Kovuldun, Git!
Kovulmak,
İstenmeyen kişi olmak çekilebilir, kaldırılabilir bir hal değildir.
İşten kovulursanız başka bir işe, ortaklıktan kovulunca yeni ortaklıklara başlama imkânınız vardır. Köyden, yaşadığınız memleketten kovulunca bütün genişliğine rağmen dar gelse de dünyanın başka bir yerinde yaşamaya bakarsınız. Evden kovulunca da yeni bir ev tutarak o yeni evde hayatınızı devam ettirirsiniz. Siyasi oluşumlardan, cemaatlerden kovulma en zor olanı olsa da yine kendinize yakın olan bir yer bulmanız mümkündür.
Ancak,
Öyle kovulmalar var ki gerçekleşince ömrünüz buyunca hiçbir sığınak bulamazsınız. Hiçbir yerleşke sizi barındır(a)maz. Çünkü hiçbir kimsenin/şeyin hiçbir şekilde buna gücü yetmez, yetemez. En ağır olan da yeryüzünde bu kovulmayı telafi edecek bir güç, bir teselli, bir sığınakın bulun(a)mayışıdır. Bu kovuluş şekli saydığımız diğer kovulmalara benzemez. Bu maddi/cismani olmakla beraber duyguya, gurura, inanca da etki eder. Ya da her şeyinizle, yer yönünüzle kovulmuş olursunuz;
Yürekten kovulunca…
Evet,
En ağır, acı, en dayanılmaz, en rencide edici, en çekilmez kovuluştur yürekten kovulma.
Sebebinin bu kadar ağır olması gerek yürekten kovulmanın. Bedeli kovulan için bu denli ağır olunca sebebinin de buna değer olması gerekir.
Ama bazen kişi rahat etmek için, abluka altından kurtulmak için, sevdikleriyle daha rahat etmek için birilerini feda edip kovabilir. Bazen de leyleklerin yuvayı ağırlıktan korumak için bir yavrusunu ağaçtan aşağı atarak rahatlaması gibidir kovmak.
Söz konusu insanın birilerini kovması olunca kovma tercihinizi en değersiz olandan yana kullanırsınız. Dediğim gibi bunun için ciddi sebep olmayabilir. Neticede birileri size yük oluyorsa; hele hele beraberliklerinizi soruyor ve sorguluyorsa, sevdiğinizle aranızı bozma çabası gösteriyorsa bu haddini bilmeyenin kovulması kaçınılmaz olur.
Tabii ki yürekten kovulmayı hak eden densiz ve kendini bilmezin bunun sonuçlarına katlanması kaçınılmazdır.
Bunu niçin mi yazıyorum?
Geçenlerde bir bayanın bir erkeği -leş kargalarının da seyrettiği- kovmasına şahit oldum.
Bayanın erkeğe;
“Beni rahat bırak, istemiyorum, duymak istemiyorum. Git ya! gideceğim ve bundan sonra sevdiğim-istediğim kişiyle olacağım” derken bayın “Venüs’ün yıkılışı”nı andıran bir yıkılışla kovulduğunu görünce;
“Sen sen ol kovulmalara şahit bile olma” dedim kendi kendime. Ve "Asla bu şahsın yerinde olmayı deneme" dedim.
Size de söylüyorum; ayağınızı denk alın.
En sevgiliniz sizi rahatlıkla kovabilir. Netice itibariyle siz en sevgili değilsiniz, o sizin en sevgiliniz. Kovmakta bir beis görmez. Çünkü vazgeçil(e))mezleri, alışkanlıkları, değerleri vs.leri vardır.
Allah o kovulmuşa nasıl ve ne ile yardım eder bilemem. Hatta yardım edip etmeyeceğini de bilmiyorum.
Sayın zühre rumuzlu şahsa,
Eylül 1st, 2010 at 01:42hiç adetim olmamasına rağmen ilgisiz yorumunuzu silmek zorunda kaldım özür diliyorum. Ancak yazım üzerinden birilerine mesaj vermek istiyorsanız lütfen kimsenin zan altında kalmasına sebebiyet vermeden daha açık yazmanızı rica ediyorum.
hocam cok kotu gunler geciriyorum okumak icin sizin yardiminiza ihtiyacim var bana ulasirmisiniz? :((bna lutfen ulasin!!!!
Eylül 7th, 2010 at 10:48