Ankara’daki Bürokrat Maaşlarına % 50 Kesinti !!!
Dilek GAPPİ
GÖZLEM
Hükümet yaşanan tıkanıklıklara karşı ‘peyder pey önlem alıyoruz’ yaklaşımını sürdürse de, bazı radikal çözümleri içinde barındırmayan bir toplu önlem alınamaması, süreci bekleyiş noktasında kilitliyor.
20 Ocak’tan itibaren koltuğuna oturacak dünyanın yeni umudu Barack Obama ilk icraatının 800 milyar dolarlık reel sektör kredisinin 300 milyar dolarlık kısmının hemen vergi indirimi olacağını açıkladı. İngiltere, Avrupa Birliği, Çin ve hatta son olarak Hindistan üretimi canlandıracak yeni önlemleri uygulamaya koydular.
*****
Türkiye'de ise iç pazarın iniş çıkışlı seyrinden kurtulmak için ihracat simidine sarılan firmalar bugüne kadar endişeyle bekledikleri daralmayı tahminlerinin ötesinde sipariş iptalleriyle yaşıyorlar.
Geçtiğimiz yıl bugünlerde döviz kurlarının düşüklüğü ile borçlanarak yatırıma giren birçok sanayi kuruluşu özellikle Avrupa kaynaklı sipariş iptallerinin şokunu yaşıyor.
Üstelik bu sipariş iptalleri yalnızca otomotiv sektörüyle sınırlı değil.
*****
Bu bir süreç ve elbette dünyada da Türkiye’de de vahşi yıkım izleri zamanla silinmeye başlanacak, bir süre sonra yaşamlar normale dönecek. Ancak geciken her önlem geniş halk katmanlarının canını daha fazla acıtıyor.
Diyelim ki üretimi canlandırmak için önlem almakta gecikiliyor ya da alınacak önlemlerin bütçe dengesini bozacağından ürkülüyor. Hiç değilse bu süreçte var olan şirketlerin ayakta kalabilmesi için alınabilecek önlemler yok mu ?
*****
Reel sektöre yönelik hacizler nasıl askıya alınır, şirketler iflas etmekten nasıl kurtarılır konuları Türkiye’de henüz yeterince işletilebilen mekanizmalar değil.
Mesala öncelikli bir çözümden söz edelim. Reel sektöre soluk aldırabilecek “Kısa çalışma” alternatifinden. Macaristan tüm otomotiv sektörü için çalışma gününü haftada 4 güne indirdi.
Türkiye’de de birçok firmaya işten eleman çıkartmaması için ücretsiz izin alternatifi öneriliyor.
Peki bu acil önlem konusunda Türkiye nerede ?
Söyleyelim işin bu cenahında da tam bir kaos, tam karmaşa yaşanıyor, hatta trajedi. …
*****
4857 sayılı İş Kanunu ile getirilen daha sonra 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu kapsamına alınan düzenleme gereği firmaların "kısa çalışma" (ücretsiz izin) hakkından yararlanmaları için Hükümet’in kriz olduğunu resmi olarak beyan etmesi gerekiyor. Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in kriz olduğunu kabul etmesi bile süreci başlatabilecek.
Bu takdirde firmalar ‘kısa çalışma’ seçeneğinden yararlanarak yaklaşık 3 ay süre ile çalışanlarının yarı maaşını işsizlik fonundan temin edebilecekler.
Birçok işletme en az üç aylığına eleman çıkartmayı bu yolla durduracak.
Ancak Bakan bunu bildiği, onbinlerce firmanın hemen kuyruk oluşturacağını tahmin ettiği için kriz lafını ağzına almaktan olabildiğince imtina ediyor. Hatta “küresel zorluk” diyor.
Bir de şu yönü var, resmi olarak “kriz var” açıklaması yapılsa dahi işletmelerde toplu ücretsiz izin vermek yasal prosedür açısından kolay değil. İşin durduğunu belgelemekten başlayan süreç bir yığın bürokratik işlem gerektiriyor.
*****
Peki neden önlem alınmıyor ya da en azından önlem olabilecek mekanizmalar işletilemiyor. Yanıt basit.
Maaşını zamanında alan bürokrat ve siyasetçi alacağı her önlemin kendisine yeni sorunlar yaratacağını düşündüğü için süreci oyalayabildiği kadar oyalıyor. Makam aracı altında, evine ailesine yansıyan sorun yok, söylemler çok karamsarsa Boğaz köprüsü trafiğine bakıyor ya da olmadı lüks restaurantlara…
Benim ise kesin çözüm getirecek bir önerim var.
Ağlamakla, bağırmakla , işten çıkartılanların sayısını anlatmakla, düşen kapasite raporlarıyla olmuyor.
Ankara’da herkesin de değil üstelik, karar yetkisi olan bürokrat ve siyasetçilerin maaşları yüzde 50 kesilsin şok önlem paketi bir haftada hazır…
Iddiasına varım…