Kültür Değerlerimiz, Şairlerimiz ve Ozanlarımız…
Geçtiğimiz gün Yimpaş Kültür Merkezi salonunda İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü ve Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği'nce ortaklaşa düzenlenen Halk Kültürünü Yaşatma ve Aşıklık Geleneğini Tanıtma programı vardı.
Tek eksiklik halktan fazla katılımın olmayışı olsa da okullardan gelen gençler programda doyasıya eğlendi. Amaçta zaten halk kültürümüzü genç nesillere tanıtma ve onların tanımaları, bilmeleri, kültürel etkinliklere onların dikkatlerini çekmek ve özendirmek olduğu düşünüldüğünde, programın amacına ulaştığını söyleyebilirim.
İl Milli Eğitim Müdürümüz sayın İlimdar Kaya, 'Yozgat'ta kendi değerlerini ve kültürünü bilen koruyan ve yaşatan genç-nesiller yetiştirmeyi hedefliyoruz' derken, Kültür ve Turizm Müdürümüz sayın Fuat Dursun da programı düzenlemekteki amaçlarını bu yönde açıkladı ve 'Biz topraklarda yaşayan, bu toprakların havasını teneffüs eden, bu topraklarda şiir söyleyen kişilerle öğrencilerimizi bir araya getirmek istedik. Kendi şairinin değerini bilmeyen insanlar başka yerlerde başka şeylerin peşine takılırlar' diyerek çok güzel özetlediler programın amacını....
Programda Sorgunlu genç ozan Arif, sazı, sesi ve yorumu ile programın ilgi odağı oldu. Salonu dolduran gençlere ise en iyi örnekti genç ozanımız, Ozan Arif... Şairler ve Yazarlar Birliği Başkanı, emekli öğretmen, Şair-yazar aynı zamanda gazetemiz köşe yazarı Ahmet Sargın'ın Yozgat kültürünü yaşatmak adına gösterdiği çaba ise elbette ki takdire şayan. Sonsuz teşekkürler Ahmet Hocam...ve sana destek veren çabanda yanında olan tüm gönül dostlarına...
Ve bir Yozgatlı şairimiz.. Emekli öğretmen.
Yüreği sevgi dolu bir şairimiz Yusuf Özcan...Ben onun yazdığı Sürmeli Şiiri ile daha çok tanıdım, sevdim Yozgat'ı ve Yozgat Sürmelisini...
Sürmeli nedir sorusu ile karşılaşan yada sürmeli nedir diye merak edenler, O'nun yazdığı şiirde anlamını tam olarak bulacaklar Sürmeli'nin.
Sürmeli bu kadar mı güzel anlatılır...
'Sürmeli edadır, işvedir, nazdır, gelinlik kızdır, kabına sığmayan özdür, halayda bükülen dizdir, Nida'nın elinde sazdır, yürekte saklanan gizdir, daima tutulan sözdür, türküler yakılan gözdür, obadır, ocaktır, közdür, sizdir, bizdir' diye tanımlar şiiri tamamlayan son sözcükler yanlızca... Yüreğine sağlık Yusuf Hocam...Bin kez okunsa tadına doyulmayacak, bu kadar güzel anlattığın için Sürmeliyi...
Programda söz alan diğer şairlerimiz ve Yerköy Abdallar Derneği topluluğunda yer alan ozanlarımız, aşıklarımız saz ve sözleriyle davul ve zurna ekibi ile davetlilere unutulmaz bir gün yaşattılar... Saatler yeterli gelmiyor bu tür programlara, türkülere, şiirlere, çekilen halaylara doyum olmuyor. Çünkü içimizdeki duyguların dışa vurumu olan şiirler türküler ve çekilen hayallarda herkes kendinden bir şeyler mutaka buluyor, günün yorgunluğunu, yaşanan tüm olumsuzlukları bir kenara bırakıp dinleniyor insan bu tür programlarda...
Ozanlarımız, Türk toplumunun öncüsü olan, sazlarıyla, sözleriyle yaşadığı çağa tanık oldukları gibi gelecek nesillere anlamlı mesajlar veren ozanlarımız...Yaşamlarını daha çok toplumla iç içe sürdüren, toplumda öncü olma özelliğini taşıyan yaşamları da doğrudan topluma bağlı olan ozanlarımız ve ozanlık geleneği, Türk milletinin milli benliğini temsil eden önemli bir olgu. Yani bir başka deyişle, toplumun gerek duyduğu halk kahramanları onlar....
Toplum adına gönüllü bir işlev üstlenen ozanlarımız, aşıklarımız ve şairlerimiz, olumlu ya da olumsuz her gelişmeyi sazlarına taşımış, sözleriyle mesajlar vermiş ve daima toplumların yol göstericisi olmuşlardır.
Halk ozanlarımızın sazından ve sözünden dökülenler, bazen bir ağıt, bazen bir destan, bazen bir öğüt, bazen de taşlama olmuş.
Ama halk ozanlarının dilinde de, sözünde de, sazında da hep halk ve Hak vardır. Onlar halkın safındadırlar ve halkın önünde, hep yol gösterici olmuşlar, rehber olmuşlardır. Halkın her türlü sıkıntısını, sevinçlerini, mutluluklarımı, sevdalarını onlar yüreklerinde yaşamak gibi de önemli bir misyon üstelenmişler.
Yozgat'ta, Yozgatlı şairlerimizin, ozanlarımızın kıymeti yeterince biliniyor-mu bilmiyorum ama, gönülleri sevgi dolu, insanlara yön veren, yol gösteren, bir anlamda rehber olan şair ve ozanlarımıza sahip çıkmakta onlara gereken değer ve önemin verilmesinde en güzel mesajı programın sonunda Yozgat Valimiz sayın Amir Çiçek verdi. Programı başından sonuna kadar izledi ve kültürü yaşatmak adına gayret gösteren şair ve ozanlarımıza da verdiği değeri ve önemi bir kez daha ortaya koydu...
O'nun bu yaklaşımı elbette ki programı hazırlayanlara da, Yozgat kültürünü yaşatmak ve tanıtmak adına daha çok şevk verdi, azim verdi.
Evet 'Marifet iltifata tabidir'. Programı hazırlayan ve katkıda bulunan herkes, başta sayın Valimiz Amir Çiçek ten, sonrasında da halktan aldıkları destek ve sevgi ile çok daha iyilerini yapmak için çaba gösterecekler...