Küreselleşmenin Yarattığı Şiddet, Ters Tepti!
Brüksel’de bir terör saldırısı oldu. Verilen ilk bilgilere göre, 23 kişi hayatını kaybetti. Çok da yaralı var.
Öncelikle bu terör saldırısını lanetleyerek başlayalım.
Ne oldu da, bu terör olayları bu kadar üst seviyeye çıktı diye kendimize sorarsak, cevap için tek çare; tarihe bakmamız gerekir.
Öyle çok geriye gitmeye de gerek yok. 15-20 yıl geriye bakmak bile bize birçok şeyi, daha iyi anlamamızı sağlar.
Haçlı Seferlerinden başlarsak liberaller bize kızar. Onlar kızmasın diye son 15 yıla bakalım.
Yugoslavya’da, Afganistan’da, Libya’da, Irak’ta, Nijerya’da, Orta Afrika’da, Suriye’de, Amerikan emperyalizminin, yapıp ettiklerine bakarsak, bu terörün sebebinin emperyalizmin kendisinin olduğunu söyleyebiliriz.
Üzerlerine yağmur yerine bomba yağan halklar, çareyi göç etmekte buldular. İnsanlık hiç bu kadar vahşetin içinde kalmamıştı.
Amerikan çok uluslu şirketleri, Amerikan zenginleri, savaşların hep Amerika’nın dışında cereyan etmesini sağladılar.
Ama Avrupa için durum aynı değil. Son terör olayları göstermektedir ki, Avrupa da, terörün işgal alanına girdi.
ABD emperyalizmi ve Avrupa zenginleri, gelişmemiş ülkeleri sadece ham madde kaynağı ve Pazar olarak kullanmadılar.
Ürettikleri ürünleri kullanacak kültürleri yaratmak için de, kendi değerlerini bu ülkelere dayattılar. Sömürünün sürekliliğini garanti altına almak istediler.
Gelişmemiş ülkelerin kültürlerine, inançlarına müdahale ettiler.
Öyle anlaşılmaktadır ki, yeni bir dünya düzeni kurulmasının sancılarını yaşıyoruz.
Ya çok uluslu şirketler karlarından bir adım geri atacaklar ve insanlığa bir yaşam alanı açacaklar, ya da, yenidünya düzenine, büyük bir şiddet sürecinden sonra varacağız.
Böyle bir yeni dünya düzenine doğru ilerlediğimizi, sadece Şiddet söylemiyor.
Dünya nüfuzu artıyor. Ülkelerin ekonomik büyümeleri küçülüyor. İşsizlik artıyor. Gelir dağılımı bozuluyor. Yaşam güvenliği azalıyor.
Toplumsal servetin, rasyonelleştirilmiş gasp yöntemleriyle temellük edilmesinin önüne geçilmez ise, daha büyük felaketlerle karşılaşılacağı ortadadır.
Dünya gelirinin büyük bir kısmını, parasal formların ürettiği sermayelerle yöneten(%1) ler, bugünkü şiddetin sorumlusudurlar.
Amerikan çıkarlarına veya çok uluslu şirketlerine çıkarlarına karşı, her türlü muhalefetin anti-terörizm diye bastırıldığı bir dünyada, muhalefete sadece şiddet imkanı kalmaktadır.
Eskiden bir söz vardı. Kazanın basıncını patlamayacak düzeyde tutmak gerek. Küreselleşme saldırısı ile bu basınç iyice artı. Ve artık şiddete dönüştü.
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, küreselleşme adı altında, çok uluslu şirketlerin ekonomik, parasal, siyasi, askeri saldırısına maruz kalan halklar, artık sömürüye direniyorlar.
Gönül ister ki bu direnme, doğru önderler, doğru programlar, doğru örgütlerle yürütülsün ve anarşiye dönüşmesin. Masum insanlar ölmesin.
Küreselleşme artık bitti dersek, kimse bize kızmasın.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr