Korunmasından Kullanımına; Kıyılarımız!
Kıyılar, tarihin her döneminde uygarlığın odak noktalarını oluşturmus, yerleşme ve kullanım amaçları açısından sosyal bir önem kazanmıştır.
Türkiye’de son elli yıllık süre içinde kıyı, kıyı kullanımı, kıyı planlaması, kıyı yönetimi ve denetimi vb. gibi konular, giderek artan bir önem kazanmış ve bunun sonucu olarak da özel anlamda hukuki düzenlemeye konu olmuştur. 1972 yılına kadar, Türk hukuk sisteminde kıyıya ait özel bir hukuki düzenleme bulunmamaktadır.
1980’li yıllarla birlikte küresel ölçekte ve ülkemizde artan sosyo-ekonomik değişim süreciyle birlikte kıyı alanlarının hukuki statüsü gündeme gelmiş, anayasal ve yasal anlamda bir çok düzenleme yapılmıştır.
Bu köşeden, başta, kıyı alanları, kıyı hukuku, kıyı sınırları, dolguları, kullanımları, mülkiyet ilişkileri, değerlendirilmesi, dolguların artı eksi dışsallıkları konuları başta olmak üzere zaman zaman coğrafyanın yer yüzü ve yerleşim alanları, bölümlendirme ve paylaşımları vb. konularda güncelden de uzak kalmadan ele almaya çalışacağız.
Bu konudaki temel yasal düzenlemeler, Anayasa Mahkemesi ve diğer yüksek yargı organları kararları başta olmak üzere “koruma-kullanım” dengesi noktasında bulunulan durum analiz edilecektir.
Bu Bağlamda Kıyı Yasasının uygulama alanları, 2B Uygulaması, Yabancılara Mülk Satışı, Çevre Kanunu, Özelleştirme Kanunu vb. gibi kıyı yönetim sürecini doğrudan ve dolaylı etkileyecek yasal düzenlemeleri ele alacağımız gibi yer yer önerilerimizi de paylaşacağız.
Kıyı kullanımı, sahil düzenlemesi dolgusu veya korunması konusunda vatandaşlık bilincinin ortaya çıkarılması, kent yönetim politikasının oluşturulması da en başta gelen misyonumuz olacaktır.
Bundan sonraki yazımızda Kıyı, sahil, karasuları vb. alanlardaki mevzuatın güncel sorunlar karışısındaki durumu/uyumu konusunu ele alacağız.