Kriz Türkiye’ yi Etkilemedi mi?
TÜİK in açıkladığı verilere göre; mart ayında ithalat 21.6 milyar dolar, ihracat ise 11.8 milyar dolar oldu. Dış ticaret açığı ise 9.8 milyar dolara çıktı.
İlk üç ayda dış ticaret açığı yüzde 96.8 artışla 25.6 milyar dolar oldu.
Tahvildeki sert satış en çok Türk varlıklarını vurdu
Ortadoğu daki kargaşa nedeniyle cari açıkta büyüme ve enflasyonda artış riskiyle karşı karşıya bulunan Türkiye, gelişmekte olan ülke varlıklarına gelen en sert satıştan en çok etkilenen ekonomi oldu.
JPMorgan, Ekim sonundan bu yana Türkiye nin yabancı para cinsinden tahvillerinin yüzde 7.9 değer kaybettiğini, aynı dönemde TL tahvillerinin dolar cinsinden kaybının ise yaklaşık yüzde 10 olduğunu açıkladı.
Türk tahvillerini iflas riskine karşı sigortalama primi (CDS) ise 16 gelişmekte olan ekonomi içerisinde en hızlı yükselişi kaydederek 133 baz puandan 174'e çıktı.
Libya dan Umman a kadar yaşanan politik kargaşa petrol ithalatının maliyetini artırırken, Türkiye'nin ihracatının yaklaşık yüzde 27’sini gerçekleştirdiği bölgedeki talebi frenledi. Dış ticaret verileri, Bloomberg'ün ekonomistler arasında yaptığı araştırmadan çıkan sonuca kıyasla açığın yüzde 78 daha fazla olduğunu gösterdi.
Petrol 100 dolarda kalırsa Türkiye'nin cebinden 10 milyar dolar daha çıkacak
Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki isyan dalgası 2011 için petrol fiyatı tahminlerinin yukarı çekilmesine neden olurken, 100 doların üzerindeki varil fiyatı Türkiye’nin enerji ithalatına 10 milyar dolardan fazla ek maliyet getirme riski yaratıyor.
Petrol fiyatlarındaki yükseliş Türkiye gibi ithalatçı ülkeler için cari açık, enflasyon ve ithalat tarafından ek yükleri de beraberinde getiriyor.
Ekonomistlere göre; Petrol fiyatlarında yaşanacak her 10 dolarlık artış, hacmin sabit kalması koşuluyla petrol ve petrol ürünleriyle, doğalgaz tarafında ithalata yaklaşık 5 milyar dolarlık ek yük getiriyor.
Son olarak JP Morgan Brent tipi petrolün varil fiyatı için tahminini 9 dolar artırarak 104 dolara çekti. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ise Ocak ayı Enflasyon Raporu’nda 2011 için öngördüğü ortalama petrol fiyatını 85 dolardan 95 dolara yükseltti.
Brent petrolün varil fiyatı 2009 yılında ortalama 62 dolarken, 2010 ortalaması 74.9 dolar seviyesinde bulunuyordu.
Türkiye’nin enerji kalemi içerisinde yüzde 55’lik kısmı petrol ve petrol ürünler, yüzde 37’lik kısmı ise doğalgaz ve yan ürünleri oluşturuyor.
Bu orandaki artışa göre, petrol ürünlerinde ithalat maliyeti 2.75 milyar dolar. Fiyatların bu seviyede seyretmesi durumunda geçen yıl sadece petrol ve ürünleri için 38.5 milyar dolarlık ithalat yapan Türkiye'nin bu yılki ithalat faturası 45 milyar dolara yaklaşacağı hesaplanıyor.
Petrolün varil fiyatındaki 10 dolarlık artışın enerji ürünleri ithalatındaki birincil etkisi GSYİH’nın yüzde 0.6’sı düzeyinde ek maliyet getiriyor. Bu da 5 milyar dolara yaklaşıyor. Aynı artış enflasyon tarafında 40 baz puan olarak gerçekleşiyor.
Japon Nomura Bank'ın araştırmasına göre ise petrolde her 10 dolarlık artış baz senaryoda, Türkiye'de cari açığı milli gelirin yüzde 0.3'ü oranında artırırken, enflasyonu da 30 baz puan yükseltme etkisi bulunuyor.
Bu orandaki artışın büyüme ve politika faizleri tarafındaki etkisini sıfır olarak hesaplayan Nomura, yüksek vergi oranları sayesinde artışın bütçe dengesine yüzde 0.3 olumlu yansıdığını hesaplıyor.
Petrol fiyatlarının bu seviyelerde kalıcı olmasının, orta vadede petrol üretim maliyetlerini artırarak enflasyonda yukarı yönlü baskı yaratması ve büyümeyi yavaşlatacağı da tahmin ediliyor.
Günün Sözü: Çıkarı için insanları aldatandan daha alçak insan olamaz.