Küresel Çevresel Zorlamalar ve Otomotiv Sektörü
Küresel Çevresel Gelişmeler Karşısında Otomotiv Sektörünün Orta ve Uzun Dönemlik Arayışları, Motorlu Taşıtların Enerji Kaynağı, Yakıt Emisyonları Salınımlarının Azaltılmasına Yönelik Çalışmalar
Doğayı etkileyen eksi dışsallık oluşturan zararlı salınımların her geçen gün artan oranlı olarak (geometrik olarak) artması, başta çevreci kuruluşlar olmak üzere diğer sivil toplum kuruluşlarını daha fazla ilgilendiren bir
durum olmuştur.
Salınım kaynaklı tetikleyicilerin başta küresel ısınma vb. nedenlerle sivil toplum kuruluşların önce devleti, devlet aracılığıyla da motorlu taşıt üreticilerini sıkıştırmaya başlamıştır. Bu süreçte otomotiv sektörü bu etkilere iki aşamalı olarak tepki vermiştir.
1. Fosil Kaynaklı Yakıtların İyileştirilmesi:
Birincil olarak özellikle fosil kaynaklı yakıtların çevresel dışsallık bağlamında iyileştirilmesi için yeni yöntem ve teknikler aranmıştır. İlk elde, fosil yakıt türevlerinin (petrol ve petrol ürünü yakıtların ağır metal içeriklerden arındırılmasına yönelik çalışmalar yapılmış Türkiye’de ve çoğu dünya ülkelerinde en azından kurşunsuz benzin zorunluluk halini almıştır.
Bunun yanında benzin türevli yakıtların oktan, dizel yakıtların da setan sayılarının artırılması çalışmaları, (nispeten) yüksek performanslı yakıtların kullanımı iyileştirici gelişmeler olsa da dışsallıklar açısından yeterli olamamıştır.
2. Alternatif Yakıt Türlerinin Geliştirilmesi ve Elektrikli Araçlar:
Alternatif yakıt türleri konusunda otomotiv sektörü en çok elektrik enerjisi tabanlı çalışmalara ağırlık vermektedir. Zira hibrit yakıtlar olsun, doğal gazlı yakıtlar olsun her ikisi de yine fosil yakıtlar olup doğaya karşı salınım ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca yine bu tür yakıtlar yinelenemeyen enerji kaynaklarındandır.
Maalesef gerek elektrikli gerekse hibrit araçlar için dünyadaki çoğu hükümet ayrıntılı hukuksal düzenlemelere gitmemiştir. Türkiye de bu konuda hala ayrıntılı mevzuattan mahrumdur.
Yeni teknolojik gelişmeler, daha çok elektrik motorlarının verimli ve daha güçlü hale getirilmesi yönünde yoğunlaşmaktadır. Öncelikle ve özellikle elektrik enerjisinin depolanmasıyla meydana gelecek potansiyel enerjinin kapasitelerinin artırılmasına yönelik çalışmalar üzerinde durulmakta. Yine eş zamanlı olarak güneş enerjisinin daha verimli ve uzun ömürlü depolanması çalışmaları yapılmaktadır.
Geçen aylarda Enerji Bakanı Ergün'ün bir açıklamasında, on yılda Avrupa'da satılan her beş araçtan birinin elektirikli olacağını söylemiştir. Yine bu konuda Türkiye olarak en azından ilk aşamada teknik ve hukuksal altyapı çalışmalarına başladıklarını belirtmiştir. (ODD Otomotiv Distribütörleri Derneği Dergisi Şubat 2010) Ki bu çalışmalar, jarj istasyonlarının düzenlenmesi, elektirikle çalışan motorlu taşıtların motor hacimleri yerine sanırım KW ve Watt tabanına göre vergilendirme düzenlemesi gerekecektir.
Renault'nun 2011 yılında Elektrikli taşıt üretmeye başlaması bu durumda Türkiye'nin elektirikli araç macerasının başlangıcı olacaktır. Hatta Sanayi Bakanı Çağlayan da, daha ilerisi olarak, Türkiye'nin elektrikli araç üssü olması için gerekli vergi indirimlerine gidebileceklerini söylemiştir. (ODD Dergisi, Şubat 2010)
Sonuç:
Şu an itibarıyla Türkiye'de akaryakıt istasyonlarının, elektrik dağıtım firmalarının, hükümetin yerel işletmecilerin önümüzdeki beş yıl içinde bütün dünyada yaygınlaşacak olan elektirikli araçların kullanımı için hem kişisel ve kurumsal kazançları açısından hem de Türkiye'nin gecikmeksizin veya geride kalmaksızın bu teknolojiyi başat olarak kullanan ülkeler arasına girmesi için iş birliği halinde yoğun olarak çalışmaları gerekmektedir.
Elektirikli araçların üretilmeye başlaması yine kısa dönem içinde aynı araçların güneş enerjisiyle çalışmalarına yönelik altyapıyı da hazırlayacaktır.
Not:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, http://www.bilgievreni.com, http://www.gazetecanik.com, http://www.kamudanhaber.com, http://www.siyasalforum.net, http://www.gercekgazete.web.tr, http://www.ahmetfidan.com ile, Gerçek Gazete, Balıkesir Demokrat, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.