Kızın Gülüşüne, Kışın Güneşine Aldanma Sakın!
Hayatımızın gidişatını etkileyen önemli ekonomik kararları kim veya kimler verir?
İşin görünen kısmına bakarsanız, meclisler ve hükümetler karar verir.
Ne kadar güzel ve demokratik değil mi? Biz partileri seçiyoruz. Partilerden biri veya bir kaçı hükümeti belirliyor.
Onlar da, hayatımızı belirleyen ekonomik, siyasi ve askeri kararları alıyorlar.
Peki, senin ve benim verdiğim oylarla, 37 dolar milyarderinin verdiği, bir oy eşit midir?
Soruyu tersten soralım. Elin adamı, senin benim oylarımızla, servetinin riske gireceği bir gidişata oy verilmesini kabul eder mi?
Demek oluyor ki, 37 dolar milyarderinin verdiği oyların gücü, senin benim verdiğim oyların gücünden büyük…
Hep onların belirlediği yollardan gittiğimize göre… Hep onlar kazanıyor. Halk az kazanıyor veya fakirleşiyor.
Bir örnek verelim de, kimin oyları daha kuvvetli belli olsun.
AKP iktidara geldiğinde, GSYİH’nın %30’nu bu dolar milyarderleri alıyordu. (adetleri 2002’de 4 idi) AKP’nin 13yıllık iktidarından sonra, Gayri Safi Yurt İçi Hasıladan aldıkları pay; %50’ye çıktı.
Yani tüm ürettiğimiz değerin %50’sini bu babayiğitler alıyor. Geriye kalan %50 de, tüm halkımıza dağıtılıyor.
Demek ki iktidarı önemli ölçüde belirleyen, tayin eden, bu 37 dolar milyarderidir.
Ama etrafınıza baktığınızda, ya da ekranlara baktığınızda, bunlardan bir tanesini bile göremezsiniz.
Hem görünmezler, hem de, en önemli işlere onlar karar verirler.
“Yoksa görünmez bir elleri var da”, oradan sandıklara 37’den fazla, oy mu atıyorlar?
Sanıyorum 32 parti bu seçimlere girmeye hak kazandı.
Ancak ekranlara ve anketlere bakıyorsunuz, sadece dört parti gösteriyorlar.
Demek ki diğerleri gerçekte yoklar. Ya da faaliyet göstermiyorlar. Beyanat vermiyorlar!
Halkın giderek sisteme olan güveninin azalması; bu temsil krizindendir.
Hatta Avrupa’da genel seçimlerde, seçime katılma oranları, %50’lere kadar, düştüğü ülkeler oluyor.
Halk, meclis dışından etkili olmaya çalışıyor.
Meclise bizleri temsil edecekler diye gönderdiğimiz kişilerin, bizleri temsil etmeyip,37 dolar milyarderini temsil ettiğini anladığımızda, demokrasiden söz ediyor olacağız. Kızın gülüşü ve kışın güneşi…
Şöylesine bile razı olmaya hazırız.
Keşke bu 37 dolar milyarderi, dışarıdaki, daha büyük tekellere bağlı olmasalar. Hadi ekonomik olarak bağlı olsunlar da siyasi olarak bağlı olmasınlar.
İktidarda, halkın gerçek temsilcilerinin olmadığı ülkelerde istikrar olmuyor.
Haziran seçimlerinden sonra hiç olmayacak.
Külfetin halka, nimetlerin milyarderlere gittiği bir düzen, ancak ve ancak zora dayalı bir düzen olmak zorundadır.
Hele bir de, 37 dolar milyarderinin, ülke pazarında, talep yetersizliği nedeniyle, sermaye birikimleri sekteye uğramışsa, böyle durumlarda diktatörlüklerin daha da acımazız olması gerekiyor.
Aksi takdirde, “haksız düzeni” yeniden yoluna koyamıyorlar.
bulentesinoglu@gmail.com