Korkunç Gerçekler – Anasından Yeni Ölenler
Yılbaşı olağan geçti. Yılbaşından önce yakınlarımın yanında biraz durduktan sonra eve geldim ve yine tek başıma, film seyrederek geçirdim lanetli saati. 2014'ün son günü öğle vakitlerinde gizli gizli plan yapan arkadaşlarımı hatırladım. Sanki kıçlarına yapışacağız, sanki yılbaşı fakiriymişiz gibi fisidi fisidi planlar yaptılar. Popülist coşku seline çok rahat bırakıyor kendilerini insanlar. Ben, elbetteki popülist olamam.
Uçlarda düşünen pozlarına girmek için söylemiyorum...fakat keşke şu karda kışta zordaki dardaki insanlara ziyarette bulunsaydık da, daha özsel bir mutluluk yaşasaydık. Şüphesiz ki böyle insanlar var;dardakini zordakini düşünen... İnsanlar hep kendilerinden kaçıyorlar..Zaman zaman sizden kaçtıklarını da düşünebilirsiniz...sizi küçümsediklerini... fakat kendilerinden kaçıyorlar hep. Kötü ilan etmeleri hep an meselesi. Güvendikleri şey ise haklılık da değil. Aşamalar şöyledir: gözlersin, tartarsın, kıyas edersin.. “doğru”yu değil, doğru eylemi bulursun; “doğru” olduğun için değil, doğruluk eyleminde haklılık aşamasına geçersin..fakat doğrudan haklılığa gelmek kolaycılığı... Haklılık haklılıktan değil, çoğunluktan güven almaktan gelir. Saklar bizi bu kalabalıklar.
2014 ne kanlı bir yıldı öyle! Zaman zaman derim ki: değişen hiçbir şey yok. Zaman zaman da derim ki değişen çok şey var. Esas olan şu: zaten hiç değişmeyenin tersi döndü sadece. Yani hem bir değişim var hem de yok. İnsan kafalarıyla futbol oynayabilen kanlı bilinçler... Kim bilir, onları da kimler bıçakladı bilinçlerinden. Bir saat sonra unutabilmek her şeyi... Hiçbir şey hatırlamayan, insan kafalarıyla futbol oynayan ve gülümseyen delice insanlar.. onlar çoktan unutmuş. Peki ya tiksindiğimiz şu görüntüleri bizim 1 saat sonra unutabilmemiz bizleri ne kadar az katil yapar? İşin global mlobal yönleri yok aslında. Global da sensin mlobal da sensin. Gizli güçler mi? Senin gizliliğinden dahası var mı?
Yaşamayı seviyor muyum? Ölümü anlamak; değer biçmek ve yaşamayı kıymetlendirmek mi? Ölmek isteği herkeste var. Çokça düşünmek onu ölmeyi sevmek değil. Anlık bir şey zaten. Anlık şeyleri sevemeyiz biz. Öyleyse meraklı olduğumuz şey ölüm değil. Ölme isteği-eğilimi de değil.
Değişen bir şey yok. Batı cephesinde. Hayat ve ölümü vardı. Hayatı anlamaktan, ölüp hayata ölüler gibi yürümek peydah oldu. Sadece bu. Değişen de değişen pek değişen yok.