content

ikradan-mahyaya-aydinlanma

14 Eki

Kristalleşen Dugular!

Zaman su gibi akıp gidiyor ömür dediğimiz hayat kuşumuz bir gün gelecek başka bir mekana uçacak geride kalan ne diye soracağız? Bu soruyu her sorduğumda yüreğimdeki sevgi bir o kadar daha büyürken, birde tarifini yapamadığım acı ve ezikliği yaşıyorum.

Gözlerim doluyor dalıp gidiyorum öylece...

Engin bir hoşgörü ve ahde vefalı bir eser bırakmışsam, ne mutlu bana diyorum.

Ne yaptığını ve ne yapması gerektiğini bilmeyen insanların içinde yaşamın güzelliğini anlamak ve anlatmak, çok kolay olmasa gerek diye düşünüyorum. Gözlerimi kapadığımda aklıma ilk gelen Hz. Yunus'un toplumunu terk edişi ve bir dizi imtihan geliyor. Sana Yunus gibi olmamanı öğütlerim diyen Yüce Yaratıcı, güzelliğin ve rahatlığın belli bir zorluğun sonundan geleceğini de bu uyarısı ile bizlere yapmış oluyor.

Yunus da kim, diye soracak olursanız şayet Yunus; Allah'ın Peygamber olarak seçtiği güzel insanlardan biridir. Kavmi ile olan mücadelesinde, öfkesine yenilerek toplumunu terk eden Yunus bir gemiye biner, yolculuk esnasında azgın dalgalar gemiyi batırmak üzeredir. Bir kısım yüklerin boşaltılması lazımdır. O günlerde çok yaygın olan bir çıkış yolu denenir. Bu çıkış yolu, yolcular arasında kura çekmektir.

Kura çekilir ve kura da Yunus vardır. Ve Yunus bu kura çekiminde ismi çıktığı için denize atılır. Denizde balık Yunus'u yutar. Ve balığın karnında yaptığı yanlışı anlayan Yunus, Rab'bine yönelir ve derki: "RAB'BİM BEN NEFSİME ZULMETTİM, BENİ BAĞIŞLA. EĞER BENİ BAĞIŞLAMAZSAN ZİYANA DÜŞENLERDEN OLURUM." der ve Rab'bi Yunus'un özür dilemesini kabul eder ve Yunus'u tekrar terk ettiği kavmine elçi olarak gönderir.

Yunus döndüğünde, bırakıp gitmiş olduğu kavminin iman etmiş, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü yaşama felsefesi haline getirmiş olduğunu görür. Umutsuzluğun insana yakışmaz bir kavram olduğunu da böylece tüm insanlara göstermiş olur. 37/139-148

Bizler iyiliği, güzelliği, hoşgörüyü ve ahde vefayı yaşam ilkesi edinmiş olanlar kendi toplumumuza inandığımız güzellikleri anlaşılır bir dil kullanarak anlatmak ve göstermek durumundayız. Buna karşılık bir talebimizin olmadığını bilgi, ilgi ve görgü paylaşımımız için bir teşekkür bile beklemediğimizi kendi canlarımıza anlatacağız.

İnsanlarımızın kaybettiği inanma ve güvenme kavramlarını yeniden inşa edeceğiz. Bu bağlamda eli kelem tutanlar ellerinden gelen tüm gayreti göstermelidirler. Yazarlarımız, düşünürlerimiz, bürokratlarımız, bakkal, manav, emekli, memur, işçi, dul, yetim tüm insanlarımız el ele, gönül gönüle olduğumuzu, aramızda uçurumların olmadığını, hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için diyerek ahitlerimize, sadakatimizi hem kendimize hem de dünya insanlık ailesine göstermek durumundayız. Ama buna önce kendimizi inandırmamız lazım. Biz bize inanırsak bize herkes inanacaktır. Bundan hiç kimsenin en küçük bir kuşkusu olmasın.

Her zaman söylediğim bir söz vardır "ALLAH'I BULAN NEYİ KAYBEDER, ONU KAYBEDEN NEYİ KAZANIR? Dostlarım. Nereye gitsem duymaktan içtinap ettiğim bir söz karşıma çıkıyor. Deniliyor ki: Bu toplum düzelmez. Hiç düşünmüyor ki o toplumun bir ferdi de kendisi! Sen düzelme-dikten sonra toplum düzelir mi hiç? Neden böyle düşünüyorsun?  "Yaş kesen baş keser" diyen atalarımız bu sözle neyi kastetmişlerdir.

Hiç yaş bir şey kesilmiyor mu? Kesiliyor elbette ama bir yasaya göre kesiliyor. Eğer yasaya göre kesilmezse ne olur. Bunu ülke olarak yapıyoruz ve yaşıyoruz. Selden ve çığdan yüzlerce, binlerce insanımız telef oluyor ve ülkemiz çölleşiyor.

Kendi başımızı kestiğimizin farkına bile varamıyoruz. Akılcı düşünemediğimiz için asırlar önceden bu tehlikeyi gören atalarımız "yaş kesen baş keser" diyerek kuralsızlığın önüne geçmeye çalışmışlardır.

Bizlerin yapması gerekenler umutsuzluğa umutsuzluk katmak olmamalıdır.

Kendimizi ve içinde yaşadığımız toplumumuzu sevmeliyiz.

Batmakta olan gemiden sağ salim karaya çıkmanın yolu sevgidir, hoşgörüdür ve ahde vefadır.

Öyleyse gelin olabildiğince sevelim, sevilelim, mutlu olalım. Mutlu olmak elimizdedir.

Bu duygular içinde yüreğinizden sevgi, dilinizden hoşgörü, yaşamınızdan ahde vefayı eksik etmeyin.

Sevginin gücü sizinle ve sevdiklerinizle beraber olsun..(Kaynak Kristalleşen Duygular Nizami Mert)

Etiketler : , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank