Kızamık Aşıları İşe Yaramıyor mu?
PLos’ da yayınlanan araştırma, kısa adı MR olan kızamık-kızamıkçık ve MMR olan kızamık-kızamıkçık-kabakulak aşılarının, aşılanma oranları yüksek olan toplumlarda salgınların önleneceği iddiasını boşa çıkarıyor.
Araştırmaya göre ülkenin Zhejiang bölgesinde MR ve MMR aşılanma oranı yüzde 99’ un üzerinde olmasına rağmen kızamık, kabakulak ve kızamıkçık ensidansları yüksek kalmaya devam ediyor.
Çin’ in doğu kıyısında 55 milyonluk bir bölge olan Zhejiang’ da bütün çocuklara 8 aylıkken zorunlu MR ve 18-24 aylıkken de MMR aşıları yapılıyor.
Bu araştırmada, son kızamık salgınına rağmen 1.015 Zhejiang’ lının yüzde 93.6’ sının kanlarında -muhtemelen aşılanmaya bağlı olarak- kızamık antikorlarının pozitif olduğu tespit ediliyor.
Bu oran, “toplum bağışıklığı” (herd immunity) adıyla bilinen ve enfeksiyon hastalıklarının tamamen bitirilmesi için ileri sürülen yüzde 88-92 oranının da üzerindedir.
Aşıların teorik olarak koruyucu olması gerekmesine rağmen 87 vakada (yüzde 8.6) kızamık da gelişmiştir.
İdeal aşı uygulamasına rağmen 4 senede 707 kızamık salgını
Bulletin of the World Health Organization‘de yayınlanan yeni bir araştırma da Çin’ de 2009-2012 arasında 707 kızamık salgını meydana geldiğini gösteriyor.
Ayrıca 2013’ ün ilk 10 ayındaki kızamıklı sayısının 26 bin 443 bulduğu ve bunun 2012’ deki vaka sayısının üç misli olduğu da bildiriliyor.
2009’ dan beri aşılanmanın giderek artması ve hedef kitlenin yüzde 90’ ından fazlasına kızamık virüsü ihtiva eden ilk dozun yapılmış olmasına rağmen bu beklenmeyen bir durumdur çünkü aşılanmanın artmasıyla birlikte kızamık ensidansının da azalması beklenir.
Dünya Sağlık Örgütü’ nün Batı Pasifik Bölgesi Komitesi 2005’ de, kızamığın bu bölgeden tam olarak ortadan kaldırılması için 2012’ yi hedef seçti ve Çin Sağlık Bakanlığı da bunu sağlamak için zorunlu kızamık aşılamasını başlattı.
2012’ de kızamık ensidansını 100 binde 0.1’ in altına indirme amacına ulaşmak için de 2006’ da bir dizi aşılama stratejileri geliştirildi.
Bugün çoklu doz aşılarının tam ve hemen hemen üniversal olarak uygulanmış olmasına karşılık kızamık, kabakulak ve kızamıkçık salgınları aşı olanları hasta etmeye devam ediyor:
Kızamık salgınları 2008’ de 12 bin 782 kişide görüldü ki bu milyonda 252.61 vaka manasına geliyor.
Kızamık ensidansı 2009’ dan 2011’ e milyonda 3.14-17.2 şeklinde devam etti.
Benzer şekilde kabakulak ensidansı 2007 ve 2008’ de 394.32’ den 558.26’ ya çıktı.
Nihayet, kızamıkçık vakaları da 2007’ de 3 in 284 iken 2011’ de 4 bin 284’ e yükseldi; bu yüzde 30.45’ lik bir artış manasına geliyor.
Bunlardan dolayı da kızamığın eliminasyonu ve kabakulak ve kızamıkçığın kontrolü acil halk sağlığı problemleri olarak görülmelidir.
Bu son araştırma MMR aşılarının ilk dozu 8 aylıkken ve ikincisi de 18-24 aylıkken olmak üzere iki doza yükseltilmesi tavsiyesine hükmediyor ve ayrıca diğer MMR aşısına ilave olarak genç erişkinler ve yaşlı ergenler için hızlandırılmış bir MR aşı kampanyası da öneriyor.
Gelelim neticeye
Çin, dünyanın aşılara uyumu en fazla olan ülkelerinden biridir ve kızamık aşısı da zorunlu aşılardandır ama sadece 2009-2012 senelerinde 700’ den fazla kızamık salgını ortaya çıkması çok düşündürücüdür.
Aşılama ile sağlanan antikorların aşıyla önlenen hastalıklara karşı yetersiz kalması, immünolojinin temel ilkelerinden olan “antikor bazlı aşı etkinliğinin” koruyuculuğunu şüpheli kılıyor.
Burada cevaplanması gereken birkaç soru vardır:
BİR: Bu aşılar ileri sürüldüğü gibi koruyucu değil midir?
İKİ: Toplum bağışıklığı kavramı doğru olmayabilir mi?
ÜÇ: Enfeksiyon hastalıkları önlemede sadece aşıya ağırlık vermek ne kadar doğrudur?
DÖRT: Bu hastalıkları önlemede beslenme, D vitamini, hijyen kuralları ve daha sağlıklı bir hayat tarzına da önem vermek gerekmez mi?
BEŞ: Aşıların etkinliklerinin incelendiği araştırmalarda aşıların yan etki ve risklerinden –özellikle de otizmden- hiç bahsedilmemesi tuhaf değil midir?
KAYNAKLAR