Korkutamazsınız, Susturamazsınız, Yıldıramazsınız…
Kim olduğunuzun ve ne olduğunuzun önemi yok… Bel altı tehditlerinizden dolayı duruşumuzdan, yazdıklarımızdan, haberlerimizden geri adım atmayız, taviz vermeyiz. Sizin tehditleriniz vız geler vız… Sadece daha çok yazmamıza, daha çok habere imza atmamıza neden olursunuz.
Birileri CHP’li, diğerleri de AK Partili…
Partilerinin farklı olmasının önemi bile yok…
Zihniyetleri aynı…
Sıkışınca sarılıyorlar aynı bel altı vuruşlara…
Biz Ali Tarakçı’yı biliriz…
Atatürk düşmanı…
AK Partili…
Solcu, komünist…
Yetmez ama evetçi…
Lambur lumbur konuşuyor…
Merak etmeyin biz hesabını görürüz…
Ellerinde fırsat olsa bir karış suda boğacaklar bizi…
Nedeni ne?
Yaptığımız haberler, köşe yazılarımız…
Sakın ha yolsuzluklarını yazmayın…
Haksız zenginleşmelerini yazmayın.
Yaptıkları adrese teslim ihaleleri yazmayın…
Nereden aday olabileceklerini, aday yapılmayacağını yazmayın…
Yoksa hesabınızı görürlermiş…
Başkalarına benzemezmişsiniz, kime benzersiniz Kadıoğlu?
Kadıoğlu gazetemiz ve şahsım için buyurmuş!
Ayaklarını denk alsınlar, lambur lumbur konuşmasınlar…
Hızının alamamış devam etmiş…
Ben başka başkanlara benzemem…
Bunların biz hesabını görürüz, merak etmeyin…
Siz bu tartışmalara girmeyin, bunların hakkından biz geliriz, biz işimize bakalım…
Kimi benzersiniz a be Kadıoğlu…
Biz sizin tasfiye ettiğiniz, sizden daha ağababalarını da biliriz…
Bizi neyle kortutacaksınız?
Bir gece başımıza mı sıktıracaksınız?
Evimizden mi aldıracaksınız?
Adamlarınızı mı göndereceksiniz, gazetemizi mi bastıracaksınız?
İlan verenleri mi tehdit edeceksiniz?
3 bine yakın abonemizi mi iptal ettireceksiniz?
İstanbul’da günde satılan 5 bin gazetemizin okuyucusunu mu tehdit edeceksiniz?
****
A be Kadıoğlu bizi yakından tanırsın…
Senin o söylediğin tehditlere papuç bırakmayacağımızı, sözümüzü de sakınmayacağımızı yakından bilirsiniz.
Taa 2004 yılında yanında yakın bir arkadaşınla daha aday iken gazetemizin merkezine geldiğin günü, odamızda neler konuştuğumuzu da bilirsiniz.
Sıkışınca bilindik, tanıdık tehditlere ve iftiralara soyunman karşısında tırsıp köşemize çekilmeyeceğimizi de bilirsiniz.
Bilmiyorsan, unutmuşsan hatırlatmak isterim.
Sakın ha sen de bizleri birileri ile karıştırma.
****
55 yaşındayım.
Ne senin tehditlerin, ne başka güç odaklarının tehditleri vız gelir vız…
Bu ülkenin işkencehanelerini,
Bu ülkenin mahpushanelerini,
Bu ülkenin JİTEM’ini de gördük.
Bu ülkenin darbecelerini de, iktidar gücünden dolayı sarhoş olanları da gördük.
Devletin o azametli gücü karşısında tırsmamış olduğumuzu küçük bir not olarak hatırlatmak isterim.
28 Şubat’ta, iktidarda iken darbe girişimlerinde ki tavrımız ortada duruyor…
Senin de kimlerle iş tuttuğun ortada…
Bizleri sakın ha paralel yapının adamları gibi de zannetmeyin.
Üç kuruş verdiğin, ihale verdiğin, tehdit edince köşesine çekilen, tırsan adamcıklardan, gazetecilerden olduğumuzu zannediyorsan yanıldığını bir kez daha hatırlatmak isterim.
“Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
“Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!”
Toplam 36 ay, toplam 1095 günün var
Yaptığımız haberlerle ilgili herkesin yaptığı bildik, tanıdık sözlerle, bizi korkutacağını sindireceğini yapacağımız haberleri engelleyeceğini düşünüyorsan yanılıyorsun.
AK Partili belediye başkanları ile ilgili haber yapınca, köşe yazınca gelen tehditler yukarıda…
Bu bölgede tam tamına 23 yıldır gazetecilik yapıyorum.
Senin gibi öyle çok adamlar gördük ki, daha da çok göreceğiz.
Gideceksin aynen dünküler gibi…
Kadir Topbaş da, Melih Gökçek de sen de, parti tüzüğü gereği aday olmayacaksınız…
Bunu yazmak, görmek için çok akıllı olmaya gerek yok…
Bunu yazdığımız için alenen tehdit ediyorsan bizi, yaptığın ihalerle ilgili, diğer haberlerle ilgili tarafımıza bel altı vuruyorsan, tehdit ediyorsan daha çok yazmaya devam edeceğiz.
Daha üç yılın var, bizim de üç yılımız var… Toplam 36 ay, toplam 1095 günümüz var…
Demek daha çok tehdit edeceksin ve daha çok bir işe yaramadığını göreceksin.
****
23 yıl boyunca, güçleri karşısında kendisine aşık olmuş adamları, etraflarında ki yalakalardan dolayı ne oldum delisi olmuş adamları öyle çok gördük ki…
Kendilerini devlet zannedip devletin dayağını yiyenleri de gördük.
Bugün isimleri bile yok…
Kimilerine selam verecek adam bile yok…
Hiçbir devranın böyle gitmeyeceğini, devletin karanlık labirentlerinde herkes için bir hesap olduğunu da biliriz.
Yine biliriz ki, Allah’a iman edenlerin, inanıyorlarsa bir gün hesap vereceklerini.
Herkesi kandırabileceklerini, herkesi satın alabileceklerini, herkesi korkutabileceklerini düşünenlerin zavalıllıkları ile dolu bu topraklar.
Dokunulmaz olduğunu düşününlere dokunulduğunu, yargılanmayacağını düşünenlerin yargılandığını, güçleri karşısında sarhoşlayarak tanrısal güç edindiklerini düşünenlerin kağıttan kaplan olduklarını, tarihe şahitlik yaparak 55 yıllık hayatımızda gördük, tanık olduk. Sayısını bilmedikleri mülklerinin, ne sayamadıkları paralarının, ne dokunulmaz zannettikleri güçlerin de kendilerini korumadıklarını gördük be Kadıoğlu…
Yaşarsak daha çok göreceğiz…
****
Bizim ne sayısız korumalarımız, ne milyonlarımız ne hesabını bilmediğimiz mülklerimiz var.
Bizim ne devletin tepelerinde hatırı sayılı dostlarımız, ne de yol arkadaşlarımız var.
Ama bilesin ki; ne senin gibi, ne sana benzeyen adamlardan da korkumuz var.
****
Bugün gazetemizde okuyacaksın.
Avcılar’ın Toprak Anası’nın önüne yatanların hakkımızda yaptıkları açıklamalar var.
Aynen onlar gibisiniz…
Farkınız yok…
Bak onlar kendilerine CHP’li, Atatürkçü, Cumhuriyetçi ve devletin asıl sahipleri olarak düşünüyorlar.
Farkında bile değiller…
Zamanın paradigmasının değiştiğinin…
Ve siz bile farkında değilsiniz.
Devlet olduğunuz zannediyorsunuz ama sizin için de değişiyor zaman…
Ve yaşarsan göreceksin ki, o zamanın adaletinin sizin gibiler içinde işlediğini…
Toprak Ana’nın önüne yatanlar bildik şeylere sarılmışlar
Cumartesi günkü manşetimizle ilgili ADD Avcılar Şube Başkanı Celal Demirel şöyle buyurmuş. Demiş ki, “Gazetem İstanbul’da çıkan haberin çarpıtıldığı kanısındayız çarpıtma var bu haberde Ali Tarakçı, beni aradı bu düşüncelerimi aynen aktardım kendisine. O çümleleri almamışlar, başka yöne çekmişler. Söylediklerimizin farklı yöne çekilmesinden yana değiliz, hepimiz arkadaşız, Avcılar’da yaşıyoruz, aynı havayı teneffüs ediyoruz. Söylediklerimiz neden ters yazılıyor?”
****
Celal Demirel’i gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Hacıhasanoğlu aradı. Ancak pazar günü detaylı açıklama yapacaklarını belirterek, Hacıhasanoğlu’na konuşmadı. Demirel’e ve diğerlerine bir hatırlatma yapayım. Haber benim değil. Haber gazete merkezinin. Ben yazmadım. Arkadaşlarıma manşetini “Toprak Ananın önüne yattılar” diye atalım dedim. Kabul etmediler… Ben de “Toprak Ana’nın önüne hiç böyle yatmamışlardı” diye başlıkla köşemde kullandım. Tabi bunu anlamaktan uzak arkadaşlara ne anlatılır ki…
****
Ekrem’den, Demirel’in telefonunu istedim ve ben aradım. Kendimi tanıttım, aynı sözleri bana da söyledi. Ancak ısrarla kendisine Yaman ve Yüzbaşıoğlu’nun açıklamalarını hatırlattım, tüzüklerinde ihraç yetkisi olamamasına rağmen neden böyle bir açıklama yapıldığını; ADD Genel Merkezi’nden bir yetkili ile görüştüğümüzü, şubelerin ihraç yetkisi olmadığını ifade ettiğini sordum. Demirel, ihraç yetkililerin olmadığını, bir üye hakkında şikayet olursa disiplin kurulunu harekete geçirebileceklerini söyledi.
Demirel, Başkan Toprak yönetim kurulunda ihraç ile ilgili bir şey konuşmadıklarını söyledi. İki yaman üye ise sosyal paylaşımlarda ve gazeteye yansıyan açıklamalarında, yönetim olarak ihraç kararının aynısını Avcılar CHP yönetiminin almasını istiyorlardı. Bunu da hatırlattıktan sonra Demirel; net olarak ihraç yetkilerinin olmadığını ifade etmiş, bu cümleyi de arkadaşlarımız haberin içerisinde kullandılar. Ne demek konuştuklarımı yazmamışlar? Israrla açıklama yapmayacağını söyleyen kendisi, Cumartesi günü yazılı bir açıklama yapacağını söyleyen kendisi… Ayıp diye bir şey yok mu?
****
Gelelim iki yaman üyenin bizimle ilgili açıklamalarına.
Hayri Yaman, gazetemizde Toprak Ana’nın önlerine yatmalarıyla ilgili çıkan haberimizin bana yakışan bir haber olduğunu ifade etmiş. Demiş ki, Ali Tarakçı arkadaşımızın yıllardır yapmaya çalıştığı şu: Türkiye deki aydınlık düşünceli insanlarını itibarsızlaştırmak karşı devrime kan taşımak, Cumhuriyet devrim kanunlarına “faşişt devrim kanunları” diye yazı yazan “Atatürk’e faşist” diye yıllar önce Trakya Ekspres gazetesinde yazan bir şahıs. “Yetmez ama evetçi” AKP’nin dümen suyuna girmiş ve çeşitli kavram tarzlarıyla insanları yönlendirmeye çalışan bir arkadaş. Ali Tarakçı’nın söylediklerini çok fazla kaale almıyorum. Kaale alınacak biri de değil. Kendisine yönelik gerekli açıklamaları yapacağım.”
****
Burak Yüzbaşıoğlu, gazetemizin yandaşlığın en büyüğünü yapıp, CHP’li, Atatürkçü belediyeleri yerden yere vuran bir gazete olduğunu söylemiş. O da Toprak Ana’nın önüne can sipirane yatmasıyla ilgili gazetedeki açıklamasına yeni açıklama getirerek kıvırmış. İhraç etme yetkisi üst mercininindir deyivermiş. Ve tabi yine Toprak Ana’sına methiyeler düzmeyi de unutmamış.
Neden bu haberi yaptık?
Çünkü bir gazetede bu iki yaman üyenin demeci manşete çıkmıştı. Bu gazetenin temel görevi Analarının önlerine yatmak olduğu için, Burak Yüzbaşoğlu’nu aradım. Açıklamayı kendisinin yapıp yapmadığını, ADD’nin böyle bir karar alıp almadığını sordum.
Aynen söyledikleri şu: “Evet abi açıklamayı ben yaptım. ADD yönetim kurulunda aynı zamanda üyemiz olan Handan Toprak ile ilgili hakaret eden, küfür eden, eleştiren üyelerin ihraç edileceği kararını aldık. CHP’nin de aynı kararı almasını istedim.” Kendisine, yaptıklarının çok yanlış olduğunu, bir belediye başkanını eleştirdiği için hiç kimsenin üyelikten ihraç edilmemesi gerektiğini söyledim.
****
Genel Yayın Yönetmeniz Ekrem Hacıhasanoğlu’na ADD’nin tüzüğüne bakmalarını, genel merkezden bir yetkili ile de görüşüp, hatta Avcılar Şube Başkanı’ndan da görüş alarak haberi değerlendirmelerini istedim. Bir belediye başkanına eleştiri yapıyor diye diye ihraç kararı alamayacaklarını, bu kararı CHP’nin bile alamayacağını biliyorum. Bu ahlaki değil. İki siyasetçiler hele hele kamu görevi yapan seçilmişler eleştirilemez diye bakmak tam stalinist, faşist bir düşünce. Böyle bir açıklama, böyle bir haberi görmemezlikten gelmek gazetecilikten nasibini almamış olanların harcı olabilir.
****
ADD Avcılar Başkanı Celal Demirel ile konuşunca şunu da anladık. Gazetedeki manşettten çok rahatsız olmuştu ve yazılı bir basın açıklaması yapacağını söylüyordu. Yakup Tezcan’ı nı Cumartesi günü arayarak ADD’nin basın açıklamasına katılmasını bizzat ben istedim.
Anlayacağınız gazeteci olan herkesin balıklama atlayacağı bir haber yapmıştık.
Son söz: Toprak Ana’nın önüne yatmaya kalkan herkes analarına zarar vermeye biz de haberlerimize imza atmaya devam ediyoruz.