Küçük Seçimden Büyük Seçime
1Kasım seçimleri memleketimize ve Türk-İslam dünyasına hayırlı olsun.
Yaklaşık 5 aydır ülkemiz önemli eşiklerden geçti, ekonomi piyasaları seçim sonuçlarından ciddi anlamda etkilendi, milletimizin birlikte yönetin, uzlaşı ve istişareye önem verin mesajı doğru okunamadı, kimden kaynaklandığından ziyade bu sürecin nasıl sonuçlandığı önemliydi ve başarısız sonuçlandı, milletimizin kavga ve kaos istemediğini göremedik ve dinlemek, konuşmak ve sorunlarımızı birlikte çözmek için verdiği krediyi doğru okuyamadık, diklendik. Şimdi yeni bir seçim, milletimizin seçimi, en büyük şura kararı, tekrar hayırlı uğurlu olsun.
Seçim sonuçları; Ak Parti için şaşırtıcı şekilde başarı olduğu gibi diğer muhalefet partilerimiz için şarırtıcı bir başarısızlıkla sonuçlandı.
Aslında başarı veya başarısızlık diye bir şey yok, milletin mesajını doğru okuyup okuyamamak var.
7 Haziran sonrası seçim değerlendirme yazımda da söylemiştim: Ak Parti bu sonucu doğru okuyabilirse bir sonrakinde yeniden başarı gelir, doğru okuyamaz ise aşağıya gidiş devam eder.
Kabul etmek lazım Ak Parti bu seçimi çok istedi, onlarca yeni hamle yaptı, 2002 ruhuyla çalıştı ve; halka inebilen, teşkilatlarını bir ve bütün olarak çalıştırabilen, kendini yenileyebilen, basın ve sosyal medyayı doğru kullanan, söylemlerini sorgulayan, kendini doğru ve hedef kitleye ulaşarak ifade edebilen kazandı...
Şimdi milletin kararını doğru okuma zamanı, çünkü siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmezi, memleketimizin kazanımı, onların başarısı memleketimizin başarı ve kalkınmasını sağlıyor. Çünkü kalkınma sadece iyi iktidarlarla değil aynı zamanda yapıcı, donanımlı, üreten, dinamik muhalefetle oluyor. Dolayısıyla siyasi partilerimizin; kendilerini sorgulamaları, yenilemeleri ve milletin mesajlarını doğru okumaları ve buna yönelik gerekli hamleleri yapmaları milletimizin kazanımı ve memleketimizin kalkınması anlamına geliyor.
Seçim sonuçları yaklaşık olarak netleştikten sonra Ak Parti yetkililerinin olgunca yaklaşma ve vakarlı davranma vurgusu, Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun hoşgörü ve kucaklamanın manevi mimarı Hazreti Mevlana’yı tercihi, devamında yapılan konuşmalar ve 1 Kasım sonrası başlangıç açısından; “SEVGİ”, “KARDEŞLİK”, “UZLAŞI”, “ÇÖZÜM ODAKLILIK”, DEĞİŞİM” gibi sıcak mesajlar milletimizin özlediği tablonun başlangıcı gibiydi.
Piyasalar rahatladı, ülkemizin önündeki karamsarlık bulutları dağılmaya başladı, hükümet tartışmaları sona erdi, konuşma ve tartışma kısmı olumlu sonuçlanan “KÜÇÜK SEÇİM” kısmı tamamlanmış oldu, şimdi; kucaklaşma, bir ve bütün olma, adaleti tesis etme, şeffaf olma ve emaneti ehline vererek, tüm kurum ve uygulamalarımızı sorgulayarak icraat yapma ve böylece Türk-İslam coğrafyasının özlediği LİDER ÜLKE TÜRKİYE’yi inşa zamanı, yani “BÜYÜK SEÇİM” şimdi başlıyor.
Küçük hesapları, kapalı kapılar ardından konuçmaları, bizim adamımız olsun vari yaklaşımları, şucu-bucu-ocuları kenara bırakarak, hepimizin olan ANADOLU’yu yuvamıza dönüştürme ve kardeşliğimizi pekiştirme zamanı.
Zafer milletindir, memleketimizde ötekileştirilecek tek kimse yoktur. Doğruları alkışlayarak, yanlışları eleştirip doğrusunu önererek hep beraber yürüme zamanıdır. İhmal edilecek hiç bir insan, kurum, birim yoktur.
Başarının mimarlarını kutluyorum. Muhalefetin kendisini dönüştürmesini memleketimizin özlediğini ve ihtiyaç duyduğunu vurgulamak istiyorum. (Değerlendirme yarın)
