Koruyucu Melekler
Önceki gün İzmir Koruyucu Aile Derneği Başkanı Rukiye Urgancı ile röportajımız yayınlandı.
Urgancı ile özellikle konuşmak istedim, çünkü Türkiye’de gelişeceğine kimi zaman gerileyen ‘Koruyucu Aile’ sistemini en iyi bilen isimlerden birisi.
Hayatında tesadüfle başlayan koruyucu aileliğin şimdi bir misyoneri.
Röportajı okuyanlar hatırlayacaktır;
Memurdum, eşim bankacıydı. İki çocuğumuz vardı. El işlerini, kazaklar, bereler örmeyi her zaman çok severim. Yirmi yıl önce ördüklerimi evimizin yanındaki Karşıya Çocuk Esirgeme Yuvası’na götürürdüm. Hakikatten zor koşullardaydı çocuklar.
Küçücük çocuklar eteklerimi çekiştirirlerdi, çok duygusal ortamlardı.
Teklif orada bir çalışandan, iki aylık bebeğe koruyucu ailelik yapmamız için geldi.
‘Rukiye Abla sen sevgi dolusun, bir çocuğu alsan kaderi değişir’ dedi. Kızımı öyle aldık.
Oğlumda ise tamamen bilinçli koruyucu aile olmak için başvurduk. Problemleri olan bir çocuktu. Aile sıcaklığına kavuşsun istedik.
Urgancı daha sonra koruyucu aile olmanın yeterince bilinmeyen yönlerini aktardı. İzmir’de 12 yaşına kadar 210 çocuğun aile beklediğini belirtti.
Ayrıca aile yardımı, anneye sigorta, eğitim desteği, iş gibi olanakları konuştuk.
Röportaj yayınlandı ve sevindiren tepkiler aldık.
MAİL YAĞDI
Koruyucu aile olmak istediğini ancak ürktüklerini belirten bir kadının maili ulaştı mesala.
Çocukları olmadığını, mutlu bir evlilik yaşadıklarını ama özellikle eşinin tereddütleri olduğunu vurguluyordu. Duygularını heyecanla anlatıyordu.
Bir başka mailde, koruyucu ailelerde uyumsuzluk oranının düşük olduğunu belirttiğimizi ama kendisinin farklı örneğe rastladığını belirtiyordu bir okuyucu. Gerçeği tecrübeli ailelerden öğrenmesi için derneğin telefonunu aktardım.
Koruyucu aileler aradı mesala.
Hayatlarının ne kadar değiştiğini, bir çocuğu yaşama kazandırırken, kendi kazanımlarını anlattılar.
O.V örneği gündeme geldi. Koruyucu aile olarak aldığı küçük kızı evlatlık edinecek kadar çok seviyor. O küçük çocuk şimdi iyi bir mirasın veliahtı.
GEÇİM YOLU MU?
Bir başka mail ise üzdü. Adını vermeyen bir okuyucu koruyucu aileliğin bir geçim şekli olmaya başladığını iddia ediyordu. (Sayı bu kadar azken üstelik)
Haklı olabilir mi?
Çocuk yardımları, bakan kişinin sigortalı yapılması iyi sayılabilecek bir kazanç getirebilir ülkemizde. Fakat sevgisini veriyorsa, o çocuklara ilgiyle bakıyorsa varsın bu da bir geçim yolu olsun!
Helal olsun! Ki Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nün sıkı kontroller yaptığını, çocukları çok yönlü takip ettiklerini biliyoruz.
Hasbel kader konuyu izleyen bir gazeteci olarak söyleyebilirim, ‘koruyucu ailelerin hepsi cennetlik.
Öğretmenleri baba, yurtlarda çalışan kadınları anne sanan o çocuklar koruyucu ailelerinin değerlerini nasıl biliyorlar, bir görseniz.
‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ der bir hadis.
Memleket çoktan bu hassasiyeti unuttu.
Şimdilerde beklentiler kesişmiyorsa kimse kimsenin pek umrunda değil.
Hiç değilse, şehrinde tek çocuk dahi acı çektiğinde, aile özlemi yaşadığında, harap hayatların içinde ezildiğinde duyarsız kalamasak...