Köstebek Demokrasisi
Devletin her kurumunda köstebek var. İşin garip tarafı ne zamandır hep Hanefi Avcı'nın kitabından bahsediliyor. Bu kitap ciddiye alınması gereken bir kitap olmasına rağmen, Türkiye'de gündeme çıksa o kadar çok şaşıracağımız şeyler var ki..Maalesef Türk halkı bu konuda hiç de kurnaz değil. Bazı şeyleri göremiyorlar. Bazı şeyleri görememelerinin sebebi de bağlı oldukları ideolojiye körü körüne bağlı olmalarıdır. Ne yazık ki halkımız hiç OBJEKTİF değil! İşte bu yüzdende içimizde köstebekler cirit atmakta ve derin devletin işi kolaylaşmaktadır. Unutmayın; ideoloji saplantısı derin devletin kullandığı en iyi malzemedir!.. *** Çoğunuz "Köstebek Demokrasisi" diyerek ne demek istediğimi merak etmiştir, yahut kimileri ne demek istediğimi anlamıştır.
Türkiye'de hep bir demokrasi anlayış kargaşası olmuş ve halen günümüzde demokrasinin ne olduğu hakkında belli görüşler ileri sürülmektedir. Demokrasi nedir? Birilerinin tabiri ile bu soruya cevap vermek istiyorum; Demokrasi; Meclise terörü savunanların girebilmesidir, Demokrasi; bu ülkede başı bağlı bir öğrencinin okuluna gidememesidir, Demokrasi; dinini yaşayan Müslümanların "irticacı" diye adlandırılıp, misyoner faaliyetlerine göz yumulmasıdır, Demokrasi; Avrupalıların Türklere ikinci sınıf muamelesi edip "ülkenizde etnik kökene saygınız yok" demesidir, Demokrasi; bikiniyle gezenlerin kafir ilan edilip, namaz kılanın da şeriatçı ilan edilmesidir, Demokrasi; devlet kurumlarında "BAŞIN KAPALI!" ayrımı yapılarak işe alınamaması demek, hatta devlet kurumundan içeri adım atamaması demek, Demokrasi; öğrencinin, üniversite sınavına dahi bir bez parçasından sebep girememesi demek, Bu örneklerin hepsi arttırılabilir. Bunların hepsini yadırgamak ile birlikte, en çok dikkat çekmek istediğim nokta ise meclise terörü savunanların girebilip, ülkede hala demokrasiden hayıflananların olabilmesidir.
Ne yani? Terör başa gelince mi gerçek demokrasi olacak? Anlayın işte, demokrasi bu kadar ülkemizde. Ortada bir demokrasi olsa, o insanlar, bu ülkenin yüce meclise giremezlerdi! Bu şehit analarına hakarettir! *** Demokrasi diye diye köstebekler meclisimize kadar girdi. Demokrasi, bizim ülkemizde derin faaliyetler için kullanılan, batıda ise halk için kullanılan bir kavramdır. Sadece meclise de girmekle kalmıyorlar, devletin tüm kurumlarında yapılanıyorlar.
Bunla da kalmayıp, girdikleri kurumda yeminlerine sadık kalmayıp, bu ülkenin menfaatini tehdit edenleri savunabiliyorlar... İşte buna demokrasi deniliyor. Ben böyle bir demokrasi istemiyorum ülkemde. Böyle bir demokrasi "çifte standartlar"ın demokrasisi, derin devlet demokrasisidir. Önümüzde yeni bir "derin devlet" yapılanması gözüküyor. *** Bu konuya Bülent Erandaç'ın yazısından bir alıntı yaparak devam etmek istiyorum:
Hürriyet Gazetesi eski genel yayın müdürü Ertuğrul Özkök, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'yı parlatan bir yazı yazdı. Yazıda çok dikkati çeken iki bölüm var. Birincisi, "Peki, Hanefi Avcı, eski derin devletin adamı mı?" diye soruyor.
Bu soru, "Yeni derin devlet" olduğuna işaret eder. Peki, "Yeni derin devlet" nerede? Ne yapıyor? Halen görevde olan bir emniyet müdürü, eski derin devlet veya yeni derin devletin adamı nasıl olur? Siz onu nereden biliyorsunuz? İkincisi, "Bu kitap üç-beş yıl sonra Ergenekon tipi çok büyük bir başka davanın iddianamesi haline dönüşebilir" diyor. Peki, bu bir "Derin haber" mi? yoksa bir yerlerin temennisi mi? İşte tüm olay bu. Eski sistemin referandum tehdidi ile ortadan kalkacağını görenler şimdi yeni bir sistem geliştirmeye çalışıyorlar. Kurulan dernek ve vakıfların çoğu Türkiye'nin bütünlüğüne, menfaati ve çıkarına ters düşen faaliyetler içerisindeler. Bu faaliyetleri de "demokrasi" kavramı altında yapıyorlar. Atatürk, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Derneği'ni zamanında kapatma girişiminden dolayı şehit edilmesi ile sonuçlanan bir düşüncenin ülkesinde yaşıyoruz.
Derin teşkilatlanmaların en çok yararlandığı kuruluşlar; dernek ve vakıflardır. Aynı zamanda siyasi partiler de bu dernek ve vakıflardan yararlanmaya çalışırlar. Bunu siyasi partilere çamur atmak için değil, sizlere bu kuruluşların halk tabanında ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu anlatmaya çalışıyorum. *** Aslında fazla söze gerek yok.
Tabii ibret alabilenler için. İbret almayıp, önceden bahsettiğim gibi kendi ideolojisine saplanmış kalmış insanlar yazımdan hiçbir şey anlayamayacaktır. Yargıya, siyasete, demokrasiye, askeriyeye kimlerin çomak soktuğunu görememek, ideolojiye saplanıp kalma hastalığı belirtilerindendir... Eşref Zeki PARLAK e.zekiparlak61@hotmail.com
ABD merkez bankasının sahibi 20 yahudi aileyi ve ROCSHİLDS ailesini incelediğinizde derin dünya devletiyle karşılaşmış oluyorsunuz
Ülkemizdeki demokrasi masalları oy sandığı ve meclis gözünüzün önünden uçuyor buharlaşıyor bir anda. Tüm inandığının sosyal değerler yıkılıyor tek tek. O güne kadar hep kandırıldığınızı anlıyorsunuz
DERİN DEVLET işte o 20 aileden oluşmuş derin dünya devletidir. Gerisi laf salatasıdır.
Eylül 1st, 2010 at 16:32