Kolesterol İlacına Gerek Yok, Kahve İçen Uzun Yaşıyor
Yeni yapılan bir araştırmada düzenli olarak ‘Yunan kahvesi’ içlerin kalp-damar sağlıklarının daha iyi olduğu ve daha uzun yaşadıkları ortaya çıktı.‘Vascular Medicine’ isimli tıp dergisinde yayınlanan araştırma, Yunanistan’ a ait İkaria adasında ikâmet eden 65 yaş üzerindeki 673 kişi içinden rastgele seçilen 71 erkek ve 71 kadın üzerinde gerçekleştirildi (1).
‘İnsanların ölmeyi unuttukları ada’ olarak bilinen İkaria adsının sâkinleri tüm dünyada uzun ve sağlıklı yaşamaları ile tanınıyorlar.
Her 1000 Avrupalı’ dan ancak biri 90 yaşını geçerken, İkaria Adasında her 100 kişiden biri bu kadar uzun yaşayabiliyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 80’inde hipertansiyon, yüzde 23’ ünde diyabet, yüzde 73’ ünde yüksek kolesterol ve yüzde 22’ sinde de kalp-damar hastalığı hikâyesi vardı; yüzde 17’ si sigara içiyordu.
Bu kişilerin ‘sağlık, yaşama tarzları, kahve alışkanlıkları (Yunan kahvesi, hazır kahve, kapuçino, filtre kahve) bir anket formu ile sorgulandı; kan basınçları ve ultrason yöntemiyle endotel fonksiyonları ölçüldü.
Endotel fonksiyonları kol atardamarında ultrason yöntemiyle kısaca ‘FMD (flow-mediated dilatation)’ adıyla bilinen akımla ilgili genişlemenin ölçülmesiyle değerlendiriliyor.
FMD değeri, damar duvarının ne kadar sağlıklı olduğunu gösteriyor ve sigara içilmesi, yaşlanma gibi faktörlerden etkileniyor.
Deneklerin yüzde 87’ si her gün en azından bir fincan Yunan kahvesi, yüzde 6’ sı kapuçino veya hazır kahve ve yüzde 8’ i de filtre kahve içtiklerini bildirdi.
Kahve içenlerin yüzde 40’ ının az (günde 200 ml’ den az), yüzde 48’ inin orta derecede (günde 200-450 ml) ve yüzde 13’ ünün de fazla (günde 450 ml üzerinde) miktarda kahve içiyorlardı.
Kahve tüketimi arttıkça FMD’ nin de lineer olarak arttığı ve ayrıca da Yunan Kahvesi içenlerin FMD’ sinin diğer tür kahve içenlere göre daha yüksek olduğu tespit edildi.
İçilen kahve miktarı ile diyabet, hipertansiyon, hiperkolesterolemi ve hiperlipidemi arasında bir ilişki bulunmadı.
Araştırmayı yapanlar, Yunan kahvesinin yaşlılarda endotel fonksiyonlarını düzelttiğini, bunun da beslenme ve damar sağlığı arasındaki bağlantının bir delili olabileceğini söylüyorlar.
Kahvenin faydaları
Kahvede kalp-damar sağlığına müspet-menfi etkileri olabilen birçok kimyasal madde var: Kafein, klorojenik asit, diterpenler, teobromin, teofilin, polifenoller ve yağda eriyebilen çeşitli kimyasallar bunlardan şimdilik bildiklerimiz.
Kahvenin anti-oksidanlardan zengin olduğu ama aynı zamanda kan kolesterol ve homosistein seviyelerini ve tansiyonu artırabileceği de biliniyor.
Kahvenin, tip 2 diyabet, Alzheimer, Parkinson, ağız ve deri kanseri, karaciğer ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu etkileri olduğunu gösteren pek çok araştırma var.
Kahvenin kalp-damar sağlığına olan tesirlerine gelince:
Yeni çalışmalar makul miktarda kahve içenlerde koroner kalp hastalıklarından ölüm riskinin de azaldığını gösteriyor.
Ayrıca, düzenli kahve içmenin damar iç yüzeyini döşeyen endotel hücreler üzerine müspet etkileri olduğu da biliniyor.
Antioksidan ve CRP’ yi azaltıcı özelliklerinden dolayı glikoz toleransının düzelmesi endotel fonksiyonlarının daha iyi olmasında etkili olabilir.
LDL-kolesterolün oksidasyonunu ve trombositlerin kümelenmesini önleyerek damar sertliğini hafifletebilir.
Kafein, nitrik asit üretimini direkt olarak artırarak, nitrik asit sentazı aktive ederek ve endotel hücre göçünü ve endotelin tamirini sağlayarak da etki gösterebilir.
Bu dandik bir araştırma
Bu araştırmanın sonuçlarına ihtiyatla yaklaşmak gerekir.
BİR: Ankete dayalı araştırmalar bana ‘oldum olası’ hiç güven vermez; soruları istediğiniz sonucu verecek şekilde düzenlemeniz mümkündür.
İKİ: Araştırmanın denek sayısı çok az; bu tür ankete dayalı araştırmalarda binlerce katılımcı olması gerekir.
ÜÇ: Randomizasyon ve kontrol grubunun olmaması araştırmayı önyargılara açık kılıyor.
DÖRT: Bu araştırma sebep-sonuç ilişkisini ortaya koymuyor, sadece bir birlikteliği gösteriyor.
BEŞ: Araştırma 90 yaşından fazla yaşayanları kapsasa idi, sonuçları biraz daha mânâlı olabilirdi.
Deneklerin ortalama yaşları 75 olduğuna göre, bu 142 kişinin ancak 1 veya 2’ si 90 yaşından uzun süre yaşama şansına sahip olabilecek.
ALTI: Katılanların ne kadar kahve içtiklerini kendilerinin bildirmiş olması da tüketilen gerçek kahve miktarını tam ifade edemez.
YEDİ: Deneklerin büyük kısmının Yunan kahvesi içiyor olması, diğer kahve türleri ile ilgili yorum yapmayı imkânsız hale getiriyor.
SEKİZ: Araştırmada kahve dışında beslenme ile alâkalı diğer unsurlar hiç nazarı itibara alınmamış.
DOKUZ: Bu kişilerin uzun yaşaması genetikle, hava kirliliğinin olmamasıyla da ilgili olabilir.
Gelelim neticeye
BİR: Bu, bilimsel bir çalışmadan ziyade ‘Yunan kahvesine sahip çıkmak’ ve Yunan kahvesinin ‘adını duyurmak’ için yapılmış bir çalışma olarak görülmelidir.
Zaten ‘Daily Mail’ de hemen oltaya gelmiş ve bu araştırmayı şu başlıkla veriyor (2): ‘Bazı kahve türleri 90 seneden fazla yaşamanızı sağlayabilir ama bunun için Yunanistan’ a gitmeniz gerekiyor’.
90 seneden uzun yaşamayı sadece kahve içmeye bağlamak akıl ve mantıkla pek uyuşmuyor.
İKİ: Yunanlı arkadaşlar farkında değiller ama kötü niyetli kişiler bu araştırmayı Yunan kahvesinin hipertansiyona yol açtığı şeklinde de yorumlayabilirler ve kimse de bir şey diyemez; çünkü deneklerin yüzde 80’ ininde yüksek tansiyon var.
Uzun yaşamanın sırlarından birinin de tansiyon yüksekliği olduğunu iddia ederek kan basınçları düşük olanlara tansiyon yükseltici ilaçlar tavsiye edenler de çıkarsa şaşırmam.
ÜÇ: Bu araştırmayı İtalyanlar yapmış olsaydı, ‘kapuçino içenlerin’, biz yapmış olsaydık ‘Türk kahvesi içenlerin’ uzun yaşadıkları gibi bir sonucun çıkması Allah’ ın emri olurdu.
DÖRT: Adamların tıp literatürüne geçirmeyi başardıkları kahve araştırmasını Yunan kahvesi yerine Türk kahvesi diye tercüme ederek sadece kendimizi kandırmış oluyoruz (3).
Bizim de Türk kahvesinin ‘nimetleriyle’ ilgili çalışmalar yapmamız şart.
BEŞ: Yunanistan’ daki sistemi bilmiyorum ama şayet akademik yükselmeler orada da bizdeki gibi yayın şartına bağlıysa araştırmada adı geçenlerin birer ‘dış yayınları’ daha olmuş oluyor; hayırlı olsun.
BEŞ: Bu çalışmada Yunanlı kahve tüccarlarının parmağı var mı merak ediyorum.
ALTI: Her şeye rağmen ben bu dandik çalışmayı tuttum: Bu bal gibi bir anti-statin araştırma!
Kolesterol ilacımı bugünden itibaren bırakıyor, kahveye başlıyor ve ‘Ne ise hâlim o çıksın falim’ diyorum.
Siz de öyle yapın.
KAYNAK
1. http://vmj.sagepub.com/content/early/2013/03/18/1358863X13480258.full