Koca Parası Destekli Cipin Sahibine Teşekkürler!
Bir gözüm dışarıda, bir gözüm ise hız limitini aşmamak için, göstergelerin durduğu ibrenin tam ensesinde...
60-70-80-90!
Biraz yavaşla bakalım, bu ne acele! İleride senin ocağına incir ağacı dikmeye hevesli bir MOBESE var!
Hızımı düşürdüğüm anda, tam yanımdan, ok gibi fırlayan bir dört çeker fark ettim…
Benim gibi yavaşlamaya uğraşan diğer araçların arasından makas atarak yoluna devam ediyordu…
‘’Uyma Şeytana…Uyma!’’ dedi iç sesim birden bire,ama çoktan uymuştum bile...
Sert bir hamle ile vites küçültüp, altımdaki metalik garibanı, avazı çıktığı kadar bağırtmaya başladım…
Tam önümdeydi beni sollayan o serseri…
Artık ne MOBESE vardı, ne de diğer araçlar gözümde…
Tek bir hedef! O jipi yakalamak…
İki yetişkin arasında, patlak veren bu kovalamaca, iki-üç dakikanın ardından son buldu…
Ardından tampon tampona, ilerleyen trafik yığınının içine hapsolmuştuk, ikimizde…
Bir ara yan yana geldik…
Sinirli bir şekilde başımı, onun olduğu tarafa doğru çevirerek, en kızgın bakışımı fırlattım…
Dakikalardır kovaladığım cipin sürücüsü, orta yaşlı bir bayandı,
Karşımdaki manzara o kadar ders vericiydi ki, durup düşünmeye başladım…
Koca parası destekli cipiyle, bayan Menopoz trafik canavarı, bir eliyle direksiyonu tutarken, diğer eliyle de, dikiz aynasının önünde rujunu tazeliyordu…
Sonra yeniden trafik açıldı ve hızla yoluna devam etti…
Ben ise, artık onu takip etmiyordum,
Hem o cipi geçsem, elime ne geçecekti ki…
İl Trafik ekipleri, boynuma madalya asacak, değillerdi hani…
Hızımı yavaşlattım ve cebimden bir sigara çıkartarak, dudağıma iliştirdim…
Kafada yine derinlemesine düşünceler ile…
Ve tam o esnada, soğuk Ocak ayında, bir vasıta bularak, sıcak evlerine ulaşmak amacıyla, yol kenarında otostop çeken, fakir üniversite öğrencilerine, takıldı gözlerim…
Ellerindeki beyaz resim kartonlarına, karalanmış semt isimlerini kaldırıyorlardı havaya…
Birkaçını almaya yeltendim ama yolum ters geldi onlara…
Bende her şeyi boşverip, yoluma devam ettim…
Tıpkı her zaman yaptığım gibi…
Tıpkı her eşitsizliği görüp, elimden bir şey gelmediğini fark edipte, gittiğim gibi…
Tıpkı, ruhumun bir köşesinde, toplumsal düzeyin aynı olmasını isteyipte,icraata gelince fos çıktığı gibi…
Tıpkı ben gibi, tıpkı sen gibi, tıpkı onlar gibi…