Kobanê ve İslam Kardeşliği
İnsanlık özünden uzaklaşmış, vahşi ve hayvansal yönüyle hareket eder hale gelmiştir. Şimdi biraz özümüze dönüp kendimize soralım: Değer mi?
Siz hiç her sabah korkuyla uyandınız mı; siz hiç her gün öldünüz mü?
Gazze
Rojava
Şengal
Arakan
Uygur
Myanmar
Ve şimdi de Kobanê.
Hem insanlığımızın hem de İslam Kardeşliği anlayışımızın test edildiği yer: Kobanê!
Sözün başladığı yerdeyiz. Sözün bittiği yer öbür dünyadır. Sözün başladığı yerden sözün bittiği yere doğru bir yolculuk halindeyiz. Ne sözünüz varsa burada söyleyin!
Gizli ve bir o kadar kirli ilişkiler içinde olanlara laf söyleme hakkımı an itibarıyla saklı bulunduruyor ve “Müslümanlar Kardeştir” edebiyatını yapanlara sormak istiyorum; Kobanê de yaşananlar şayet Gazze’de yaşanmış olsaydı, böyle duyarsız kalır mıydınız? Sahi, öldürülen Kobanêli Kürd kardeşleriniz için gıyabi cenaze namazını kılmak, hiç hatırınıza gelmedi mi?
Sakın! Sakın, yalan söylemeye kalkışmayın. Zira yalanınızı örtmek için nice yalanlar söylemek mecburiyetinde kalacaksınız… Beni üzen insanın söylediği ilk yalan değil, ilk yalanını örtmek için yeni yalanlar üretmesidir. Peygamberimiz (s.a.s) buyuruyor ki; “Mü’min yalancı olmaz, yalanı ancak iman etmeyen kimse uydurur…”
Asrımızda olduğu gibi; İmana yalan karışınca, iman samimiyetini kaybeder. İmanda samimiyet olmayınca da; zalim ve mazlum tanımı şahsi çıkarlara dayalı keyfi ve nefsi olmaya başlar. Durum böyle olunca da; artık herkes herkese kendi çıkarı doğrultusunda zalim veya terörist diyebiliyor ve bu yüzden de gerçek zalim ve terörist ıskalanıyor. Şayet taşıyacak kadar güçlü olsaydım, bu konuda ikiyüzlü davranıp sonra da “Müslümanlar Kardeştir” edebiyatıyla üste çıkma çabasında olanlardan nefret ederdim. Fakat nefreti taşıyacak kadar güçlü değilim! Ama zulüm işlenirken tarafsızlığı erdem saymam ve kalben de olsa taraf olurum.
Hunharca ve barbarca Kürdlere yapılan saldırılar karşısında Kürdlerin birilerine dert yanması ve Birleşmiş Zalimlere şikâyette bulunması yerine, yapacakları en büyük çaba ve en onurlu tavır; yıllar önce Malcolm X'in dediği gibi: “Özgürlüğümüz için tek yol vardır: Kendi aramızdaki tüm fikrî ayrılıkları bir kenara bırakıp, düşmana karşı birleşmek.” olacaktır...
Zira bu birleşmiş zalimler, sebep oldukları tüm bu vahşetlere rağmen hala utanmadan insanlık için mücadele ettiklerini iddia ediyorlar!
Birileri istiyor diye artık müslüman kanının müslüman eliyle akmamasını istiyorsak,
İslam kardeşliğinin gereği olarak umarım artık Filistin, Arakan, Mısır ve benzeri ülkelerde acı çeken, sıkıntı yaşayan ve hunharca katledilen kardeşlerimiz için edeceğimiz duaların aynısını; aynı samimiyetle Rojava'daki Kobanêli kardeşlerimiz için de ederiz!
Mazlumlar zulüm altında inlerken; suçlu suçsuz ayırımı yapılmaksızın, hatta çocuk, kadın ve yaşlı olmaları gözetilmeden insanlar katledilirken, cinsiyete, dine veya ırka göre taraf veya tavır almak bir Müslümana yakışır mı?
"Sakın Allah'ı, zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma 14/42;" Fakat burada önemli olan, seni bağlayan ve sorumlu kılan: Zulüm işlenirken sen ne yapıyorsun?
Sadece dil ile Müslümanım demekle olmuyor, şayet bu yaşananlar karşısında içinde kıvranmıyorsanız hatta yanmıyorsanız;ya söyleminizde veya imanınızda bir sorun var demektir. Zira Resulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki dininin gereklerini yerine getirme konusunda müslümanca yaşayan kimse; avucunda ateş tutan kimse gibi olacaktır.”
İslam anlayışını özetleyen iki sure:
Canlı canlı gömülen kız çocuğu sorulduğu zaman:
Hangi suçtan ötürü öldürüldü diye 81/8-9. Kahrolsun yerde hendekler kazıp (Çocuk/insan) yakmak için ateş yakanlar 85/4.
Günümüzde İslam adına bunu yapanlara seslenmek istiyorum: Sakın unutmayın! Çocukları öldürerek cennete gidemezsiniz, ancak Asımın neslini lekelersiniz!
İslam’ın sırf abdest, namaz, oruç gibi ibadetlerden ibaret olan bir din olduğunu varsayan ve İslam’ı böyle tanımlayanlar var. HAYIR, yalan söylemeyin! İslam bir yoldur. Mesele aynı soydan olmak değil, aynı yolda olmaktır!
{ OHAK - DER Başkanı MB. Hedbi } 30.09.2014