Korkularımızı Besleyerek, Teslim Almaya Çalışıyorlar
Korkulan tam da buydu...Çözüm süreci başarıya ulaşmazsa söylenen de tam da buydu...
Ortalığın yangın yerine çevrilmesi...
Bayramın son günü resmen provası yapıldı...
HDP, Kürtleri Kobani için sokağa davet etti...
Ve sokaklar yandı...
Demek istediler ki, 'siz Kürtlerin yangınını görmez iseniz, yangını evinize taşırız...'
Halbuki ev hepimizin evi...
Yangın başladığında sadece öteki gördükleri değil, yangını çıkaranlar da evin içinde olduklarından dolayı yanarlardı..
****
Yangını çıkaranlar demek istiyorlar ki, Kobani trajedisine Türk Devleti seyirci kalmasın.
Ne yapsın?
Müdahale etsin.
İŞİD ile savaşanlara, direnenlere her türlü yardımı yapsın. Silah yardımı da dahil..
****
Sahi Türk Devleti’ni yendiğini düşünenler, diz çöktürdüklerini düşünenler neden İŞİD karşısında darmadağın oldular?
Ne oldu... 2 – 3 bin kişilik çeteye direnemeyenler, darmadağın olanlar savaş halinde oldukları Türk Devleti’nden her türlü yardım ister oldular.
Ve halen Türkiye'yi ve insanları tehdit ediyorlar.
****
Suriye'de iç savaş başladığından beri ölen insan sayısı tam 200 bin...
Fırınlar bombalanırken, hastaneler bombalanırken, sivil yerleşim merkezleri Esad güçleri tarafından bombalanırken bugün seslerini yükseltenler seyrediyorlardı.
Türkiye'nin Suriye politikasına karşı çıkanlar, şimdilerde Türkiye'nin Kobani için Suriye'ye girmesini neden savunur oldular?
Teskereye karşı çıkanlar, İŞİD belasından dolayı Türkiye'yi yardıma çağırıyorlar.
****
200 bin insan ölürken, onlar insan değiller miydi?
Kentler bombalanırken, insanlar öldürülürken, İŞİD kentleri teslim alırken seslerini yükseltmeyenler, neden şimdilerde ülkeyi yangın yerine çevirebilecek kadar işi zıvanadan çıkardılar?
Türkiye ayrımsız Suriye'de yaşanan insanlık trajedisi için kapılarını açıyor...
Dün Suriye'den gelen milyonlar için düşmanlık üretenler, nefret söylemini büyütenlere ne oldu birden?
****
Bir ülkenin insanının desteğini isterken, yardımını isterken, ülkeyi yakarsan yardım alabilir misin? İnsanların desteğini kazanabilir misin?
Bu soruların yanıtları kocaman hayır.
Buna rağmen neler oluyor?
****
Dün Esad'ın varlığı üzerinden, Esad ile pazarlık yaparak otonom oluşturanlar, devlet hayali kuranlara söylenecek tek söz var.
Dün de yürüttüğünüz politika yanlıştı, bugün de yanlış...
Yangınlar üzerinden barış büyümez..
Eylemlere kadar Türkiye halkı tarafından çözüm sürecine verilen desteğe bir bakın bir de son iki günkü ruh haline...
İstediğiniz nedir?
Türkiye halkına da mı diz çöktüreceksiniz?
Korkutacak mısınız?
İşyerlerini, arabaları, yolları, evlerini, Atatürk büstlerini yakarak Kobaniye yardım alacak, İŞİD'i yenecek misiniz?
Bu politikalar, ülkeyi yangın yerine çevirmek çıkmaz yoldur... Bunu anlamak için geçmişe birazcık bakmak yeterli...
Heykel seveceğinize birazcık da insan sevin
Ayrıca Atatürk heykeli yandığı için sesini yükseltenler, insanlar yakılırken bırakın seslerini, gıkı bile çıkmıyordu.
Heykeller yandı diye Kürtler’e savaş açmaya karar verenler, küfür edenler, lanet okuyanlar, Suriye'de 200 bin insan öldürülürken, milyonlarca insan Esad zulmünden kaçarken, 2 milyonu sadece Türkiye'de göçmen olarak yaşarken nefret duygularını büyütenler heykelleri ne kadar da seviyorsunuz?
Birazcık insanı da sevseniz...
Kamu malları zarar görmüş...
Sizi kamu malı severler...
Bu ülkenin topraklarında 90 yıldır kamu malı çalıyorlar...
Herkes gücü kadar çalıyor...
Herkes gücü kadar parmaklıyor...
Bu ülkenin topraklarında kamu malı yemenin normal olduğunu anlatan ata sözümüz bile var...
Devlet malı deniz yemeyen domuz...
Bırakın kamu malı severliği, birazcık insan sevin... Hem de ayrımsız.. Farklılıklarıyla, dilleriyle, inançlarıyla, kültürleriyle, cinsiyetleriyle..
Bu topraklar ve yeryüzünde yaşayan insanları ayrımsız sevmeyi öğrendiğinizde, bilin ki, kamu malına da zarar gelmeyecek.. Hırsızlıklar daha da çok azalacak...
****
Korkmayın, heykelleri yeniden yaparız, yakılan iş yerlerini, yakılan otobüsleri yeniden yaparız...
Ya yakılan insanları ne yapacağız?
Ya kardeşliğimize gelen zeval...
Ya bizi bir arada tutan tüm değerlerin yerle bir olmasını, yeni değerleri yaratmamızdaki zorlukları...
Son söz: 5000 yıldan eskiye dayanan bir söz: "Tanrım, değiştirebileceğim şeyler için cesaret, değiştiremiyeceklerim için sabır, metanet, aradaki farkı anlayabilmem için de akıl ihsan eyle..."
Kürt Özgürlük Hareketi'ne söyleyeceğim en güzel söz 5 bin yıl önce söylenmiş bir sözü tekrar hatırlatmak... Bugün Türkiye'de değiştiribilecekler için cesarete ihtiyacımız var. Son birkaç yıldır bu yapılıyor. Ancak bugün için mümkün olmayacak şeyler için de,büyük bir sabır ve metanet gerekli... Aradaki farkı anlayamadığınız da yangın girişimlerinizden belli oluyor... Bilin ki, bu yangın en çok sizi yakar...