Köri Sosu Kalp İlacı Kadar Faydalı
Köri soslu bir porsiyon pilavın endotel kasılmasını önlediği ve böylece de kan akımının normal olarak devam etmesini sağladığı bildirildi.
Araştırma ortalama yaşları 45 olan 14 sağlıklı erkek üzerinde gerçekleştirildi.
Bunlara 180 gram köri sosu olan veya olmayan 200 gram pilav rastgele ve çapraz olarak verildi.
Köri sosu sarımsak, kişniş, kimyon, zencefil, soğan, kırmızıbiber, zerdeçal ve karanfilden oluşuyordu.
Bunları yemeden önce yedikten 1 saat sonra sağ kolda akım aracılı dilatasyon yani flow-mediated vasodilation (FMD) cevapları ve diğer parametreler ölçüldü.
FMD, damarların akım artışına yani gerilme stresine (shear stres) verdikleri genişleme cevabıdır.
FMD, köri soslu pilav yiyenlerde 5.2’ den 6.6’ ya çıkarken, kontrol grubundakilerde ise 5.8’ den 5.1’ e düştü.
Köri sosunun sistemik ve önkol kan dolaşımına anlamlı bir etkisi olmadığı gibi oksidatif stres belirteçleri de dâhil ölçülen biyokimyasal parametrelerde (MDA-LDL ve idrarda 8-isoprostane) anlamlı bir değişiklik olmadı.
Araştırmacılar bu sonuçları, köri sosunun endotel fonksiyonlarında yemekten sonra ortaya çıkan negatif etkileri (endotelial disfonksiyon) önleyebildiği şeklinde yorumluyorlar.
Bir başka ifade ile köri sosu endotelin kasılmasını önlüyor ve böylece de kan akımının normal olarak devam etmesini sağlamış oluyor.
Köri sosunun bu etkilerinin yemekten sonra kan şekerindeki artışı baskılama ve/veya oksidatif streste azalma sağlayan antioksidan özelliklerinden kaynaklandığı düşünülüyor.
Bu araştırmadan ne ders çıkaralım?
Bu küçük araştırmaya dayanarak köri sosunun kalp-damar hastalıklarını tamamen önleyebileceğini, kalp krizi ve felçleri ortadan kaldıracağını iddia edecek hâlimiz yok.
Bu sonuçlar, son senelerde sofralarımızdan giderek eksilen “baharatların” sağlıklı bir hayat için ne kadar önemli olabileceğini gösteriyor.
Modern insan köri sosunda bulunan “tabii baharatlar” yerine hiçbir faydası olmaması bir tarafa sağlığa ciddi zararları olan “sodyum monoglutamat (Çin tuzu) gibi kimyasal katkı maddelerini tüketiyor.
Köri sosu ile elde edilen bu sonuçlar endüstrinin bir ilacı ile alınmış olsaydı dünyada yer yer oynardı.
Gebelere şeker yüklemesi tavsiye edenlerin de bir daha düşünmeleri gerekiyor.
Endotel disfonksiyonu
Yemeklerden sonra kan şekerinin yükselmesi damar sertliğinin (ateroskleroz) gelişiminde yardımcı bir etkendir ve kalp-damar hastalıkları için de risk yaratır.
Bir meta-analizde kan glukoz seviyeleri ve kardiyovasküler risk arasındaki progresif ilişki diyabetik eşiğin altında normal glukoz toleransı olanlar için de geçerli olduğu tespit edilmiştir.
Yemek sonrası kan şekeri yükselmesinin hangi mekanizma ile endotel disfonksiyonuna yol açtığı tam olarak bilinmemekle beraber oksidatif stresin aracılık ettiği nitrik oksit dengelenmesindeki bozulmaların kilit rolü olduğunu gösteren deliller vardır.
Glukoz yüklemesi endotel fonksiyonlarında bir azalmaya ve hem normal hem diyabetlilerde oksidatif stres belirteçlerinde artışa sebep olur.
Ağızdan şeker yüklemesine cevap olarak ortaya çıkan kan şekeri yükselmesinin endotel fonksiyonunu yemek sonrası oksidatif stresteki artışla bozduğu gösterilmiştir.
Pilavdan sonra kan şekeri yükselmesi ona eşdeğer miktardaki glukozun yenmesiyle oluşan yükselmeden daha azdır.
Endotel disfonksiyonunun ateroskleroz gelişimi ve ilerlemesinde kritik bir role sahip olduğunu gösteren deliller giderek artmaktadır.
Endotelin, yemek sonrasındaki hasarın hedefi olduğu düşünülmektedir.
Gelelim neticeye
İnsanların binlerce seneden beri mutfaklarında eksik etmedikleri “baharatların” sadece yemeklere lezzet vermekle kalmadığını sağlık üzerine de birçok müspet tesiri olduğunu unutmayalım.
Köri sosunda da binlerce sağlıklı baharattan birkaç tanesi var.
Artık öğrendiniz, sağlıklı yaşamanın yolu adam gibi beslenmeden geçiyor.
Kaynak: