Köpek Giren Eve Astım Gimez
Son bir hafta içinde yayınlanan iki araştırma evlerde köpek beslenmesinin astım ve solunum yolları enfeksiyonlarına karşı koruyucu etkisi olabileceğini gösterdi.
Bu araştırmalardan biri Finlandiya’ da 397 çocuk üzerinde yapıldı.
Bu çocuklar hamileliğin son üç ayından bir yaşına gelene kadar takip edildi.
Anne ve babalardan her hafta çocuklarının hastalıkları ve köpek ve kedilerle temasları hakkında bilgi toplandı.
Bir sene sonra, evlerinde hayvan beslenen çocuklarda solunum yolları enfeksiyonlarının yüzde 30, orta kulak iltihabının yüzde 44 ve antibiyotik kullanımının da yüzde 29 daha az olduğu belirlendi.
Araştırmada, köpeklerin koruyuculuğunun kedilere göre daha fazla olduğu; köpeğin evde günde 6 saatten az kalması ve günün diğer zamanını sokakta geçirmesinin enfeksiyon riskini daha çok azalttığı görüldü.
Dr. Bergroth “Bulgularımız hayatlarının ilk senesinde evlerinde köpek beslenen çocukların solunum enfeksiyonlarına daha dirençli olduklarını gösteriyor.
Köpeklerin koruyuculuğunun neden daha fazla olduğunu bilmiyoruz ama köpeğin zamanın çoğunu dışarıda geçirmesi onun eve daha çok mikrop getirmesine yol açıyor olabilir” diyor.
Daha önce yapılan pek çalışmada çiftliklerde büyüyen çocuklarda astım ve alerjik hastalıkların ve soğuk algınlığının daha az görüldüğünü ortaya koymuştu.
Bu etkinin, hayatın ilk aylarında karşılaşılan bakterilerin çocukların bağırsak bakterileri ile karıştıkları ve bunun da bağışıklık sistemini güçlendirdiği düşünülüyor.
Farelerde yapılan araştırma
Amerikan Mikrobiyoloji Kongresinde sunulan ikinci araştırma ise üç grup fare üzerinde gerçekleştirildi.
Birinci grupta önce köpek beslenen evlerin tozlarına maruz bırakılan ve daha sonra kısa adı RSV olan virüs bulaştırılan fareler, ikinci grupta toza maruz kalmadan RSV bulaştırılan fareler ve üçüncü grupta ise RSV bulaştırılmayan fareler yer aldılar.
Sonuçta, daha önce köpekli evlerin tozlarına maruz bırakılan farelerde RSV enfeksiyonuna ait iltihap ve mukus artışı bulguları görülmedi ve bunların bağırsak bakterilerinin de farklı olduğu saptandı.
Uzmanlar, köpek beslenen evlerin tozunun fareleri RSV enfeksiyonuna karşı koruduğunu, bunun da astım riskini azalttığını savunuyorlar.
Çocukların hemen hepsinin 3 yaşına gelene kadar RSV ile karşılaştıkları, bunun yüzde 60’ ının da hayatın ilk senesinde gerçekleştiği, hastalık tablosunun ağır olduğu çocuklarda astım riskinin yüksek olduğu biliniyor.
Hijyen teorisi
Dünyanın özellikle gelişmiş ülkelerinde her geçen gün artan astım, saman nezlesi, egzama gibi hastalıkların “aşırı temizlik ve titizlikten’’ kaynaklanabileceği ileri sürülüyor.
“Hijyen teorisi’’ olarak bilinen görüşe göre, bu durumdan bebeklerin hayatlarının ilk döneminde çok temiz ortamlarda büyütülmeleri ve mikroplarla çok az karşılaşmaları sorumlu tutuluyor.
Büyük şehirlerde doğan ve apartman dairelerinde “el-bebek gül-bebek’’ sarılıp sarmalanarak, odası her gün silinip süpürülerek; yatak takımları, çarşafı sık sık yıkanarak bin bir ihtimamla “tertemiz’’ bir ortamda büyütülen çocuklar alerjik hastalıkların pençesine kolayca düşüveriyor.
Çünkü, bu çocukların ne kardeşleri var, ne de onları öpüp koklayan ve bu sırada taşıdıkları mikropları onlara bulaştıran akrabaları veya diğer misafirleri. Üstelik bu yavrular birçok hastalığa karşı aşılanıyor. Azıcık ateşleri çıksa, biraz burunları aksa, boğazları kızarsa hemen antibiyotikler veriliyor.
Böyle “tertemiz’’ ortamlarda büyüyen çocukların bağışıklık sistemleri mikroplarla karşılaşmadıkları için kendilerine, savaşacak yapay düşmanlar arıyorlar.
Tutuyor, evdeki tozlara, küflere, polenlere mikropmuş gibi davranıyor, onlara anormal tepkiler gösteriyor, onları yok etmeye çabalıyor.
İşte, bağışıklık sisteminin aslında kimseye zararı olmayan bir takım maddelere karşı gösterdikleri olmaması gereken abartılı tepkileri karşımıza alerjik hastalıklar olarak çıkıyor.
Gelelim neticeye
Son 10 senede yapılan pek çok araştırma hayatlarının ilk aylarını köylerde, çiftliklerde veya hayvan beslenen evlerde geçiren bebeklerde ileriki senelerde astım ve alerjik hastalık risklerinin daha az olduğunu gösteriyor.
Hatta bu durum hamileliğini çiftliklerde geçiren kadınların bebekleri için de geçerli.
Çocukların bağışıklık sistemlerinin daha güçlü olmasının, astım gibi alerjik hastalıklardan uzak kalmasının sırrı “tabii hayata” dönmekle mümkün olabilir.
KAYNAK:
http://pediatrics.aappublications.org/content/early/2012/07/03/peds.2011-2825.full.pdf