Kürtaja ve Sezaryana Bir de Toplumsal Gelişmeden Bakmak
Geciktirilmiş toplumsal doğumlar... Dünya ve Türkiye yeni şeylere gebe. Ve bu doğumlar çok sancılı olacak ve doğal doğumlar ol(a)mayacak. Bizim ülkemizde AK Parti iktidarı sezaryene karşı çıksa da, yeni doğumlar sezaryenle olacak gibi.
Bazen yeni toplumsal doğumlara kürtaj da yapılıyor.
AK Parti buna da karşı ama, hayat böyle akıyor.
****
Dikkat edin doğa da bazen sezaryen yapıyor, kürtaj yapıyor. Aynı insan gibi.
İnsan doğanın yapacaklarına bazen engel olabiliyor.
Doğa yapması gerekeni gecikmeli olsa da yapıyor.
Aynen toplumsal olaylar gibi.
Toplum mühendislikleri ile toplumlarda ne kadar yeni toplumsal doğumları kürtajlarla engellemeye kalksalar da, gecikmeli doğumlar gerçekleşiyor.
Bu toplumsal hayatta çok büyük bedellerin ödenmesine yol açıyor.
Düşünün, zamanı gelmiş bir doğumu ötelerseniz neler olur?
Anne ölür. Anne ölünce sezaryen yapmadığınız için de bu sefer bebek de ölür.
Ne çok örneği var, bu tür olayların çevremizde.
****
Dünyanın her yerinde olduğu gibi, gecikmiş tüm toplumsal doğumlar hem o ülkenin insanlarına hem de çevre ülkelere bedeller ödettiriyor. Onun içindir ki, Suriye’de yaşananlar gecikmiş bir doğumun bedelleri.
Dünya değişirken, zamanın ruhu değişirken hiçbir devletin, kurumun, kuruluşun bunun dışında kalma şansı yok.
Onlarca yıl önce olması gereken normal doğumları, darbelerle (kür-tajlarla) ertelediler.
Bugün de yeni doğumların normal ol(a)mayacağı için sezaryen yaptırılıyor.
Çünkü gerçekleşmemiş her yeni toplumsal doğum, topluma ağır bedeller ödettiriyor.
Yaşanan bedeller mi, hayatın zorunluluğu...
*****
Ve biz normal toplumsal doğumdan da, geciktirilmiş toplumsal doğumlardan da korkuyoruz.
Normal bir doğumun gerekliliklerinin yaşanması için şartlar hazırlanması gerekirken; eski dünyanın zihniyeti ile korkuları ile zamanın ruhu ve yeni üretim biçiminin gereği olan sistemi engelle-meye çalışıyoruz. Korkutsa da yeni toplumsal doğumlar, gerçekleşecek.
Aynen insanın doğaya ödettiği bedel sonrasında, doğanın bunu kat kat fazlasıyla alması gibi.
Toplumsal geciktirilmiş doğumlar da, o toplumlardan bunun hesabını ağır soruyor.
Aynen bugün Suriye’de yaşandığı ve en az bir 10 yıl kadar daha da yaşanacağı gibi.
****
Dünyanın her yerinde ve yanıbaşımızda yaşanan toplumsal yeni doğumlar, bizim ülkemizde gerçekleşecek.Ya bunu bugünkünden daha şiddetli ya da biraz daha az şiddetli yaşayacağız.
Bu elimizde. İşte sürece müdahale etmemiz bunun farkında olduğumuzun da bir göstergesi.
Bakmayın siz, Suriye konusunda AK Parti iktidarının yanlış yaptığını söyleyenlere.
Zamanın ruhuna uygun davranıyor, kimi yanlışlıklar yapsa da. Kolay değil, 90 yıllık bir cumhuriyetin genel politikalarını değiştirmek.
Toprak kaybetme korkusundan dolayı içine kapanmacı politikanın, nasıl bir ceberrut devlet yarattığı ortada duruyor.
Dünyanın her yerinde, bugün zamanın ruhuna uygun davranmayan bir devlete, sezaryen yaptırılıyor aynen hemen yanıbaşımızda yaşandığı gibi.
*****
Bakmayın siz, ceberrut devletin değişiminden korkanlara...
Bakmayın siz, yerel yönetim reform paketinden korkanlara.
Bakmayın siz, Suriye politikasının yanlış olduğunu söyleyenlere.
Bakmayın siz, AK Parti’nin kendisini devletin yerine inşa etme politikalarına ve girişimlerine.
Su mecrasını bulacak.
Ne yazık ki, bu coğrafyada bu geç işliyor.
Sonra da birileri sezaryeni devreye sokuyor.
Aynen doğada olduğu gibi işliyor, toplumsal yasalarda.
*****
Ve kürtaja karşı çıkanların, toplumsal kürtajlar yaptığı; sezaryenlere karşı çıkanların toplumsal sezaryenlerin yanında saf tuttuklarını görünce insanın; Allah’ın sopası yok ki diyesi geliyor.
*****
Korkmayın, hayat akması gereken yere doğru akıyor.80-90 yıl önce zorla oluşturulmuş devletler, zorla oluşturulmuş sınırlar değişecek.
Zorla devlet olmaları engellenmiş halklar kendi devletlerini kuracaklar. Bu kimilerimizin tüylerini diken diken edecek ama ne yazık ki, böyle olacak.
Aynı Balkanlarda olduğu gibi.
Son söz: Geciktirilmiş, kürtaja uğratılmış toplumsal gelişmelerin, (eski zamanın ruhunun) yeni zamanın ruhu içinde bazen canlandığını göreceğiz. Ama sonrasında ise yeni zamanın ruhuna uygun devletler ve yeni birlikler ortaya çıkacak.
O dünyayı görür müyüz bilemiyorum ama inanın insanlığın o büyük ütopyasının gerçekleşeceği yeni dünyanın ayak sesleri duyduklarımız ve yaşadıklarımız. Korkmayın...
Toplumsal hayatta değişim ve dönüşüm böyle oluyor. Şimdilik başka türlüsü bulanamadı çünkü.
NOT: Bu yazı 27 Temmuz 2012 tarihinde Gerçek Gazetesi'nde yayınlanmıştır.