Kültür ve Sanata Düşman Anlayış…
Medeniyetler Tarihi Müzesi'nin kapısında 1921 yazar. Kültür denince aklımıza Atatürk geliyor. 'Cumhuriyet'in temeli kültürdür''der. Harf devrimi, Türk Dil, Türk Tarih Kurumu, Halkevleri, Köy Enstitüleri eşi görülmeyen kültür atılımlarıdır. Ne hazindir ki, şimdi siyasetten anlamayan aklını yitirmiş politikacılar bu kurumları yok ettiler. Kültür sanat ve bilim düşmanlığı yapanların, aslında kendileriyle birlikte koca bir ülkeyi de yok ettiklerinin farkına vardıklarında, iş işten çoktan geçmiş olacak. Tıpkı Alman faşist liderin, 'Kültür, sanat ve bilim sözünü duyunca, tabancama sarılmak istiyorum''sözlerine alkış tutmak, şimdi yaşananlar bu anlayışın bir ürünü değil midir?
BİLİMİ İNSANLIĞA HEDİYE EDENLER...
Sanatın evrensel anlamda toplumla paylaşılmadığı bir ülke Türkiye. Sanatı keşke Marx'ın bilimsel darında etkileşimini verebilmeyi becerebilseydik. Kulakları duymadığı halde, Napoleon'un İspanya'yı işgal ettiği sırada geçirdiği travmalara rağmen korkmadan zulmün tüm dünyaya gösterilmesini yansıtan ilk tablosunu yapan Goya ( 30 Mart 1746).Sanatın her dalında insan sevgisini anlatmaya çalıştı resimlerinde. Oya (3 Mayıs 1808) de yaptığı ''zulmün adı''tablosuyla insanlığın sanatsız kalamayacağını anlatıyordu. Âmâ biz hala kendi ülkemizde İnsanlık anıtını ''UCUBE'' diye yıkıyoruz.
ve buna sessiz kalıyoruz. Aristo, Makyavel, Mikelanj gibi dâhiler, bugün 17.ci yüzyılı tarihe hediye etmişler. Alfred Bernhard Nobel adına dünyanın en saygın ödüllerinden biri olan NOBEL veriliyor her yıl. Albert Einstein hala unutulmadı, İsaac Newton (1643-1727) Fizik ve Matematik ilminin beyni olan bir dahi. Jamaes Waatt, Enrico Fermi. İlk motorlu uçağı yapan Wright Kardeşler (1867-1912) W. Röntgen, Toricelli, Telgrafı icat eden Morse-Mors (1791-1872) Ama bugün hala unutulmayan ve asla da unutulmayacak bir başka dahi var, Louis Pasteur (Pastör) ( 1822-1895) Kuduz aşısını bulan bu bilim adamını insanlık hiçbir zaman asla unutmayacak. Termometreyi icat eden Fahranayt (fahrenheit) Bir başka dahi Ampulü icat eden Thomas Edison.
Bugün tarihe altın harflerle adının yazılması gerektiğine inandığım Örvil Rayt, Wright kardeşlerin motorlu uçağı bulmalarından sonra, Orville Wright 17 Aralık 1908 de, insanlığa uçağı hediye ediyordu. Bugün dünyanın her dönem, önünde saygıyla eğilse bile yaptıklarını asla ödeyemeceği bir başka dahi Blaise Paskal, Elektronik ilmini dünyaya sunmuş.1941 yılında Berlin'de Kondrad Zuse,1946 yılında J.Presper Erchert Jn.W.Mauchly. Yüksek işlem hızına sahip çalışmalar sonucunda Bilgisayarı insanlığa bıraktı. Henüz yeni kaybettiğimiz diğer bir dahi Steve Jobs, Bilgisayarın son yükselişini dünyaya hediye etti. Herkel, Batlamyus, Battoni ve ''Dünya dönüyor ancak sizin beyniniz buna inanmıyor'' dediği için, bundan rahatsız olanlar, onun idamına karar verdikleri Galilleo-Galilei ve daha niceleri, dünya da bilimi sanatı insanlığın hizmetine sunmak için neleri feda etmiş dâhiler.
TÜRKİYE'DE BİLİM SANAT VE EDEBİYAT...
Türkiye'de bilim-sanat ne yazık ki ağlıyor, edebiyat kültür sanat ve bilimselliğin adından rahatsızlık duyan bir anlayışın varlığı, şu anda Batı aydınlanmasının çok ötesinde kalmanın verdiği rahatsızlığın da farkında değil. Almanya'da geçmiş yıllarda yapılan, uluslararası dünya kitap fuarında Türkiye çok kötü bir sınav verdi. Yine aynı şekilde İstanbul kültür başkenti olmanın getirdiği fırsatı iyi kullanamadı, bugün dünyanın birçok ülkesinde çok önemli bilimsel konferanslar yapılıyor, peki Türkiye yılda kaç bilimsel makale üretebiliyor ve kaç konferansa katılarak temsil ediliyor? On yılda bir kitap okuyan ülke olarak tarihe geçmiş bir ülke de, değişimden aydınlıktan çağdaşlıktan akıl ve bilimden söz etmemiz mümkün mü? Karl Marx ''topluma hükmedebilmek kendi anlayışına inandırmak için onu din afyonuyla doyuracaksın'' demesinin gerçeğini görmemek mümkün mü? Siyasetin içine intikam duygusunu alacak olursanız, bunun sonucuna da katlanmak zorundasınız.
Toplum tüm kurumlarıyla karşı tepki gösterdiği halde, inadına öfke ve intikam duygusunun verdiği anlayışla, eğitim sisteminde değiştirilerek getirilmek istenen senaryonun altında yatan korkunç gerçeği görmemezlikten gelmek mümkün mü. Başbakan ''biz bunu 28 Şubat'ın intikamını almak için yapmıyoruz'' diyor, daha dün açıklamalarında '' 28 Şubatın intikamı alındı'' diye vekillere teşekkür etmedi mi! Güdülmüş toplum işte bu, nereye sürersen oraya gider inanır ne söylersen. Hala bu ülke de her seçim döneminde nereye neden niçin oy verdiğini bilmeyen eğitimsiz bir toplum var.
Onlara ne anlatırsan inanır kuzu gibi sizi dinler. Allah korkusunu da içine verdiğinizde almak istediğinizi kolayca almanız mümkün. Peki, bunun dürüst siyasetin içinde adı var mı? Edebiyatın, bilim- akıl ve sanatın, demokrasi de yeri nerede? İleri demokrasi dediğiniz sistemin içinde bu değerlerin ne kadar yeri var? Sanata ve sanatçıya hala verilen değer ortada, bir ülkenin uluslararası alanda saygınlık kazanmasında sanatçının yaptığı hizmetler çok önemli, peki biz ülkemizde sanatçımıza ne kadar destek oluyor değer veriyoruz, hala kitabını bastırmak için korkan bir düşünce topluluğu var bu ülke de. Mimar Sinan, İbni Sina, Ali Kuşcu, Hezarfen Ahmet Çelebi, İlk kâğıt fabrikasını kuran âlim İbni fazıl, Cüzzamı bulan İbni Cesar, Vebayı bulan İbni Hatip, Verem mikrobunu bulan Kambur vesim, Dünyanın çevresini ölçen Musa Kardeşler, Güneşin çevresinde ki lekeleri bulan Fergani, ve daha niceleri. Bugün tarihe isimleri altın harflerle yazılmış böylesi değerli ilim adamlarımız.
Âmâ şimdi neden yetişmez bu değerde ilim insanları. Siz var olan çok az sayıda ki bilimsel kurumları yok ederseniz, oralara çağdaşlığın, aydınlığın, cumhuriyetin değerlerinden, Atatürk'ten rahatsız olanları yerleştirirseniz bilim ve sanattan söz etmemiz mümkün mü? Her yıl yapılan kitap fuarlarına baktığımızda, okumak için değil ama seyretmek için gelen az sayıda insanın varlığı düşündürücü değil mi? Biz ne yapıyoruz ülkeyi ABD'nin BOP projesine yardım adına ülkeyi bu bataklığın içine sürüklüyoruz. Böyle bir dış siyaset beceriksizliği olur mu? Türkiye'nin hak ettiği uluslararası saygınlığın nerede kaldığı kimsenin umurunda değil. Atatürk ve onun akıl-bilim çağdaş düşünce anlayışının yok edilmesi, Türkiye`nin geldiği nokta budur. Ülke de bilim sanat kültürel değerlerin yansıtıldığı tüm kurumlar yok ediliyor, ama kimsenin umurunda değil. Bir ülke de düşünen yaratan yazan beyinlerin konuşamadığı bir sisteme demokrasi diyebilir misiniz? İleri demokrasi de acaba nasıl bir bilim ve kültürel anlayış var? Bir zamanlar Alman Faşist liderin ''Kültür sanat ve bilim sözünü duyduğumda, tabancama sarılmak istiyorum'' sözlerini düşündükçe, şimdi bu sözlere alkış tutanların, ülkeyi sürükledikleri karanlık sonrasın da yaşanacakları. Dilerim şimdiden görerek ülkeyi bir tıkanmanın içine sürükleme yanlışından dönerler.