Amma u lâkin, ne farklı bir devlet istiyorum, ne özerklik, ne kolhoz kalıntıları, ne bolşevik zihniyeti...
Rab teâla, bize ülkeyi takdir etti.
Faşisti, kara ulusalcısı, kurdu, çakalı yırtınsa da;
beyânım oldur ki: Hamde elyâk olan Allah, Kürt'ü Türke kardeş yazdı... Ve aslında bu çok büyük bir nimetti(r)..
Hürmetler..
Ocak 6th, 2011 at 11:43İbrahimi kardeşime katılıyorum.
Ocak 6th, 2011 at 23:53Bizler bu topraklarda hüznü de birlikte yaşadık tebessümü de. Kaybeden de bizler olduk birlikte olarak kazanan da.
Bu vatan hepimizin Kürt'üyle, Türk'üyle.
İbrahim hocam, yine tarihi sallanmış cümleleriyle. Bu cümleleri tarihi sadece bir millete mal edenlerin okuması gerektiğine inanıyorum.
Ve ortaokul döneminden hatıralarımda kalan İnkılap tarihi derslerinde azınlıklardan bahsederken Kürtlerin de bunların içinde olmasıydı. Lisede ilk sorduğum soru neden azınlık gibi görüldükleriydi. Solcusuyla sağcısıyla tüm arkadaşlar eleştirmişti ama bu böyle olmamalı demiştim.
Tarihin sayfalarına girip kafa karıştıranlara öfkem çok büyük. Bırakın da tarih olduğu gibi kalsın.
EVET İBRAHİM HAKKI HOCAM TARİH TEKERRÜR ETMEMELİ.
BU GÜZEL UYARI DOLU YAZINIZ İÇİN KALEMİNİZE SAĞLIK.
SAYGILARIMLA
Yazı güzel, tarihi döşeme de harika...
Ocak 7th, 2011 at 00:39Peki, mademki sizin için kardeşlik bu kadar önemli ise bu kardeşlerin yok olmaya yüz tutmuş dillerinin yaşatılması, geliştirilmesi için bir düşünceniz var mı?
Yoksa siz de "tek dil"liyiz çünkü aksi takdirde bölünürüz mü diyorsunuz?
Ben bu içten yazının saygıdeğer sahibinin;
"Hayır, ne demek? Elbetteki kardeşlerimizin dili her alanda serbest olmalıdır" diyeceğini kanaat getiriyorum.
Sizce?
Selam ile...
Çok doğru bir tespit makalesi...Ama anlayanlara tabiki...İbrahim Hoca'ma başarılarının devamını diliyorum...Saygılarımla...
Ocak 16th, 2011 at 14:52Tesbitlerinize katılmamak ne mümkün.. Aslında kardeşlerimiz olan Kürt halkı büyük çoğunlukla bu bilinçte.. Birkaç tane kendini bilmez dağ kaçkını ile samimi kürtleri karşılaştırmamak lazım.. Düşünceleriniz için teşekkürler..
Ocak 28th, 2011 at 19:39Ressam Ahmet Osman Öztürk
Sayin abeycigim bilmem beni hatirliyacakmisin;yazini okudum oldukca enterasan noktalar gordum.Yalniz bir noktada biraz dusundum "bazi yalnisliklar oluyorsada iyi seyler oluyor"diye.Benim cok onemli tarih bigim olmasada diyorumki osmanlinin son donemlerinden baslamak uzere cumhuriyet tarihiyle birlikte daha derinleserek bu bogelerde yasayan kardeslerimize karsi cok acimasiz yalnisliklar yapildi!!!Malazgirtle baslayan dise dis kana kan anadoluyu her ne pahasina olursa olsun kendimize vatan etmeye yemin ettigimizden beri bu kardesllerimiz herseyleriyle kanlariyla canlariyla namuslariyla biz oldular...ama biz onlari yok saydik halbuki govde nekadar onemliyse onu ayakta tutan bacaklarda okadar onemli.Bugun istedigimiz kadar yirtinalim onlar icin ne yapsak artik gec,bizden once birileri yapacgini yapti,koca bir kardesligi kendi ellerimizle BILE BILE yok ettik;adinada milliyetcilik dedik,ALLAHIN koydugu olcuyu dinlemedik sanki daha onemliymis gibi.Yaziklar olsun "Takvadan" baska ustunluk goren Tarihede,liderlerede.Bugun ne yapsak az...bolduremiyecegimize gore sonuna kadar...Cok selam ediyoru.(PARIS-26/02/2011-23,10)
Şubat 28th, 2011 at 00:12Arkadaşların yorumlarına çok teşekkürler ediyorum.. Hepsi benim içn önemli değer ve görüşlerdir.. hepinize selam..
Mart 2nd, 2011 at 18:50Bekir Azak benim kadim dostum.. buradan haberleşmek varmış.. ihakkigundogdu@hotmail.com
Yazarsanız.. sevinirim.. çok çok selamlar..