Kur’an Penceresinden Mevlid Saçmalığı (V)
(Mevlüd okumak yada okutmak)
Değerli Okur!
Bir tarafta böyle peygamberler ve anaları yarıştırılırken, diğer tarafta da henüz peygamber doğmadan
vefat eden babası Abdullah, 6 yaşında kaybettiği annesi Amine Müslüman mı? Kafir mi? Onlar cennete mi gidecekler yoksa cehenneme mi?
Bunun tartışmaları yapılır.
Koskoca Muhammed’in(a.s) ebeveyni cehennem gider mi hiç?
Çare, “Onları Cenab-ı Hakk bir anlığına diriltti. Kelime-i şehadet getirdiler, oğullarının peygamberliğini kabul ettiler (Müslüman oldular). Sonrada hemen yine öldüler diye” hadis kitaplarına yalan soktun mu, olur-biter.
Kim, kılavuzlanan doğru yolu bulursa, sırf kendi iyiliği için kılavuzlanan doğru yolu bulmuştur. Kim de saparsa, ancak kendi aleyhine sapmış olur. Ve hiçbir yük taşıyıcı başkasının yükünü çekmez. Ve Biz, bir peygamber göndermedikçe, azap ediciler olmadık.(17/15)
Ve Biz, sadece kendileri için uyarıcılar olan kenti değişime/yıkıma uğrattık. Öğüt! Ve Biz, haksızlık edenler değiliz.(26/208-209)
Babaları uyarılmamış, bu yüzden de kendileri duyarsız bir toplumu kendisiyle uyarasın diye en üstün, en güçlü, en şerefli, yenilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olanın, engin merhamet sahibinin indirdiği yasalar içeren/ bozulması engellenmiş Kur’ân kanıttır ki sen, o elçilerdensin, hiç şüphesiz sen dosdoğru bir yol üzerinesin.(36/2-6)
Yoksa onlar, “Onu kendisi uydurdu” mu diyorlar. Tam tersi Kur’ân, kılavuzlandıkları doğru yola ulaşırlar diye, senden evvel kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan toplumu uyarasın diye Rabbinden gelen gerçektir.(32/3)
Yani peygamberin anası yada babası tebliğe muhatap olmadıkları, rasul, münzir, tarafından uyarılmadıkları için onlar azap edilmezler.
Ama , Allah’ı takan kim?
Kur’an a bakan kim?
Ka’bu’l Ahbar’ın , Ebu Hüreyre’nin safsataları ne güne duruyor.
Bu bölümde hikaye edilenlerin hepsi yalandır. Bunlar sapık insanların sapık zihniyetlerinin ürünüdür. Muhammed’in (a.s) doğum yılı, günü, gecesi belli değildir.
Hristiyanlar İsa (a.s) için, doğum günü kutladıkları için,(onlarınki de yalan yanlış), onlara nazire olsun diye icat edilmiş bire sapıklıktır. Bu sapık zihniyet, hristiyanların yanlışını taklitten bir adım daha ileri gidip Muhammed’e (a.s) ana rahmine düşme gecesi (Regaip gecesi) de uydurmuşlardır.
Bu tip rezilliklerle uğraşacağına, Muhammed’e (a.s) sevgi ve saygı, -o’nun beklentisinde ve Allah’ın emrinde olduğu gibi -“o’na uymakla, o’nun yaptıklarını yapmakla, o’nun izinden gitmekle” olmalıdır.
Söyleşirken Cebrâîl ile kelâm
Geldi Refref önüne verdi selâm
Aldı ol Şâh-ı cihânı ol zaman
Sidre’ye gitti ve götürdü hemân
Gördü gök ehli ibâdette kamu
Her biri bir türlü tâatte kamu
Kimi tahlîl ü kimi temcîd okur
Kimi tesbîh ü kimi tahmîd okur
Kimi kıyâmda kimi kılmış rükû
Kimi Hakk’a secde kılmış bâ hûşû
Kimisini aşk-ı Hakk almış durur
Vâlehü hayrân ü mest kalmış durur
Hep gök ehl-i cümle karşı geldiler
Mustafa’ya izzet ikram kıldılar
Merhaben bik yâ Muhammed dediler.
Ey şefâat kânı Ahmed dediler
Her biri kutluladı mi’râcını
Dediler giydin saâdet tâcını
Yürü kim meydan senindir bu gece
Sohbet-i Sultan senindir bu gece
Ermedi evvel gelen bu devlete
Kimse lâyık olmadı bu rif’ate
Ref’ olup ol şâha yetmiş bin hicâb
Nûr-i tevhîd açtı vechinden nikâb
Her birisinden geçerken ileri
Emr olurdu yâ Muhammed gel beri
Çünkü kâmûsun görüp geçti öte
Vardı erişti ol Ulu Hazret’e
Şeş-cihetten ol münezzeh Zül-Celâl
Bî-kem ü keyf ana gösterdi Cemâl
Zâten ol Sultân-ı mâ zâğal-basar
Eylemişti Hakk’a tahsîs-i nazar
Âşikâre gördü Rabb’ül-izzeti
Âhirette öyle görür ümmeti
Bî hurûf u lâfz u savt ol Pâdişah
Mustafa’ya söyledi bî iştibâh
Dedi kim mahbûb u matlûbun benem
Sevdiğin can ile mâbûd’un benem
Gece gündüz durmayıp istediğin
N’ola kim görsem Cemâlin dediğin
Gel Habîbim sana âşık olmuşam
Cümle halkı sana bende kılmışam
Ne murâdın var ise kılam revâ
Eyleyem bir derde bin türlü devâ
Mustafâ dedi eyâ Rabb’er-rahîm
Ey hatâ-buşu atası çok Kerim
Ol zâif ümmetlerin hâli n’ola
Hazretine nice anlar yol bula
Gece gündüz işleri isyân kamu
Korkaram ki yerleri ola tamu
Yâ İlâhi Hazretinden hâcetim
Budurur kim ola makbûl ümmetim
Hakk Teâlâ’dan erişti bir nidâ
Yâ Muhammed ben sana kıldım atâ
Ümmetini sana verdim ey Habîb
Cennetimi anlara kıldım nasîb
Ey Habîbim nedir ol kim diledin
Bir avuç toprağa minnet eyledin
Ben sana âşık olunca ey latîf
Senin olmaz mı dü-âlem ey Şerîf
Zâtıma mir’at edindim zâtını
Bile yazdım adım ile adını
Hem dedi kim yâ Muhammed ben seni
Bilirem göremeğe doymazsın Beni
Lîk varup dâvet et kullarımı
Tâ gelüben göreler Dîdârımı
Mâ-hasal ol anda doksan bin kelâm
Sebk edip buldukta encâm u hitâm
Hakk’ın emri ile ol şâh-ı cihan
Ümmü Hânî evine geldi hemân
Her ne vâki oldu ise serteser
Cümlesin Ashâbına verdi haber.
Dediler ey Kıble-i İslâm-ı Dîn
Kutlu olsun sana Mi’râc-ı Güzîn
Biz kamumuz kullarız sen Şâhsın
Gönlümüz içinde rûşen mâhsın
Ümmetin olduğumuz devlet yeter
Hizmetin kıldığımız izzet yeter
Yâ ilâhi ol Muhammed hakkıçün
Ol şefâat kâni Ahmed hakkıçün
Sidre ve Arş-ı muallâ hakkiçün
Ol sülûk u seyr-i âlâ hakkiçün
Ol gece söyleşilen söz hakkiçün
Ol gece Hakk’ı gören göz hakkiçün
Sırr-ı Furkân nûr-i a’zam hakkiçün
Kuds ü Ka’be Merve Zemzem hakkiçün
Gözü yaşı hakkiçün âşıkların
Bağrı başı hakkiçün sâdıkların
Biz günâhkâr âsî mücrim kulları
Yarlığayub kıl günâhlardan berî
Sana lâyık kullar ile hem dem et
Ehl-i derdin sohbetine mahrem et
Yâ ilâhi kılma bizi dâllîn
Bu duâya cümleniz deyin âmîn
Ümmetinden râzı olsun ol Muîn
Rahmetullahi aleyhim ecmaîn.
Değerli Okur!
Mevlüd kitabının, İslam’a, tevhid’e en çok ters olan bölümü burasıdır. Bu kısımdaki beyitlerin iyi anlaşılması lazımdır. Bu kitabı okuyacak kişilerin bu beyitleri anlayabilecek kapasiteye sahip oldukları inancıyla, ayrıca onları günümüz Türkçe’sine çevirmeye gerek görmüyoruz.. (DEVAM EDECEK)
ATATÜRK KÖŞESİ
Birlik ve beraberlik; ölümden başka her şeyi yener.
DÜŞÜN-TAŞIN
Halkın sesi, aynı zamanda Hakk’ın sesidir. Hak ise sinesinde haksızlığı barındırmaz..
AFORİZMALARIM
Unutmayın ki bir gün öldürenlerde ölecekler ve hesapları çok çetin olacak…