content

09 Kas

Kürt Kimliği ve Kürtçe Eğtim Talemi

Türkiye; bir yandan terörle içiçe yaşayıp her gün şehit verirken, diğer
yandan Suriye'nin çapulcu muhaliflerini beslemeye, eğitmeye,
silahlandırmaya devam ediyor. Suriye'de kan dökmenin üssü haline getirilen
Türkiye'de aklı tutulması yaşanıyor. Bu bir çelişki değil mi?

Siyasi terör, bürokratik terör, ticari ve mali terör ve bölücü
terörvar. Ama her birisi yönetim zaafıdır.

Bazıları diyor ki; kimlik tanımı ve ana dille eğitim talebi, bölge
halkının özlemidir. Biz de diyoruz ki terör; bölge halkının özlemi, istemi,
talebi değil, onları eğiten, silahlandıran, lojistik destek sağlayan
besleyen, yöneten batılı ülkelerle, terör örgütünün eylemleridir.

Bölücü örgütün kendine göre temel istismar konusu; Kürt kimliğini inkar
ve asimilasyon politikası yürütüldüğü iddiası ile anadilde eğitim
öğretim talebidir.

Bazıları tarafından özgürlük, hak, gibi sözcüklerle savunulan bir konudur
Kürtçe eğitim.

Türkiye'deki Kürtçe eğitim baskısı deniliyor ama gerçek öyle mi? Kürtçe
eğitim dili olabilir mi? Duygusal kararlar hayatın gerçeklerine uymaz.

* *
Bu bir haktır iddiasında bulunanlar yanılıyor. Bu bir hak değildir.
Öğrenilmesi, öğretilmesi haktır, bunun zeminini hazırlamak da devletin
görevidir. Kürtçe seçmeli ders olarak getirildi. Üniversitelerde bölümler
açıldı, cezaevlerinde konuşmak yasaktı, kaldırıldı. Bu adımlar atıldı, yani
belediyenin içinde sadece müdürün kapısına Kürtçe müdür diye yazmanın da
bir anlamı yok, halk anlıyor onu zaten. Kamuoyu araştırmalarının neticeleri
ortada, kimseyi aldatmanın gereği yoktur.

Kürtçe seçmeli derse müracaat edenlerin sayısı ortadadır. Kürtçe veya
lehçe dil arayışı ne bilimde, ne de günlük hayatta ihtiyaçlara cevap
veremiyor.

Kürtçenin farklı lehçelerinde gazete çıkarıldı, kimse okuyamadı. Kürtçe
kurslar açıldı, anlaşılamadığı için kapandı. Kürtçenin farklı lehçelerinde
kasetler çıkarıldı, satılmadı.

Türkiye'de bir kuşaktan diğer kuşağa geçerken anadili Kürtçeden başka bir
dil olan yurttaşlarımızın yüzde 17'sinin anadili değişmektedir." Bu yüksek
değişimin nedeni sadece ve sadece ihtiyaçlar ve hayatın gerçekleridir.
Örneği Tunceli Üniversitesi'nde yaşandı.

Tunceli Üniversitesi'nde 2009- 2010 öğretim yılında Kurmançca ve Zazaca
dillerini seçmeli ders olarak müfredata dahil edildiğinde ilk yıl
öğrencilerin yüzde 37'si Kurmançca, yüzde 34'ü Zazaca, ikinci yıl yüzde 12
Kurmançca, yüzde 7 Zazaca ders aldı. Üçüncü yıl ise bir tek öğrenci kayıt
yaptırmadı.

Kendi içlerinde Kürtçe mi kullanıyorlar*? Hayır. Öcalan kitapları,
eğitimleri, propaganda kasetleri hep Türkçedir. Bütün iç yazışmalarını
Türkçe yapıyorlar. Abdullah Öcalan'a bile Kürtçeyi mi Türkçeyi mi daha iyi
bildiği sorulduğunda "Ne Kürtçesi, ben rüyamı bile Türkçe görüyorum"
demişti. Peki, PKK? Kürtçe ile herkes anlaşamıyor. Hangi lehçe, hani ağız
esas olmalı sorusuna cevap verilemiyor.

Kürtçe ile hukuk dersi verilebilir mi? Ya da geometri problemlerinin
çözümü öğrenilebilir mi? "Dillerin bilim ve uygarlık dili haline gelmeleri
50 yılda, 100 yılda olmuyor. Bir devlet geleneği, o dilde yaşanmış uygarlık
deneyimleri gerekiyor." (Bkz; Kürtçe Eğitim Sorunu. Mehmet Bedri Gültekin,
Kaynak Yayınları)

Irak'ın kuzeyindeki Barzani'nin Kürt bölgesi, Anayasalarını bile Kürtçe
yazamadılar. Önce Arapça yazıp, ardından Kürtçenin Sorani lehçesine
çevrildi. Ama çok büyük hatalar yapıldığını fark ettiler.

Eğitimde de olmuyor. Üniversitelerdeki öğretmenlerin yüzde 90'ı
yabancıdır. Okullardaki en önemli dil İngilizcedir. Eğitim İngilizce ve
Arapça yapılıyor. ABD bu üniversitelere denklik hakkı tanıyor. Ve bölgedeki
cemaat okulları da İngilizce eğitim yapıyor. Soranice ile anlaşılamadığı
takdirde, günlük hayat İngilizce ile devam ediyor. Yani orada İngilizce
konuşulan bir Kürt devleti kuruluyor.

Türkiye'nin resmi dili Türkçedir. Her ülkenin ana asıl unsur dili resmi
ildir. Aksi hale ortak yaşam alanı söz konusu olamaz. Almanya ve Fransa da
birçok halklar yaşar ancak resmi dil Fransızcadır, Almancadır. Bugün
Avrupa'da bu işin tahrikini yapan ülkelerde, azınlık hukukuna tabi
olduğumuz halde bize Türkçe orada ana dil olarak verilmiyor. Bunları iyi
anlamamız, bilmemiz lazım, birilerinin ağzıyla konuşmanın da anlamı yok.

Bölücü terör; çok basit yasalar ile çözülebilir. Kaçakçılığı men ve
kaçakçının mallarının kamulaştırma  ve gelirlerine el koyulmalıdır. Bir
bakıma TMSF yasası gibi, bu bölücü teröre katılan yardım ve yataklık eden
her kişiyi kapsamalıdır.

Yasal devlet; kanunları yok sayıp bölücülerle pazarlık etmez. Devletten
maaş alıp geçinenler o zaman teröre zemin hazırlayamaz. Bu vatanda bu
topraklarda yaşayan herkes etnik kökeni, dili, lehçesi, dini, mezhebi ne
olursa olsun kardeştir. Ortak vatan, ortak tarih, ortak değerler bütününe
sahip halkların kardeşliği her türlü ihanete rağmen korunmalıdır.

Kürtçenin lehçeleri yaşatılmalıdır. Öğrenilmeli, öğretilmeli, şiirleri,
şarkıları yeni nesillere aktarılmalıdır.  Bu kültür zenginliğidir.

Günün Sözü: Hayalleriyle insanları ölüme sürükleyenler, alınlarında kirli
kimlik taşırlar.

 

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank