Korku Duvarı Yıkılırken, Bireysel Kurtuluş da Yıkılır
Halk hareketleri, bireysel kurtuluşun tıkandığı, halktan kopmanın en uç noktaya vardığı durumlarda ortaya çıkmaya başlar.
Mısır laboratuarından alınan sonuçları, Batının bize anlattıkları ile değil de, gerçek sonuçları ile ele alarak bakarsak, daha sağlıklı sonuçlara varabiliriz.
Mısır’da insanlar, Batının dayattığı ekonomi, bireysel ilişki, hayat tarzı sonucu halktan kopuk bir yaşama zorlandı.
Geliri ve arzu ettikleri arasında uçurumlar oluştu. Az kazananı da, çok kazananı da hayatından memnun kalmadı.
Hele hele kapitalizmin yarattığı işsizlik, bireysellikle çözülemez hale geldi. Bireysel kurtuluş bitti.
Umut halk ile birlikte bir şeyler yaparsam kurtuluruma geldi. İşte korku duvarının yıkıldığı yerde burası oldu.
Bireysellik, hep kaybedeceği bir şeyini kaybetmemek için, düzene verdiği ödünden ibaretti.
Bireyciydi, halktan kopuktu, yalnız başına kurtuluş arıyordu, artık bireysel kurtuluş kalmamıştı.
Ruhsal durumunu, bireysel çıkarcılığa bağlayarak, iyice kötüleştirmişti. Korku duvarı yıkılınca, iç dünyasında bir sıçrama yaptı, bir kırılmadan geçti. Bu 12 günlük halk hareketi sırasında birlikte hareket etmenin gücüne inandı.
Birlikte hareket etme konusunda bir eğitimden geçmiş oldu. 12 günlük eylem Mısır halkına birlikte hareket ederse neleri kazanabileceğini öğretmiştir.
Yeni tanıdığı, bu birlikte hareket etme mutluluğunu, şimdi tatmıştı.
Hâlbuki altı ay veya bir yıl önce hep bireysel kurtuluş arıyordu.
Amerika ve Batı istediği kadar, Mısır’da Mübareksiz Mübarek rejimi arayadursun, artık halk kendi kurtuluşunu aramaktadır.
Mısır halkı içindeki gücü keşfetti. Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi Mısır’da çöktü.
Amerika eski işbirlikçilerini kullanarak bazı ufak başarılar elde edebilir. Ama artık Amerika Mısır’dan eski aldığını alamaz.
Mısır halkının ayaklanması, tam zamanına denk düşmüştür. Amerika’nın ve Avrupa’nın kendi krizleri ile boğuştuğu ve kendi aralarındaki menfaat bölüşüm mücadelesinin, hat safhaya girdiği bir dönemi yakalamıştır.
Üretim ve üretimin verdiği gücün, Asya’ya geçtiği bir döneme denk düşmüştür.
Şimdi sıra Bizim Mubarek’e gelmiştir.
Mısır halkının Mısırda aradığı Mustafa Kemal’i Türkiye’de yıkmaya çalışan bizim Eş Başkana gelmiştir.