Korkunç Gerçekler
İmam yeni bağırmaya başlamıştı. İmama söveyim derken, ne yazık, bir salyangozu ezdim. Fakat sonra daha dikkatli yürüdüm. Sabahın köründe. Sabahların körü mü? Yani bir tam uyanmamışlık mı oluyor da sabah yürüyen kişiye sabahın körü deniyordu acaba? Korkunç gerçekten kendimi uzaklaştırmaya devam ediyordum. Ezmeyi istemezdim. İnsanları ezmeyi tercih ederim.
Korkunç bir başka gerçek ise.. bunu bugün fark ettim. Önüm sıra yürüyen herhangi birinin yürüyüşünü bilinçsizce taklit ediyorum. Hele de yolumu tıkamışlarsa... yeni fark ettim bunu. Bunu açığa çıkarıp, biliç düzeyime, aklıma gelen herkesin taklidini yaptım bugün. Bir gösteri yaparım birgün. Herkes izler.
Mısır cipsi aldım. Kocaman bir torba dolusuydu. Eve gelirken elimle yokladım cips torbasını... yarısı hava doluydu. Açık açık kandırılmak... korkunç bir şeydi. Kandırılmak... Çocuklara ve kendime sık sık derim: yalan söylemeyin.. kimseyi kandırmaya çalışmayın... çünkü sadece sadece kendinizi kandırırsınız.
Kanmak...suya kanmak da var. Kana kana iç, demiyor artık kimse... Kana kana su içmek...Fakat herkes herkesi kana kana kandırıyor. Kanmadıklarımız nedir peki? Korkunç bir şey bu: kanmıyorsun kana kana kandırıp ve fakat neye kanmadığını, neye doymadığını bilmiyorsun...Korkunç bir şey bu!
At başı görmüşler öğrenciler... eğilmişler, yumulmuşlar bi şeye, arkaları dönük.. yaklaştım neye bakıyorlar diye.. birinin cep telinde facebook'unda at başına benzeyen bir kaya, bir deniz kenarında...oğuu, vauv ediyorlar... bir ayin gibi...daha demindi, programlama temellerinin en önemli konusunu anlattımdı.. ona hiç şaşırmadılardı, dünyanın temeline şaşırmıyorlar.. korkunç bir şey bu; insan kendi heyecanından dahi korkardı; korkmamak korkunç bir şey.
Kıyamet gördüm rüyamda... bildiğin kıyamet.. her şey bitiyor... eriyor gökdelenler... yanımda yakınlarım.. onlara dertleniyorum... haberleri yok... sonra, bir bahçede bir koyun sürüsü, yanında gamsız birkaç kişi, birkaç da kangal görüyorum... kangallara doğru yürüyorum...sakince karşılıyorlar beni. Sürü, yanındakiler ve de kangallar ne kadar rahatlar... korkmamalarından korkuyorum... korkunç bir kıyamet.
Övüyorlar hep... kendilerini, çocuklarını, birtakım şeylerini daha.. Övmek, görmemektir. Yolda düşürmektir. Tanımıyor ettiğini, yaptığını. O gün diyor o gün ana oğlunu tanımaz.. bunlar tanıyor mu?
Ve bir sürü korkunç gerçek daha... Korkmamanızdan korkuyorum...