content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

20 Nis

KKTC’de Seçim ve “Truva Atı” Sendromu

Şurası mutlak ve muhakkaktır ki; Anavatan Türkiye, Türk dünyası veya KKTC’nin her neresinde yahut hangi kurumunda olursa olsun AB lehine bir tavır, taraf, tutum ve sempati hali ve haleti içinde bulunmak;, Medeniyetin banisi (kurucusu), hak, adalet ahlâkı, hürriyet, hukuk ve medeni siyaset’in hamisi (koruyucusu) Türk milleti adına affedilmez bir cehalet, gaflet; bilinçle fiil ifa ediliyor ise, faili dalâlet ve alenen ihanet içinde demektir!...

Şu kadar ki;

AB’ye karşı olmak, kendi içine kapanmak ve kapılarımızı asla dünyaya kapatmak değildir. Bilakis Türk medeniyeti cihanşümul, kültürü evrensel ve bireyleri bütün dünya ülke ve insanları ile temas ve teati, alış-veriş, ticaret, mütekabiliyete dayalı siyaset ve daimi barış, meşveret kaidesi üzerine kuruludur.     

Kural olarak iş bu ilkeler ve çerçeve dışına çıkmak soy ve medeniyetimize ihanettir.

Mezkür “alenen ihanet” vaziyeti şu aşamada özellikle ve bilhassa KKTC’de varittir.

Üstelik bu yeni de değildir. “tek birlik ve tek egemenlik” gibi akıl dışı bir kalkışma, ütopya, soy düşmanlığı, hezimet tellâllığı, Rum-yunan ve AB karşısında kompleks, soykırım ve katliam ile malul düşman karşısında zaaf ve hezeyandır. En doğrusu ve açıkçası: Düşman adına, milli hudutlar dâhilinde örtülü (gizli, ajan provokatör sıfatıyla) siyaset yapmaktır. 

TC’de son elli yıldan beri, Kıbrıs’ta ise, bilhassa 1989’dan itibaren illegal (gizlice), 2002 yılından itibaren de menşei AB ülkeleri ve TC olan köstebek, dönme-devşirme, dâhili-harici bedhaht, koza ve kriptolar sayesinde “milli dava” by-pas ve paspas edilerek KKTC, Yunan’a peşkeş çekilmiştir.

Müsebbiplerin tamamı Türk düşmanı, Rum-Yunan tohumu ve “Truva Atı”dır.

AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN, LAFA BAKILMAZ

Geriye doğru, Talat dönemi son beş yıl ve Dr. Rauf Denktaş’ı tasfiye operasyonlarının yoğunlaştığı (ondan önceki) yıllara şöyle bir bakalım:

Bu süreçte GKR çete yönetimi tarafında Türk izleri, tarihi eser ve isimleri tüm alan ve unsurlarıyla silindi. Vakıf, imaret, cami, türbe, han, hamam, Türk konakları, cadde, sokak, dağ, tepe isimleri kalmadı.

Kaldırıldı. Sanki asırlar boyu orada Türkler ve Müslümanlar hiç yaşamamış gibi, insanlık, ahlâk, hak, adalet ve hukuk dışı sinsice, alçakça, haince bir silme, yok etme ve karartma operasyonu yaşandı.

Rum-Yunan bununla da yetinmedi!..

Türk düşmanlığı bütün okul ve aileleri sardı. Kitaplar ve yayınlara ilmik, ilmik işlendi. Körpe beyinlere, genç nesillere ve bütün dünyaya “Türk düşmanlığı” odaklı yalanlar, iftiralar ve uydurma masallar aşılandı, pompalandı. Tüm kurum, ev, sokak ve caddelere adeta “Türk ve Müslüman düşmanlığı” kazındı, nakışlandı!..

Buna mukabil; Talat’ın inisiyatif aldığı günden buyana Türk tarafı, halkı ve toprağı kamu vicdanını derinden yaralayan, aşağılayan, ürküten ve “geleceğe yönelik olarak” kaygı yaratan, korku veren bir taciz, maddi-manevi, yerel, ulusal ve uluslar arası tecavüz ve sürekli düşmanca kampanyalar ile saldırılara maruz kaldı.

Türkçe, cadde, sokak, şehir ve köy isimlerine savaş açıldı.

Güneydeki (Rum tarafında) Türk Camii ve imareti alçakça tahrip ve yok edilirken, Türk tarafındakiler inadına imar, restore ve inşa edilerek AB’ye nispet, dalkavukluk, yataklık ve Yunan’a yağcılık yarışına girildi.

Mütekabiliyet “mutlak bir şart, vatani, insani ve hukuki görev” olmasına rağmen, ısrarla riayet edilmeyerek, adeta Rumlar lehine bir “fedakârlık ve feragat” yarışına girildi. Başta louzidiu olmak üzere; Anadolu insanının parası ve KKTC halkının istikbali “onursuzca, soysuzca ve şuursuzca” peşkeş çekildi. Türk’ü Rum’a mecbur, mâhkum ve muhtaç etmek kastıyla ekonomi çökertildi. Hiç gereği yokken Lokmacı kapısı açıldı. Türk Ordusu’na karşı kin ve düşmanlık duyguları tahrik edildi. İzolasyonlara karşı ciddi, etkili ve güçlü bir tepki gösterilmedi. Bazen Maraş ve bazı Türk toprakları alçakça pazarlık konusu yapıldı.

Rum’un AB’ye verdirdiği ulufelere rıza gösterilerek, yalan, hayal ve hüsran peşine düşüldü.

Bu tam bir gaflet, dalalet ve hıyanettir.

Eğer seçimde “TRUVA ATLARI” Talat ve yandaşları KKTC’den sökülüp atılmazlar ise; Bu cehalet, gaflet ve dalaletin bedeli “ENDÜLÜS GİBİ” çok ağır ödenecektir. Dahası; Gerçekte büyük bir yalan, sahtekârlık, aldatma ve kandırmaca olan “Annan Planı” ile “iki millet tek devlet” aldatmacası “hain tuzak” uğruna Kıbrıs Türk halkı daha binlerce rezillik, küstahlık ve alçaklık düşmanlığa katlanmak zorunda kalacaktır.

Bunların hepsi bir düşmanlığın, alçaklık ve küstahlığın eseri…

Düşünün bir kere!...

Niçin? Kongrelerinde ‘İstiklâl Marşı” çalınmayıp, Ermeni şarkıları ve sirtaki söylenen CTP adayı Mehmet Ali Talat’ı AB+ABD dostları, Rum-Yunan tarafı ve Türk düşmanları destekliyor da!... UBP gibi milli tandanslı, Türk ruhlu ve “MÜCAHİT” referanslı “namuslu, dürüst, ilkeli, onurlu ve sorumlu Başbakan Derviş EROĞLU” na, hıyanetle (düşmanca) karşı çıkıyorlar?.. Neden ve niçin?.. O’na Türk dünyası, Anavatan ve KKTC’nin sağduyu, akıl, ilim-irfan, adalet ve özgürlük yanlıları sahip çıkıyor?...

Çünkü: KKTC’nde “özgürlük, güvenlik ve mutluluğun teminatı” Derviş Eroğlu’dur.

RUMLARIN KORKUSU:

Eski Rum lider yaklaşmakta olan mukadder gerçeği açıkladı...

Glafkos Klerides, Kıbrıs sorunun kısa sürede çözülmemesinin, KKTC'nin milli devlet varlığının tanınmasını gündeme getireceğini söyledi ve ''Birkaç yıl sonra tanınma da gündeme gelecek. Kıbrıs Rum tarafı bir B planı oluşturmalı. Özellikle de seçimleri Derviş Eroğlu'nun kazanması halinde, gerekli tedbirler mutlaka alınmalıdır'' dedi.

İşte Rum’un korkusu budur. Temennimiz odur ki:

KKTC seçmeninin sağduyusu galip gelir, özgürlük, refah ve güvenlik tutkusu Truva Atları’nı tasfiye eder ve Kıbrıs Türk’ü AB sendromundan, izolasyonlardan, esaret, abluka ve sözde “medeniyet” adına uygulanan vahşet, ıstırap ve kuşatmadan ebediyen kurtulur.  

Lütfen Unutmayınız!.. “Türk demek: Türk’çe düşünmek, Türk’çe konuşmak ve Türk’çe yaşamaktır. Ne mutlu Türk’üm diyene…” (Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk)

NOT:  18 Nisan 2010 Pazar günü yapılan KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimini % 50.38 oran ve 61.491 oy ile Dr. Derviş Eroğlu’nun kutlu zaferi ile sonuçlanmış; Mehmet Ali Talat % 42.85 oran, 52.302 oy ve 9.189 (-) farkla hezimete uğramıştır. Böylece KKTC’de 5 yıl öce yalan-talan, ütopya-peşkeş,“tefessüh ve izmihlâl” üzerine kurulan “turuncu devrim” kendi yarattığı hayal kırıklığı, hüsran ve enkazın üstüne çökerek, tarihteki kara ve kirli yerine havale olunmuştur. Aziz, kadim ve kahraman “Milli Dava Mücahitleri’nin” gözü aydın; Onur, erdem ve sorumluluk sahiplerine geçmiş; Anavatan ve Türk Dünyasına ise hayırlı ve kutlu olsun.   

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank