content

23 Eki

Kürt Kimliği ve Kürtçe Eğtim Talebi

Türkiye; bir yandan terörle içiçe yaşayıp her gün şehit verirken, diğer yandan Suriye’nin çapulcu muhaliflerini beslemeye, eğitmeye, silahlandırmaya devam ediyor. Suriye’de kan dökmenin üssü haline getirilen Türkiye’de aklı tutulması yaşanıyor. Bu bir çelişki değil mi?

Siyasi terör, bürokratik terör, ticari ve mali terör ve bölücü terör var. Ama her birisi yönetim zaafıdır.              

Bazıları diyor ki; kimlik tanımı ve ana dille eğitim talebi, bölge halkının özlemidir. Biz de diyoruz ki terör; bölge halkının özlemi, istemi, talebi değil, onları eğiten, silahlandıran, lojistik destek sağlayan besleyen, yöneten batılı ülkelerle, terör örgütünün eylemleridir.

Bölücü örgütün kendine göre temel istismar konusu; Kürt kimliğini inkar ve asimilasyon politikası yürütüldüğü iddiası ile anadilde eğitim öğretim talebidir.

 Bazıları tarafından özgürlük, hak,  gibi sözcüklerle savunulan bir konudur Kürtçe eğitim.

Türkiye'deki Kürtçe eğitim baskısı deniliyor ama gerçek öyle mi? Kürtçe eğitim dili olabilir mi? Duygusal kararlar hayatın gerçeklerine uymaz.

Bu bir haktır iddiasında bulunanlar yanılıyor. Bu bir hak değildir. Öğrenilmesi, öğretilmesi haktır, bunun zeminini hazırlamak da devletin görevidir. Kürtçe seçmeli ders olarak getirildi. Üniversitelerde bölümler açıldı, cezaevlerinde konuşmak yasaktı, kaldırıldı. Bu adımlar atıldı, yani belediyenin içinde sadece müdürün kapısına Kürtçe müdür diye yazmanın da bir anlamı yok, halk anlıyor onu zaten. Kamuoyu araştırmalarının neticeleri ortada, kimseyi aldatmanın gereği yoktur.

Kürtçe seçmeli derse müracaat edenlerin sayısı ortadadır. Kürtçe veya lehçe dil arayışı ne bilimde, ne de günlük hayatta ihtiyaçlara cevap veremiyor.

Kürtçenin farklı lehçelerinde gazete çıkarıldı, kimse okuyamadı. Kürtçe kurslar açıldı, anlaşılamadığı için kapandı. Kürtçenin farklı lehçelerinde kasetler çıkarıldı, satılmadı.

Türkiye'de bir kuşaktan diğer kuşağa geçerken anadili Kürtçeden başka bir dil olan yurttaşlarımızın yüzde 17'sinin anadili değişmektedir." Bu yüksek değişimin nedeni sadece ve sadece ihtiyaçlar ve hayatın gerçekleridir. Örneği Tunceli Üniversitesi'nde yaşandı.

Tunceli Üniversitesi'nde 2009- 2010 öğretim yılında Kurmançca ve Zazaca dillerini seçmeli ders olarak müfredata dahil edildiğinde ilk yıl öğrencilerin yüzde 37'si Kurmançca, yüzde 34'ü Zazaca, ikinci yıl yüzde 12 Kurmançca, yüzde 7 Zazaca ders aldı. Üçüncü yıl ise bir tek öğrenci kayıt yaptırmadı.

Kendi içlerinde Kürtçe mi kullanıyorlar? Hayır. Öcalan kitapları, eğitimleri, propaganda kasetleri hep Türkçedir. Bütün iç yazışmalarını Türkçe yapıyorlar. Abdullah Öcalan'a bile Kürtçeyi mi Türkçeyi mi daha iyi bildiği sorulduğunda "Ne Kürtçesi, ben rüyamı bile Türkçe görüyorum" demişti. Peki, PKK? Kürtçe ile herkes anlaşamıyor. Hangi lehçe, hani ağız esas olmalı sorusuna cevap verilemiyor.

Kürtçe ile hukuk dersi verilebilir mi? Ya da geometri problemlerinin çözümü öğrenilebilir mi? "Dillerin bilim ve uygarlık dili haline gelmeleri 50 yılda, 100 yılda olmuyor. Bir devlet geleneği, o dilde yaşanmış uygarlık deneyimleri gerekiyor." (Bkz; Kürtçe Eğitim Sorunu. Mehmet Bedri Gültekin, Kaynak Yayınları)

Irak'ın kuzeyindeki Barzani’nin Kürt bölgesi, Anayasalarını bile Kürtçe yazamadılar. Önce Arapça yazıp, ardından Kürtçenin Sorani lehçesine çevrildi. Ama çok büyük hatalar yapıldığını fark ettiler.

Eğitimde de olmuyor. Üniversitelerdeki öğretmenlerin yüzde 90'ı yabancıdır. Okullardaki en önemli dil İngilizcedir. Eğitim İngilizce ve Arapça yapılıyor. ABD bu üniversitelere denklik hakkı tanıyor. Ve bölgedeki cemaat okulları da İngilizce eğitim yapıyor. Soranice ile anlaşılamadığı takdirde, günlük hayat İngilizce ile devam ediyor. Yani orada İngilizce konuşulan bir Kürt devleti kuruluyor.

Türkiye’nin resmi dili Türkçedir. Her ülkenin ana asıl unsur dili resmi ildir. Aksi hale ortak yaşam alanı söz konusu olamaz. Almanya ve Fransa da birçok halklar yaşar ancak resmi dil Fransızcadır, Almancadır. Bugün Avrupa’da bu işin tahrikini yapan ülkelerde, azınlık hukukuna tabi olduğumuz halde bize Türkçe orada ana dil olarak verilmiyor. Bunları iyi anlamamız, bilmemiz lazım, birilerinin ağzıyla konuşmanın da anlamı yok.

Bölücü terör; çok basit yasalar ile çözülebilir. Kaçakçılığı men ve kaçakçının mallarının kamulaştırma  ve gelirlerine el koyulmalıdır. Bir bakıma TMSF yasası gibi, bu bölücü teröre katılan yardım ve yataklık eden her kişiyi kapsamalıdır.

Yasal devlet; kanunları yok sayıp bölücülerle pazarlık etmez. Devletten maaş alıp geçinenler o zaman teröre zemin hazırlayamaz. Bu vatanda bu topraklarda yaşayan herkes etnik kökeni, dili, lehçesi, dini, mezhebi ne olursa olsun kardeştir. Ortak vatan, ortak tarih, ortak değerler bütününe sahip halkların kardeşliği her türlü ihanete rağmen korunmalıdır. 

Kürtçenin lehçeleri yaşatılmalıdır. Öğrenilmeli, öğretilmeli, şiirleri, şarkıları yeni nesillere aktarılmalıdır.  Bu kültür zenginliğidir.

Günün Sözü: Hayalleriyle insanları ölüme sürükleyenler, alınlarında kirli kimlik taşırlar.

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank