Kolesterol Hapının Hükmü Elma Kadar
Türk Kardiyoloji Derneği (TKD), 14 araştırmacısından 9’ unun ilaç endüstrisinden nemalandığı, verileri sponsor şirket tarafından toplanan ve takip edilen, benim “ana neticelerini gizlediğimi iddia ettikleri JUPITER araştırmasına” sıkıca sarılarak gizli düşüncelerini de deşifre etmiş oluyor.
“Kolesterol hapı yutmayan kalmasın” istiyor; hamburger menülerine, şehir şebeke suyuna statin konmasını isteyen güruh ile “aynı kafada” olduğunu gösteriyor.
Öncelikli amacı halkın sağlığını düşünmek olması gereken bir kuruluştan kalp-damar hastalıklarından korunmada en önemli unsurun ilaçlar değil “hayat tarzı” olduğunu “önemsemesini-öğütlemesini” beklerdim.
İlaçlara methiyeler düzmek “endüstrinin pazarlama bölümünün” işidir.
Bana inanmıyorlarsa, “ağır abileri” AHA ve ACC tarafından yayınlanan hayat tarzı değişiklikleriyle ilgili yeni kılavuza bir göz atabilirler (1).
Sadece, “sağlıklı gıdalarla doğru beslenme, yeteri kadar hareketli olma ve sigara içmemenin” bile tüm ilaçlardan daha etkili ve emniyetli olduğunu göreceklerdir.
Bir elma kolesterol hapına bedel
İngiltere’ de yapılan ve kısa adı BMJ olan tıp dergisinde yayınlanan yeni bir araştırma, 50 yaşın üzerindeki herkese bir elma verilmesi durumunda bu ülkede her sene kalp krizi ve felçlere bağlı 8 bin 500 ölümün önlenebileceğini gösteriyor (2).
Oxford Üniversitesi uzmanları tarafından matematik model kullanılarak yapılan hesaplamaya göre elma verilenlerin tümünün bu tavsiyeye uyması durumunda 12 binden fazla insanın ölmekten kurtulacağı ileri sürülüyor.
Araştırmaya göre, elmanın lezzeti ve ihtiva ettiği besin ögeleri bir tarafa, bu sayede statin yan etkisi olarak 1.200 kişide kas zafiyeti, 200 kişide kas erimesi ve böbrek yetersizliği ile 12 bin 300 kişide diyabet gelişmesi de önlenmiş oluyor.
Araştırmacılar, statinlerin önemini inkâr etmediklerini ama diyette yapılacak küçük bir değişikliğin bile ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istediklerini söylüyorlar.
İngiltere’ de statinler on senedeki “kalp krizi riski yüzde 20’ den yüksek olanlara” tavsiye ediliyorsa da orada da bu ilaçları riskin daha düşük olduğu durumlarda ve hatta 50 yaşın üzerindeki herkese verilmesi için çabalayanlar var.
Bunların kim olduğunu anlatmaya gerek olmadığını sanıyorum.
Amerikan Kalp Derneği’ nin (AHA) Circulation isimli dergide yayınlanan araştırması da kedi köpek gibi evcil hayvan besleyenlerin fiziksel aktivitelerinin daha fazla, kan yağları düzeylerinin daha iyi, tansiyonlarının daha düşük, strese daha dayanıklı, kalp krizinden sonra yaşama sürelerinin daha uzun olduğunu gösteriyor (3).
Akdeniz diyeti uygulayanlarda kalp krizi, felç ve ölüm riskinin yüzde 30 daha az olduğunu bildiren araştırmayı daha önce sunmuştum (4).
Sağlıklı insanlarda bile yararlı aldatmaca mı?
JUPITER çalışmasının sonuçlarını abartılı bulan başka araştırma ve yorumlar da var.
65 bin 229 kişiyi ihtiva eden 11 randomize kontrollü araştırmanın meta-analizi, statinlerin daha önce kalp krizi geçirmemiş olan yüksek riskli kişilerde tüm sebeplere bağlı ölümlerde işe yaramadığını gösteriyor (5).
Kaul ve arkadaşlarının JUPITER çalışması hakkındaki görüşleri de özetle şöyle (6):
“Planlanandan önce durdurulan çalışmaların “inanılmayacak kadar iyi sonuçları” uzun süreli takiplerde ortalamaya doğru gerilemeleri şeklinde kötü bir şöhrete sahiptir.
Çalışma “müthiş faydası” sebebiyle yarıda kesilebilir ama bu daha çok ilaç endüstrisinin işine gelir.
Faydanın abartılması ve bunun sonucu tüm toplumun tedaviye mahkûm edilmesi de tehlikeli değil midir?
Çalışmanın mortalite sebebiyle mi birincil sonlanımlardan dolayı mı durdurulduğunu bilmiyoruz.
Eğer sebep mortalite ise bu kardiyo-vasküler mortalite değil çünkü onda anlamlı bir fark bulunmuyor; diğer sebeplere bağlı mortalite ise bunun da mantıklı bir açıklaması yok.
Daha şeffaf olsalardı bu yorumların hiçbirine gerek kalmayacaktı.
JUPITER’ deki tedavi faydaları gerçek olsa bile abartılmıştır.
Bir araştırmadaki inanılmaz derecede iyi sonuçlar daha önceki çalışmalardaki bilgileri birleştiren “Bayesian metoduyla” daha mâkûl hâle getirilebilir.
JUPITER’ in bu yöntemle analizi yapıldığında şu sonuçlar ortaya çıkıyor: mortalite azalması yüzde 20’ den 8’ e; kardiyo-vasküler ölümler, kalp krizi veya felçlerin kombine edilmesiyle yüzde 47’ den yüzde 13’ e ve kalp krizleri yüzde 54’ den 27’ e iniyor.
Number needed to treat (NNT) yani bir kişiyi kurtarmak için tedavi edilmesi gereken hasta sayısı da buna göre 119’ dan 434’ e çıkıyor.
JUPITER, sağlıklı insanlara bile statin yutturmaya çalışırken birçok başka araştırma “kolesterol düşürücü ilaçların” işe yaramadığını ortaya koyuyor (7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18).
Gelelim neticeye
İlaç endüstrisi, kalp-damar hastalıklarının sadece ve ancak “statinlerle önlenebileceği” fikrini etıbbaya benimsetmek için elinden geleni ardına koymuyor.
80 sene evvel koroner kalp hastalıkları, kalp krizleri “ender rastlanan bir vaka münasebetiyle” literatüre geçerken statinler mi vardı Allah aşkına?
Tüm dünyada statin satışları arttıkça kalp krizleri bırakın azalmayı aksine her geçen gün arttığına göre bunun sebebi sakın “statinler” olmasın?
KAYNAKLAR
1. http://circ.ahajournals.org/content/early/2013/11/11/01.cir.0000437740.48606.d1
2. http://www.bmj.com/content/347/bmj.f7267
3. http://circ.ahajournals.org/content/early/2013/05/09/CIR.0b013e31829201e1.full.pdf+html
5. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/20585067
6. http://www.medscape.com/viewarticle/724339#2
7. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/17984166
8. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/17984165
9. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/18757089
10. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19332456
11. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/18765433
12. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/16034009
13. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/16801565
14. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15944423
15. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/18376000
16. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15492322